MAKRO EKONOMİ
MAKRO EKONOMİ
İktisat, mal ve
hizmetlerin üretimi, tüketimi ve değişimi ile uğraşan bireyleri ve kurumlan
inceleyen bir sosyal ilimdir.
İktisat teorisi, 1936
yılında Keynes’in Genel Teorisi yayınlanıncaya kadar, mikro özellikler
taşımaktaydı. Ancak Keynes’ten sonra makro ekonomi araçları kullanılmaya
başlanmıştır.
Makro ekonomi, Keynes
devrimi ile daha çok kullanılmasına rağmen, aslında: V. yüzyıldan beri zaman
zaman kullanılmıştır. Merkantilist dönemde 1577’de Jeon Bo-dın’in miktar
teorisi, makro büyüklüklere dayanmaktaydı. Bunun yanında fizyokratlardan Fransız
Françoıs Quesnay “Tableau Economiques” adlı yapıtında (1758), toplumda
varolan zenginliklerin sosyal sınıflar arasındaki dağılımını inceleyerek, ilk
makro modelini ortaya koymuştur. Makro ekonomi terimi ise, ilk defa 1933
yılında Rag-nar Frish tarafından kullanılmıştır. “Makro”, kelime
anlamı olarak “büyük” demektir.
Makro ekonomi,
ekonomik olayları ve konulan bir bütün halinde inceler. Toplum düzeyindeki
ekonomik büyüklüklerin incelenmesi ve bu büyüklükler arasındaki ilişkileri
tesbit edilmesi makro ekonomi çerçevesine girer. Bu nedenle milli gelir, istihdam,
fiyatlar genel seviyesi, yatırım, tüketim vs. gibi ekonomik büyüklükler, makro
ekonominin ana konulan olarak ele alınır.
Klasik okulun
kurucularından A. Smith, R. Molthus, D. Ricardo ve J.S. Mili, ekonomik gelişme
ile bu işleyişi toplam büyüklüklere dayanarak incelemişlerdir. Aynı zamanda
bilimsel sosyalizmin kurucusu K. Marks, kapitalizmin gelişmesi ve işsizlik
konularını incelerken, makro büyüklükleri kullanmıştır.
Bu tarihsel gelişim
içerisinde makro analiz, Keynes’in Genel Teorisi ile daha çok kullanılmaya
başlanmıştır. Bu devrimden sonra iktisatçılar milli gelir, Üretim, tasarruf ve
yatırım gibi makro büyüklükleri ele almakla beraber, ekonomik sektörlere de gerekli
önemi vermişlerdir.
Keyhes devrimi ile
ortaya çıkan makro analiz, iki sebeple daha çok ilgi görmüştür. Birincisi makro
büyüklüklerle ekonomiyi
inceleme yönteminin
iktisat politikasına yön vermiş olmasıdır. Devlet, iktisadi büyüme ve tam
istihdam konulan ile ilgilenmeye başlayınca, Keynes teorisi kullanılmaya
başlanmıştır. İkincisi ise, makro analizin yöntem olarak geçerli olmasıdır. Bunun
sonucunda iktisadi araştırmaların yönü, milli gelir ve işsizlik analizlerine
dönmüştür.
Makro ekonomi
araştırma ve çalışmalarında ekonomik büyüklüklerle ilgili istatik-sel veriler
büyük önem (aşır. Makro analiz tekniklerin gelişmiş olmasına karşılık, mik-ro
analiz teknikleri de önemini kaybetmemiştir. Mikro analiz firma dengesi,
marjinal maliyetler, serbest rekabette fiyat teşekkülünü kapsamaktadır.
Dolayısıyla bu analiz yöntemlerinin birbirini tamamladıklan ortaya
çıkmaktadır. Çünkü ekonomik olaylar mikro analizde birey, makro analizde ise
toplum düzeyinde ele alınır. Makro ekonomide büyüklüğü ve değeri belirlenen
“değişkenler”, mikro ekonomide “veri” olarak kabul edilir.
Mikro ekonomide büyüklüğü ve değeri belirlenen “değişkenler” İse,
mafc-ro ekonomide “veri” olarak ele alınırlar.
(SBA)