Edebi Şahsiyetler

Percy Bysshe Shelley Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Londra’ya yerleşen Shelley, içine düştüğü boşluk duygusundan, varlıklı bir lokanta sahibinin kızı olan Harriet Westbrook ile tanışınca kurtuldu. İkisi Edin-burgh’a kaçarak evlendiler. 1811-1812 yılları Shelley’ nin en üretken dönemlerinden biri oldu. Bir yandan karısıyla birlikte Katolik İrlanda’nın kurtuluşu ve Galler’deki bataklıkların kurutulması gibi reform projelerine yandaş kazanmaya çalışırken, bir yandan da ilk önemli yapıtı Queen Mab’ı (“Kraliçe Mab”) yazdı. Dokuz kantodan oluşan bu uzun şiirde geçmiş ve gelecekle ilgili düşüncelerini, Hıristiyanlık’a, evliliğe Ve insan doğasını bozan siyasal kurumlara karşı eleştirilerini, bilimsel görüşlerini ve vejeteryenliğe duyduğu hayranlığı anlatıyordu. Düşüncelerinin çoğu özgün olmamakla birlikte üslubu ateşli ve şiddetli bir tondaydı.

Shelley 1814’te William Godtvin’in kızı Mary ile tanıştı. Onu, bütün yaşamı boyunca sürecek “zihinsel güzellik” temasının simgesi olarak görmeye başladı. Aynı yıl birlikte Paris’e kaçtılar. Shelley için yeni bir mutluluk dönemi başlamıştı. 1816’da karısının Hyde Park’ta gölde boğulmuş olarak bulunmasından sonra Mary ile evlendi.

1817’de Shelley The Revolt of İslam (“İslam’ın İsyanı”) adlı 12 kantoluk bir uzun şiir yazdı. Bu yapıtta, Laon ile Cythna adlı sevgililerin aşkından doğan bir dünya cenneti düşüncesi dile getiriliyordu. Aynı yıl Shelley, John Keats ile dostluk kurdu.

1818’de Mary ve iki çocuğunu da yanına alarak İtalya’ya gitti. Akdeniz iklimi, bozulmakta olan sağlığına iyi gelmişti, ama çocukları hastalanarak öldüler. Shelley İtalya’da Byron’ı da tanıdı. Byron’ın sürdüğü tüketici, aşırılıklarla dolu yaşam onu hem büyülüyor, hem de üzüyordu.

Bu arada “ Stanzas, Written in Dejection, near Naples”(“Napoli Yakınlarında Keder İçinde Yazılmış Kıtalar”) “Ode to the West Wind” (“Batı Rüzgârına Od”) gibi kısa şiirlerini, “The Mask of Anarchy” (“Anarşinin Maskesi”) adlı uzun şiirini, The Cenü ve Prometheus Unbound (“Zincirlerinden Kurtulmuş Prometheus”) adlı manzum oyunlarını yazdı. İtalya’ da çocuklarının ölümü gibi kederli olaylarla karşılaşmıştı. “Ode to the West Wind” de bu bağlam içinde zamanın geçip gidişinin, gençliğin ve canlılığın yitiğinin şiiriydi. Ama batı rüzgârıyla savrulan kurumuş sonbahar yaprakları imgesi, kederin içinden yeni bir güçle yükselen bir gelecek duygusunu simgeliyordu.

İlgili Makaleler