Tarih

Muaviye bin Süfyan Kimdir Hayatı Dönemi

Muaviye bin Süfyan. Sahabi (D. Mekke 600—610 arası – Ö. Şam Nisan 680).

Sahâbi, vahiy kâtibi, ilk Emevî halifesi. Mekke’nin en nüfuzlu şahsiyetlerinden Ebû Süfyan ve Utbe b. Rebia’nın kızı Hind’in oğlu olan Muaviye,7. asrın ilk on yılı içerisinde Mekke’de doğmuştur. Mekke fethediidi-ği yıl (H.8/630) müsiüman olan Muaviye, vahiy kâtibliği yapmış ve Hz. Muhammed’in vefatından sonra ilk halife Hz. Ebû Bekir tarafından kardeşi Yezid ile birlikte Suriye fethine gönderilmiş, burada büyük başarılar elde etmiştir. Hz. Ömer zamanında Yezid’in ölümü üzerine kardeşinin yerine Şam valiliğine tayin edilmiştir. Hz. Osman zamanında Suriye genel valisi olan Muaviye 20 yıl süren valiliği sırasında Suriye’yi yeni devletin en iyi teşkilatlandırılmış ve en iyi eğitilmiş askerî birliklere sahib örnek bir eyaleti haline getirmiştir. Hz. Osman’ın şehid edilmesinden sonra onun kanını dava ederek Hz.Ali ile mücadeleye girişen Muaviye, Sıffin savaşında yenilmek üzere iken Amr b. el-As’ın hilesi ile bu badireyi de atlatmış ve nihayet Hz. Aii’nin İbn Müicem tarafından şehid edilmesi üzerine halifeliğe giden yoldaki son büyük engelden de kurtulduktan sonra H.41/661’de Hz. Hasan’ın hilafetten çekilmesini müteâkib resmen halife olmuştur. Muaviye dahilî karışıklıkların bastırılmasından sonra kumandanlarını uzak bölgeleri fethetmekle görevlendirmiştir. Donanmaya büyük önem vermiş, Kıbrıs ve Rodos’u fethetmiş, İstanbul’u da iki defa muhasara etmiştir. Mâlî alanlarda ıslahat yapmış, ziraatın gelişmesi için çalışmış ve Divan teşkilatını kurmuştur. H.60. yılın Receb ayında (Nisan 680) Şam’da vefat eden Muaviye el Bahu’s-Sağir mezarlığında toprağa verilmiştir.

Muaviye başlıca şu hususlarda tenkide maruz kalmıştı:

  • Hilafeti saltanata dönüştürmek
  • Yezid’i veliahtı ilan edip halktan zorla biat almak
  • Ziyad’ı kendi nesebine bağlamak
  • Hz.Ali’ye küfrettirmek

Emevî Devleti’nin kurucusu ve iyi bir devlet adamı olan Muaviye akıllı, mülayim, nefsine hakim ve müsamahakâr bir insandı. Yardımcılarını ve kumandanlarını kabiliyetli insanlar arasından seçerdi. İyi bir âile reisiydi. Mes’elenin zor yoluyla halline taraftar değildi. Ancak devletin menfaati zor kullanmayı gerektiriyorsa ondan da çekinmezdi. Kendisinden sonraki bazı halifeler zühd ve takvada, cesaret ve ilimde ondan daha ilerde olabilirler ama hiçbirisi onun kadar keskin politik görüşe, süratle hareket kabiliyetine ve takib fikrine sahib değildi.

İlgili Makaleler