Edebiyat Sözlüğü

Mani Nazım Şekli Nedir, Genel Özellikleri, Hakkında Bilgi

Mâni. Anonim Türk halk şiirinde bir nazım şekli.

Etimolojisi kesin olarak bilinmeyen mâni kelimesinin kökeni konusunda Arapça ma’nânın  Farsça’daki şek­li olan ma’nîden geldiği Türk türki (türkü) varsak-varsağı, bayat-bayatı örneklerinden hareketle Türkçe man kökünden (man-mani) doğduğu, Türkçe’de man diye bîr kelime bulunmadı­ğından bu görüş kale alınamaz, bazı mâ­nilerin “yar, aman, aman ey (amani)”gibi ünlemlerle başladığı ve “a” ünlüsünün zamanla düşerek mâni kelimesinin orta­ya çıktığı, ayrıca Türkmâni’nin kısalmış biçimi olduğu şeklinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bunların içinde genel olarak kabul edilen, mâninin mâna kelimesinden geldiğini savunan ilk görüştür. Başlangıçtan günümüze kadar söyle­niş sebepleri göz önünde bulunduruldu­ğunda mâni ile manalı söz arasında bir ilişki olduğu görülür.

Mâniye Denizli ve yöresinde “mâna”; Urfa’da kadınların söylediğine “meani”, erkeklerin söylediğine “hoyrat”; Kars, Er­zurum ve Artvin yöresinde “meni”; Erzin­can ve yöresinde “fıcek”; İç ve Batı Ana­dolu’da “mâni”; Trabzon yöresinde “atmakoşma”; Irak Türkleri’nde “hoyrat-horyat”; Azerbaycan Türkleri’nde “bayatı, mahnı”; Kırım Tatarlarfnda “mane”; Tatarlar’da ayrıca “çinik, çinig, cing, şın”; Kazan Türkleri ve Kırgızlar’da “ay tipa, kayım, öleng, ülenek”; Özbekier’de “ko­şuk, aşula” denir.

Mâni, “hece vezninin daha çok yedili veya sekizlisiyle dört mısralık bir bütün içinde kendine mahsus ezgiyle söylenen manzume” şeklinde tanımlanır. Mâninin sözlüklerdeki diğer tariflerin­de de ezgi eşliğinde söylendiğine işaret edilmekle birlikte bu husus bazı yöreler dışında mâninin temel özelliklerinden de­ğildir. Bu kanaati doğuran en önemli se­bebin türkü nazım şeklinin bir bölümünü dört mısralık mânilerin oluşturması ve bunların bir ezgi ye bağlanarak söylen­mesi olduğu sanılmaktadır.

Kelimenin bugünkü anlamıyla ne za­man kullanılmaya başlandığı belli değil­dir. Bazı araştırmacılar mâninin Kutadgu Bilig’de geçtiğini söylerse de burada mâni kelimesinin bir nazım şeklini ifade etmediği ve “anlam” karşılığı kullanıldığı açıktır. Mâni herhal­de tuyuğdan doğmuş ve bu nazım biçimi giderek önemini kaybedip muhtemelen XV-XVI. yüzyıllarda yerini mâniye bırak­mıştır.

İlgili Makaleler