Karamanlı Nizami Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri, Hakkında Bilgi
Karamanlı Nizamî XV. yüzyıl divan şairi.
839-844 (1435-1440) yıllan arasında Karaman Beyliği sınırları içinde bulunan Konya’da doğdu. Konya’nın vaiz ve müderrislerinden Molla Veliyyüddin Efendi’nin oğludur. İ1K eğitimini babasından aldı; ardından bir süre İran’da bulundu; edebî bilgileri ve Farsça’yı Öğrendikten sonra Konya’ya döndü. Karaman Beyliği’nin yöneticilerinden İbrahim, Pîr Ahmed ve Kasım beylere sunduğu kasidelerden dönüşünün 868’den (1464) birkaç yıl önceye rastladığı tahmin edilmektedir. Ayrıca Kasım Bey’e takdim ettiği kasideden Osmanlılar’ın Karaman Beyliği’ne son vermesinden önce rahat bir hayat sürdüğü, fakat daha sonra sıkıntı içine düştüğü anlaşılmaktadır.
Karaman Beyliği’nin ortadan kalkmasının ardından Sadrazam Mahrnud Paşa i!e tanışan Nizamî, paşanın Fâtih Sultan Mehmed’e kendisinden övgü ile söz etmesi ve Fâtih’in de âlim ve sanatkârları İstanbul’da toplamak düşüncesi sebebiyle İstanbul’a davet edildi. Yola çıkmadan önce hükümdar için “nergis” redifli bir kaside yazdı. Bazı tezkirelerde yine aynı maksatla Ahmed Paşa’nın “kasr, la’l ve güneş” redifli kasidelerine nazireler yaptığı belirtilmekteyse de bunlardan sadece ilki divanında bulunmakta olup o da Fâtih İçin yazılmamıştır. İstanbul’a gitmek üzere yola çıkan şair yolculuk esnasında vefat etti. Sehî Bey onun Konya’da öldüğünü söylerse de diğer kaynaklarda bu bilgi yer almamaktadır. Vefat tarihi bilinmeyen şairin 874-878 (1469-1473) yıllan arasında öldüğü tahmin edilmektedir. Kısa süren Ömrünün büyük bir kısmı Karaman Beyliği’nin istilâlarla geçen çalkantılı dönemine rastlayan Nizâmî’nin çok daha genç yaşta öldüğü ileri sürülürse de yazdığı şiirler tahsili ve seyahatleri göz önünde bulundurularak otuz-otuz beş yaşlarında vefat ettiği söylenebilir.
Nizamî, çağdaşı diğer şairler gibi başta Hâfız-ı Şîrâzî olmak üzere İran şairlerinden etkilenmiştir. Türk şairlerinden de Ahmed Paşa ile Şeyhî’yi kendine örnek aldığı nazirelerinden anlaşılmaktadır. Edebiyat tarihçileri de Nizâmî’nin şiirini Ahmed Paşa’nın şiirine çok yakın görürler. Bunda Ahmed Paşa’nın şiirlerine nazire yazmasının etkisi olmalıdır.
XV ve XVI. yüzyıl şiir mecmualarında bir hayli şiirine rastlanması Nizâmî’nin sevilen ve okunan bir şair olduğunu gösterir.
Bunda canlı ve ahenkli bir üslûba sahip olmasının da etkisi vardır. Sehî Bey onun yetenekli bir şair, şiirlerinin selis ve gazellerinin nefis olduğunu söylerken Latîfî gazellerini Şeyhî ve Ahmed Paşa’nın gazellerinden üstün tutar. Mecdî, Ahmed Paşa ile Nizâmî’nin şiir meydanında birbirinden geri kalmadıklarını, ancak Nizâmî’nin “se-rikât-ı şi’riyye vadisine uğramayıp kimsenin mânasını almadığını” belirtir. Âşık Çelebi ise onun döneminde herkesçe takdir edilen bir şair olduğunu söyler.