Tarihi Eserler

Kansu Gav­ri Külliyesi Nerede, Tarihçe, Mimari, Hakkında Bilgi

Kansu Gav­ri Külliyesi. Kahire’de geç Memlûk devrine ait külliye.

Kahire’de Kömürpazarı (Fahhâmîn) ma­hallesinde Muiz sokağındadır; 909-910 (1503-1504) yıllarında Sultan Kansu Gav­ri tarafından yaptırılmıştır. Cami, sebil, mektep, türbe, hankah ve medreseden meydana gelen külliye sokak içinde iki bö­lüm halinde yer almaktadır.

Caminin cephesi uzun bir yazı frizine sahiptir. Hemen altında hareketli bir taç-kapı vardır. Dikdörtgen bir açıklığı bulu­nan taçkapının üzerinde, içi stalaktitli mukarnas dolgulu üç dilimli yonca biçimli bir kemerli alınlık görülür. Bu mukarnas-ların hemen altında bir yazı şeridi daha yer almaktadır. Dikdörtgen bir çerçeve içine alınmış olan taçkapının üzerinde de­mir parmaklıklı bir pencere bulunmakta­dır. İki ve üç sıralı pencerelerle hareket­lendirilmiş olan cephenin güney tara­fında dışarıya taşkın olarak yerleştirilmiş dört katlı bir minare vardır. Minarenin her tarafında görülen kemerli açıklıklar mimaride hareketliliği açıkça belli etmek­tedir. Kare bir form gösteren minare tuğ­ladan yapılmış olup yeşil çinilerle süslen­miştir. Minarenin tepesinde külah yerine Arap mimarisinde çok görülen, soğan biçiminde biri ortada olmak üzere beş kubbecik bulunmaktadır. Ancak aslında bun­ların dört adet olduğu kabul edilmekte­dir.

Zengin süslemeleriyle dikkati çeken caminin içinin büyük kısmı siyah-beyaz mermerle kaplı olup yer yer taş oyma­lara da rastlanmaktadır. Fazla kaliteli ol­mayan oymalar Memluk sanatını yansı­tan özelliktedir. Geniş bir kemere sahip olan içteki ana eyvanın cephesinde iki yandan gelen kavisli şerit en üst noktada düğümlenmekte, iki yanında madalyonlar içinde yazı bulunmakta, yukarıda ise bir yazı şeridi yer almaktadır. İç mekân­da kapının hemen yanından başlayan ve Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Camii ile benzerlik gösteren dikdörtgen şeklinde­ki süslemeler yine Memlûk sanatının kul­landığı düzenlemelerdir. Aydınlık kısmın altında yer alan stalaktitli süslemeler de dikkat çekicidir. 

Caminin kuzey tarafında bulunan mek­tebin kapısı yine cami gibi üçlü bir kemer açıklığına sahiptir. Bu açıklığın içerisi sta­laktitli olarak düzenlenmiştir. Üç cephe­siyle dışa taşkın olan mektep sebille bir­likte ele alınmıştır. Mektebin içinde gü­neyde yer alan türbenin dikdörtgen form­daki tabanı ve geçiş bölümleri bugün mevcuttur. Tuğladan yapılmış ve yeşil çi­nilerle kaplanmış olan kubbe XX. yüzyılın başında çökmüştür. İmam Şafiî Türbesi’nin kubbesi de belki Kansu Gavri’nin tamiratının sonucu olarak bir zamanlar ye­şil çinilerle kaplıydı. Vakfiyede yer alan bil­giler ışığında girişteki dehlizin hankah şeklinde düzenlenmiş bir toplantı yeri ol­duğu söylenebilir. Çünkü vakfiyede der­vişlerin burada toplanması için inşa edil­diği belirtilmiştir. Bunun yanında medre­seye ilâve edilmiş olan birkaç hayat bölü­mü ilginç bir uygulama olarak görülmek­tedir. Külliye daha Önceki sultanlara ait tesislerden farklı olarak yola taşkın bir şekilde köşe yapmaktadır. Bugün burada görülen meydan külliyeye gelir sağlanma­sı için pazarcılara kiralanmıştır. Külliye binaları günümüzde onarım görmektedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler