Edebiyat Sözlüğü

Külliyat Nedir, Ne Demek, Kelime Anlamı, Edebiyatta, Hakkında Bilgi

Külliyat. Bîr kişiye ait eserlerin veya belli bir konudaki çalışmaların yer aldığı derleme.

Sözlükte “bir şeyin bütünü, tamamı” anlamına gelen Arapça küll kelimesine nisbet eki getirilerek türetilen küllinin çoğul şeklidir. Kelime, mantık ve felse­fede varlık ve lafızlardan daha kapsam­lı olanları ifade eden terim anlamından başka Fars edebi­yatında ve muhtemelen buradan alına­rak Türk edebiyatında “belli konulardaki eserlerin veya bir şahsa ait çalışmaların bir araya getirilmesiyle oluşan derleme” anlamında kullanılmıştır.

Külliyat bu an­lamını, bazı klasik örneklerin varlığı ya­nında daha çok basılı eserlerin yaygınlaş­masıyla birlikte XIX. yüzyılda kazanmış görünmektedir. Arapça’da bu gibi derlemeleri ifade için külliyat yerine mecmu’ veya mecmua kelimeleri kullanılmıştır. İbn Rüşd’ün el-Külliyyât fi’t-tıb, Kalesâdî’nin el-Külliyyât ü’l-ferâ’ii ve İbn Gâzî’-nin Külliyyât fi’l-fıkh’ı gibi bir kısım eserler, derleme niteliğinde olmalarından dolayı değil genel ve kapsamlı konuları içermeleri sebebiyle bu adı almışlardır. Ebü’l-Bekâ el-Kefevî’nin el-Külliyyât isimli terimler sözlüğü ise teknik bir özel­liğinden dolayı bu şekilde adlandırılmıştır. Son dönemlerde bir yazarın eserlerini toplayan neşirler için Arapça’da daha çok “el-a’mâlü’l-kâmile” tabiri kullanılır olmuştur.

Yeni harfler döneminde başlatılan külli­yat yayınları arasında “Halk Piyesleri” baş­lığı altında Musahibzâde Celâl’in oyunlarının toplu basımı (1936), Muallim Ahmet Halit Kitabevi’nin “Ömer Seyfettin Külliyatı” (1938], Semih Lütfı Kitabevi’nin “Re­fik Halit Külliyatı” (1939), “Ağaoğlu Külli­yatı” (1941), Kanaat Kitabevi’nin “Abdül-hakHâmid Külliyatı” (1945). Hilmi Kitabe­vi’nin “Hüseyin Rahmi Gürpınar Külliyatı” ilk teşebbüsleri oluşturmaktadır. Daha sonra külliyat yayıncılığı gittikçe yaygın­lık kazanarak 196O’lı yılların ortalarından itibaren “bütün eserleri”, “toplu eserleri” gibi isimler altında devam etmiştir. Faz­la yaygın olmamakla birlikte bazı Batılı yazarların Türkçe’deki külliyat veya “bü­tün eserleri” yayıncılığına da “J. Rasin Külliyatından”(İstanbul 1934-1935), “Tagor Külliyatı” (istanbul 1939) veCemYa-yınevi’nin Kafka ve Puşkin’in “bütün eser­leri” gibi yayınlar örnek verilebilir. Türk­çe’de külliyat yayımlama girişimlerinin pek azı tamamlanabilmiş, çoğu yarım kalmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler