Tarihi Eserler

Kırgızlar Türbesi -İznik- Tarihçesi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Kırgızlar Türbesi. İznik’te Yenişehir Kapısı dışında yer alan erken Osmanlı devrine ait türbe.

İznik’te ilk Osmanlı devrine ait olan tür­belerin içinde üzerinde durulan ve ilgi çe­ken bu yapı araştırmacılar tarafından XIV. yüzyıla tarihlendiriimektedir. Yapı bugün, tarlalar içinde temelleri kalmış olan Or­han Gazi Zâviyesi’nin karşısında yol kena­rında yer almaktadır. Zaviyenin bakımıyla görevlendirilen Orta Asya’dan gelmiş gazi erenlerin türbesi olan yapıya halk arasın­da Kırk Kızlar Türbesi de denilmektedir. Bazı yayınlarda Hacı Camaza Türbesi adı da geçmektedir.

Türbe plan olarak aynı eksen üzerinde bulunan, önde tonozlu bir giriş eyvanı ile arkada kubbeli bir ana mekândan oluş­maktadır. İki bölüm arasındaki bağlantıyı Bizans sümeleriyle çevrelenmiş dikdört­gen bir kapı sağlamaktadır. Yapının önün­deki giriş mekânının beşik tonozla örtül­müş olduğu anlaşılmakta, mekânın kuzey cephesinde hâlâ görülebilen kemer izi bu­nu doğrulamaktadır. Bilinmeyen bir ta­rihte tonoz yıkılmış ve yerine bir ara ah­şap düz çatı yapılmıştı. Çatı günümüzde artık mevcut değildir. Türbenin bu ön mekânının bir hayli değişiklik geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu kısım orijinal duru­munda, yanlara doğru çıkıntı yapan iki köşe payesi arasına oturtulmuş bir ke­merle dışa açılmaktaydı. Kemer sonra­dan kapatılıncaburaya dikdörtgen bir kapı açılmıştır. Mekânın yan duvarlarının büyük bölümü yeni baştan örülmüştür. Buralarda, yapının küfeki ve tuğla sıralı duvar tekniğiyle hiçbir ilişkisi olmayan, moloz taş ve yer yer tuğlanın kullanıldığı kötü bir duvar işçiliği görülmektedir. Tür­benin kubbe ile örtülü ana mekânının da önemli değişiklikler geçirdiği belli olmak­tadır. Duvarların üzerini çeviren kirpi sa­çaklarla mekânın üzerini örten kubbe yükseltilmiş, farklı malzeme ve kötü bir işçilik gösteren bu kısımlar yapının oriji­nal görünümünün büyük ölçüde bozul­masına sebep olmuştur. Kubbe bu yük­seltme sonucunda biçimini kaybederek basık bir hal almıştır. Yapıda ana mekânı örten ve onikigen yüksek bir kasnağa oturan kubbeye gövdeden geçiş pen­cerelerin arasına yerleştirilmiş sivri ke­merli, yüksek tromplarla sağlanmıştır. Kubbe, tromp ve pencerelerin arasına yerleştirilmiş pandantiflerin üzerine oturmaktadır. Kasnağa dört adet pen­cere açılmıştır. Kubbeli mekânın doğu ve batı duvarlarında aynı eksende olmak üzere altta ve üstte yuvarlak kemerli birer pencere, güney duvarında ise yal­nızca üstte bir pencere mevcuttur. Ku­zey duvarında ise öndeki mekânla bağ­lantıyı sağlayan kapının hemen üzerin­de bir pencere yer almaktadır. Yapının iç kısmında doğu duvarının güneyinde ya­rım yuvarlak bir niş, güney duvarında da kıbleyi gösteren dikdörtgen bir niş bulunmaktadır.

Türbenin kubbeli mekânında sekiz adet kitâbesiz mezar yer alır. Eski yayınlardan giriş mekânında da mezarlar olduğuna dair bilgi edinilmekteyse de günümüzde bunlardan hiçbir iz kalmamıştır. Yapının tek süsleme özelliği, ana mekânın içinde yuvarlak kemerli pencerelerin etrafını çe­viren kalem işi tezyinattır. Mevcut izler­den, zamanında kubbe göbeğinde ve ete­ğinde de aynı tarzda süslemelerin olduğu anlaşılmaktadır. Motif olarak kıvrık dal ve rûmîlerin yanı sıra Türk sanatına yabancı olan korint başlıklı sütunların da görül­mesi ilginçtir. Bu durum değişik şekiller­de yorumlanarak Bizans etkisine bağla­nabildiği gibi farklılığın, Bizanslı ustala­rın bizzat yapının süslemesinde çalışmış olmalarından kaynaklandığı da ileri sü­rülmüştür. Kalem işi süslemelerin tarihlen diril m esi konusunda da farklı görüş­ler ortaya atılmıştır. Bu hususta, süsle­melerin yapıyla çağdaş olup XIV. yüzyıl­dan kaldığı ya da XVII. yüzyıl gibi daha geç bir tarihe ait oldukları şeklinde gö­rüşler bulunmaktadır. Yapıda duvar örtü­sünün orijinal karakteri oldukça bozul­muş, sonraki dönemlerin inşaatları duvar örgüsünde yama gibi iz bırakmıştır. Du­varların düzgün olan kesimlerinde üç sıra küfeki taşı ile iki sıra tuğladan oluşan ve devrinin orijinal karakterini taşıyan örgü görülmektedir. Bunun yanında yapım malzemesi olarak devşirme blok taşların kullanılmış olması da dikkati çeker. Bun­lar arasında güneybatı köşesinde bu­lunan mermer blok taşı içerdiği Grek­çe kitabe ile diğerlerinden ilk bakışta ay­rılır. Yapı son yıllarda Vakıflar İdaresi ta­rafından tamir edilerek bir avlu duvarı İle çevrilmiştir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler