Kimdir

Louis-Auguste Blanqui kimdir? Hayatı ve eserleri

Louis-Auguste Blanqui kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1805-1881) Fransız siyaset adamı. Blanquizm de­nilen silahlı eyleme dayalı Ütopik Sosyalist akımın kurucusudur. 1 Şubat 1805’te Puget-Theniers’de doğdu. 1 Ocak 1881’de Paris’te öldü. Babası 1793’te Ulusal Devrim Meclisi’ne seçilmişti; Girondinler’dendi. Da­ha sonra Napoleon Bonaparte ile uzlaşmış ve kayma­kamlık yapmıştır. Blanqui’nin babası, 1815’tc başla­yan Bourbon’ların Restorasyon Dönemi’nde resmi görevlerini yitirince aile, annesine kalan küçük miras­la geçimini sağlamıştır. Blanqui sert bir insan olan annesinden uzak kalmak için, genç yaşta ailesini bırakarak Paris’e yerleşti. Ağabeyi Jerome Adolphe Blanqui, Adam Smith ve Sismondi’den etkilenmiş ünlü bir iktisatçı idi.

Blanqui’nin siyasetle ilişkisi Paris’e göçettikten hemen sonra yoğunlaştı. 1822’de Charbonnerie Derneği’nin Paris şubesine girdi. Saint-Simoncu Globe dergisinde çalıştı. 1830 Devrimi’ne katıldı ve yaralan­dı. Paris’te ayrıca hukuk ve tıp öğrenimi de gördü.

1830’da Louis Philıppe’nin krallığının ilanıyla başlayan dönemde, Fransa’da, ayaklanmalara ve kar­gaşalara ortam hazırlayan bir iktisadı süreç egemendi. Bu sarsıntılı ortam, işçi sınıfının arayışlarına cevap olarak değişik türde sosyalist akımların doğuş koşul­larını da oluşturmuştu. Blanqui, cumhuriyetçi der­neklerden biri olan, La Societe des amis du peuple’e (Halkın Dostlar.’ Derneği) girerek gizli ayaklanma girişimlerine katıldı. 1831’de yazılarından dolayı bir yıl hapse mahkûm edildi.

Blanqui, Halkın Dostları Derneği’nin dağılması üzerine 1835’te Armand Barbes ile birlikte küçük gizli gruplara dayalı yapısından dolayı, La societ6 des familles (Aileler Derneği) olarak adlandırılan bir örgüt kurdu. Derneğin Paris içindeki barut ve mermi imalathanelerinin ortaya çıkması üzerine, Blanqui ve arkadaşları hapse mahkûm edildiler. 1837’de genel aftan yararlanarak hapisten çıktılar.

1838’de Barbes ve başka bazı arkadaşlarıyla birlikte, La societe des saisons (Mevsimler Derneği) adında yeni bir örgüt kurdu. Bu örgüt yılın mevsimle­rinin, ayların, haftanın günlerinin adlarıyla şifreli olarak anılan önderlerin yönetiminde hiyerarşik gruplar halinde biçimlenmişti. Üyelerinin çoğunluğu işçi, bir bölümü de öğrenci idi. 1839 ayaklanmasında örgüt, bazı silah satıcılarını, polis merkezlerini basa­rak silah topladı. Ayaklanmanın ilk aşamasında, kentin bazı yönetsel merkezlerini ele geçiren Blanqui ve arkadaşları, geniş işçi kitlelerinin kendilerine katı­lacağını varsaymışlardı. Ama beklentileri gerçekleş­medi. Hükümet ayaklanmayı kısa sürede bastırdı. Barbes dahil hareketin diğer önde gelenleri tutuklan­dı. Blanqui ise birkaç ay kaçak yaşadıktan sonra yakalandı. Blanqui ve Barbes ölüm cezasına çarptırıl­dılar ve cezaları ömür boyu hapse çevrilerek öteki arkadaşlarıyla birlikte Mont-Saint-Michel hapishane­sine kapatıldılar. Blanqui, 1844’te hastalığı için Tours’ daki hapishane hastanesine gönderildi ve hastalı­ğından dolayı affedildi. Bu affı kabul etmedi. Şubat 1848 Devrimi’nden hemen önce hapisten çıktı.

1848 Devrimi’nden sonra Blanqui, Societe republicaine centrale’ın (Merkez Cumhuriyet Derneği) önderiydi. Barbes ise Club de la Revolution’u (Dev­rim Kulübü) kurdu. Her ikisi de Blanc’ın da görevli olduğu Geçici Cumhuriyet Hükümeti’ne karşı ayak­lanmaktan yana olanları yatıştırmaya çalıştılar. Blanqui ayaklanma koşullarının oluşmadığı, Paris ele geçirilse bile karşı güçlerin taşra halkına dayanarak devrimi başarısızlığa uğratabileceği görüşündeydi. Bu tutumu yandaşlarını azalttı. Sahte bir belgeye dayanı­larak hükümetin ajanı olduğu yolunda çıkarılan dedikodular da durumunu sarsmış, etkinliğini azalt­mıştı. 15 Mayıs 1848’de hazırlıksız, plansız ve belki de kışkırtılmış bir ayaklanmanın patlak vermesini önle­yemedi. Kalabalık gruplar Meclis oturumunu işgal etti. Başlangıçta Blanqui ile birlikte kalabalıkları yatıştır­maya çalışan Barbes de ayaklananlara katıldı. Ayak­lanmanın başım çekenler, Geçici Cumhuriyet Hükü- meti’nin dağıtılmasını ve yerine sosyalist ve işçi delegelerden oluşan bir meclisin kurulmasını istemek­teydiler. Hareket hükümet güçlerinin, herhangi bir silahlı direnme ile karşılaşmaksızın, Blanqui’yi ve pek çok arkadaşını tutuklamasıyla, dernek ve kulüplerin kapatılmasıyla son buldu.

On yıl hapiste kalan Blanqui, 1859’da hapisten çıktıktan sonra yeniden gizli ayaklanma çalışmalarına koyulduğundan, 1861’de tekrar hapsedildi. 1864’te Belçika’ya sığınarak Fransa’daki devrimci hareketleri oradan yönlendirmeye başladı. 1870’te gizlice gidip geldiği Paris’te 4.000 kişilik bir silahlı güç oluşturma­yı başarmıştı. Fransa-Prusya savaşından hemen önce, birincisi başarısız, İkincisi daha geniş destekli ve Louis Bonaparte’m Sedan yenilgisinde belli ölçüde katkısı görülen iki ayaklanma girişiminde bulundu.

Sedan yenilgisi üzerine Blanqui, bir Fransız yurtseveri kişiliğiyle Almanlar’a karşı birleşme müca­delesi içinde yer aldı. Bu amaçla, La Patrie en danger (Yurt Tehlikede) gazetesini çıkardı. Ekim 1870’te Paris Ulusal Muhafız Güçleri’nden de müttefikler sağlayarak hükümeti devirdi ve işçilerin egemen olduğu, kendisinin başkanlığında —ömrü birkaç saat süren— bir hükümet kurdu. 27 Ocak 1871’de Thiers Hükümeti ile anlaşmaya vardı. Tekrarlayan hastalığı­nın tedavisi için Lot İli’ne çekildi. 17 Mart 1871’de Paris Komünü arifesinde, Thiers Hükümeti tarafın­dan tutuklandı. Önemli bir bölümü Blanquistler’den oluşan Komüncüler, ellerindeki Paris Başpiskoposu gibi mahpuslarla Blanqui’nin değiştirilmesini Thiers Hükümeti’ne önerdilerse de sonuç alamadılar. 1872’de ömür boyu hapse mahkûm edilen Blanqui, 1879’da Bordeaux milletvekili seçilince serbest bıra­kıldı, ama seçim geçersiz sayıldı. Tekrar katıldığı ikinci seçimi kazanamayınca, yaşamının kalan bölü­münü, Paris’de Ni Dieu ni Maitre (“Ne Tanrı, Ne Efendi”) dergisini çıkararak, propaganda faaliyet­leriyle sürdürdü ve Paris’te öldü.

Paris Komünü üzerinde derin yankıları olan Blanquizm, 1871’den sonra, E. Eudes’ün Londra’da kurduğu La Commune ıevolutionnaire’de varlık ka­zanmıştır. Bu örgüt 1880’de Paris’e taşındıktan sonra, Blanquistler’in ve zamanla parlamenterizmi de be­nimseyen E. Vaillant’ın öncülüğündeki Devrimci Sosyalist Parti’ye (PSR) dönüşmüştür. PSR, 1905’te Birleşik Sosyalist Parti’ye (PSU) katılmıştır.

Bir düşünür olmaktan çok bir eylemci olan Blanqui’nin dünya görüşü, mekanik Materyalizmin, Ateizmin, 18. yy Rasyonalizminin, Ütopik Sosyalizm’ in ve en çok da Babeuf’ün etkilerini taşır. İleri derecede disiplinli, silahlı bir azınlığın gerçekleştire­ceği devrime inanır. Bu yolla oluşacak proletarya diktatörlüğünün yönetiminde halkın eğitilerek komü­nist toplumun gerektirdiği düzeye ulaşılacağı görü­şündedir. Blanqui’ye göre geleceğin toplumunun öğelerini önceden belirlemek boş bir çabadır, bunu kapitalizmin etkilerinden kurtarılacak olan halk belir­leyecektir. Bununla birlikte, zamanla devletin yerini alacak üretim birlikleri fikri, Blanqui tarafından da işlenmiştir. Ütopyacılardan farklı olarak, bu tür birliklerin, tekelleşmenin ezici sonuçları karşısında, ancak, siyasal iktidarların desteğiyle gelişebileceği; “çalınmış emek” olarak nitelendirdiği sermayenin, iktisadi alanda, bu yolla alt edilebileceği görüşünde­dir. Blanqui’ye göre, toplumların tarihinin gelişimi, bireycilikten komünizme doğru bir akış göstermek­tedir.

Blanqui, kapitalizmi, halkın tüketici olarak hak­sız fiyatlarla sömürüldüğü bir düzen olduğu gerekçe­siyle eleştirmiştir.

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansklopedisi, 17. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983

İlgili Makaleler