Edebi Şahsiyetler

M. Ekrem Karadeniz Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

M. Ekrem Hulusi Karadeniz (1904-1981) Türk mûsikisi nazariyatçısı ve besteci.

14 Şubat 1904 tarihinde Rize’de doğ­du. Babası avukat ve sahaf Mustafa Hu­lusi Bey. annesi Zehra Hanım’dır. Rize’­deki öğreniminin ardından girdiği İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra 19 Ağustos 1934’te İstanbul Üni­versitesi Hukuk Fakültesİ’ni bitirdi. Bu arada 1 Kasım 1927’de Tütün İnhisarı Muhasebesi’nde başladığı memuriyeti müfettişlik görevine kadar devam etti. Vazifedeyken geçirdiği bir kaza sonucu görme yeteneğini büyük ölçüde kaybet­tiğinden 17 Şubat 1944’te malulen emek­liye ayrıldı. Hayatının bundan sonraki kıs­mını Beyazıt’ta Sahaflar Çarşısı’ndaki dükkânında sahaflık yaparak ve bir ara kanun dersleri vererek sürdürdü. 17 Ekim 1981 “de İstanbul’da vefat etti ve Merke-zefendi Kozlu Mezarlığı’na defnedildi.

Türk mûsikisinin son dönem nazariyatçıları arasında önemli bir yeri olan Ekrem Karadeniz ilk mûsiki bilgilerini, on-on bir yaşlarında iken ud dersleri aldığı Sotiri adlı bir hocadan edindi. Daha sonra ka­nun ve keman dersleri aldıysa da kanunu tercih etti. 1930 yılında İbnülemin Mahmud Kemal’in evinde tanıştığı musikişi­nas Abdülkadir Töre ile başlayan hoca-talebe ilişkisi hocasının 1946 yılında ve­fatına kadar sürdü. Bu arada Abdülkadir Töre tarafından Cerrahpaşa’da açılan Gülşen-i Mûsikî adlı okula giderek kendi­ni yetiştirdi. 1941’de Şehzadebaşfndaki Letafet apartmanında çalışmalarına baş­layan Türk Mûsikisini Koruma Cemiyeti’-nin kurucuları arasında yer aldı. Karade­niz mûsikideki esas ününü hocası ile de­vam ettirdiği nazariyat çalışmalarıyla el­de etmiştir.

Türk mûsikisi nazariyatı konusunda Abdülkadir Töre ile beraber hazırlamaya başladıkları “Esâsât-ı Mûsikiyye ve Türk Mûsikisinde Terakkî ve Tekâmül” adlı eser üzerindeki çalışma Töre’nin vefatı üzerine Karadeniz tarafından sürdürülerek 1965 yılında tamamlandı. Arel – Ezgi sistemin­den farklı, kırk bir aralıklı bir dizi temeli­ne dayanan Töre’nin ses sistemi çerçeve­sinde şekillenen bu eser Türk Mûsikîsi­nin Nazariye ve Esasları adıyla yayımlanmıştır (Ankara 1983). Töre’ye ithaf et­tiği kitabın önsözünde Karadeniz, eserin hocasının çizdiği plana uygun olarak ha­zırlandığını söyleyerek kitabın Özünün Tö­re’ye ait olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Ka­radeniz’in sahip olduğu çok zengin bir no­ta koleksiyonu 1984 yılında Süleymaniye Kütüphanesi’ne bağışlanmış, hayatta iken kendisinden temin edilen Abdülka-dir Töre koleksiyonundaki dinî eserlerin bir kısmı, Türk Mûsikîsi Klâsikleri İlâ­hîler adıyla Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı tarafından beş cilt halin­de yayımlanmıştır (İstanbul 1984-1996). Ekrem Karadeniz, çeşitli yayın organla­rında neşredilen araştırma ve makalele-riyle de Türk mûsikisine hizmet etmiş bir sanatkârdır. 1945-1950 yılları arasında Tanîıı ve Yeni Sabah gazeteleriyle Musiki Mecmuası, Türk Musikisi Dergisi, Türk Kültürü gibi yayınlarda Türk mûsi­kisi tarihi ve nazariyatıyla ilgili birçok ma­kalesi çıkmış, bu çalışmalarında özellikle eşi Nefise Hanım onun en büyük yardım­cısı olmuştur. Bilhassa Türk Musikisi Dergisi’nde Mehmet Suphi Ezgi, Muh-yiddin Erev ve Ekrem Karadeniz arasın­da Türk mûsikisi ses sistemi konusunda­ki yazışmalarda (1950) ileri sürülen fikir­ler mûsiki araştırmacıları tarafından mutlaka değerlendirilmelidir. Son zaman­larda unutulmaya yüz tutmuş necd-i hü­seynî makamını canlandırmadaki gayret­leriyle bilinen Karadeniz’in saz semaisi, sirto, şarkı ve ilâhi formlarında kendi ifa­desine göre otuza yakın bestesi bulun­maktadır. Bestelediği ilk eser, “Gözü dün­yâ mı görür âşık-ı dîdâr olanın” mısraı ile başlayan hüseynî sarkışıdır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler