Tarih

Mehmet Vehbi Çelik (Konyalı Mehmet Vehbi Efendi) Kimdir, Hayatı, Eserleri

Mehmet Vehbi Çelik (Konyalı Mehmet Vehbi Efendi) . Müfessir, siyaset adamı (D. 1861 Konya, Hâdim, Kongul – Ö. 27 Kasım 1949 Konya). Osmanlı Meclisi Mebusanı I. Dönem ve IV. Dönem Konya, TBMM I. Dönem Konya milletvekilliği yapmış, IV. İcra Vekilleri Heyeti‘nde Şeriye ve Evkaf Vekili.

Yaşamı

İlk tahsilini köyünde yaptı. Daha sonra Tokmakzâde Mehmed Efendi ve Hâfız Ahmed Efendiden sarf, nahiv; Konya Şirvaniye Medresesinde Kadınhanlı Hacı Hüseyin Efendiden, Molla Câmî denilen Arapça gramer kitabını okudu. Tavaslı Osman Efendiden fıkıh ve fıkıh usûlü derslerini aldıktan sonra ders okutmaya ve icâzet vermeye başladı. 1899’da Mahmûdiye Medresesi müderrisi, 1901’de Konya Hukuk Mahkemesi üyesi oldu. 1907-1908’de, İstanbul’da açılan Mekteb-i Hukuk (Hukuk Fakültesi) öğretim üyesi oldu.

Siyasi Yaşamı

1908’de II. Meşrûtiyetin îlânından sonra, Konya Mebûsu olarak İstanbul Mebûsân Meclisine katıldı. Bir ara Konya Vâli Vekilliğine getirildi. Altı ay kadar bu vazifede bulundu. 1919’da tekrar İstanbul Mebûsan Meclisine Konya Mebûsu olarak seçildi. Bu Meclisin başkan vekilliğini yapmıştır.  Bu görevdeki himmeti önemlidir. Misak-ı Milli’nin bu Meclisce kabulünde şahsi otoritesiyle rol oynamıştır. Milli Mücadeleyi desteklemesi için Meclis tarafindan Padişah’a gönderilen üç kisilik heyette Vehbi Hoca’da bulunmuştur. 16 Mart 1919’da İstanbul’un İngilizler tarafından işgâli üzerine meclis tarafından bâzı milletvekilleriyle Mehmed Vehbi de Ankara’ya gönderildi. Siyâsî hayattan çekilinceye kadar Atatürk’ün yanında kalıp, onun düşüncelerini bütünüyle destekledi. Ankara’da bulunduğu bu sıralarda Çumra’da çıkan isyânı bastırmak üzere Refet Paşa ile birlikte Konya’ya gitti.

Mehmed Vehbi, 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan TBMM’ye Konya Mebûsu olarak katıldı ve bir süre de meclis Başkan Vekîli olarak bulundu. Daha sonra askere erzak toplamak için Konya’da kaldığı sırada, Atatürk’ün bir telgraf göndererek çağırması üzerine Ankara’ya döndü. Fevzi Paşa kabînesindeki Şer’iye ve Evkaf Vekilliğinden çekilen Eskişehir Mebûsu Abdullah Azmi Efendinin yerine atandı. Bu görevde iken 1922 Kasımında sultan Vahideddîn’in hal edilmesine dâir verdiği fetvâsı, mecliste ittifakla kabûl edildi. Daha sonra Şer’iyye Vekilliğinden ayrılıp, Şemseddîn Günaltay’ın tavsiyelerine uyarak Hülâsatü’l Beyân fî Tefsîri’l Kur’ân adlı eserini yazdı. Bu tefsirin en bariz özelliği bir çok tefsirin özeti olmasıdır. Eserinde en fazla nakil yaptığı tefsirler Razi, Beydavi, Ebussuud ve Hazin tefsirleridir. Az-çok okur yazar her müslümanın anlayacağı dille yazılmıştır.

27 Kasım 1949’da  87 yaşındayken Konya’da öldü. Cenâzesi Musallâ Kabristânına defnedildi.

Eserleri

 

  • Hülâsâtü’l-Beyân fî Tefsîr-il-Kur’ân
  • Akâid-i Hayriyye,
  • Ahkâm-ı Kur’âniyye
  • Sahîh-i Buhârî muhtasarının tercümesi
  • Siyâsî Hâtıraları

 

İlgili Makaleler