İsmail Galib Bey Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
İsmail Galib (1847-1895) Osmanlı nümismatı.
11 Kasım 1847’de İstanbul’da doğdu. Sadrazam Sakızlı İbrahim Edhem Paşa’nın oğlu, ressam Osman Hamdi ile epigrafi uzmanı Halil Ethem (Eldem) beylerin kardeşidir. Hayatının ilk yıllan hakkında fazla bilgi yoktur; ancak rüşdiyede okuduğu, kâtiplik eğitimi gördüğü, Fransızca öğrendiği belirtilir. Otuz yıl devlet memurluğu yaptığından söz edilirse de bu konudaki tek kayıt, ölümünden bir süre önce Kara Todori Paşa’nın valiliği sırasında Girit vilâyeti müşavirliğine tayin edilmiş olmasıdır. Eserlerindeki bazı bilgilerden, memuriyete babasının himayesinde intisap ettiği ve Şûrâ-yı Devlet’te önce mülâzım ve muavin, ardından üye olarak bulunduğu anlaşılmaktadır. 1895′-te getirildiği Girit vali müşavirliği görevi de uzun sürmemiş, İstanbul’a döndükten kısa bir süre sonra 15 Aralık 1895’te ölmüş, babasının Üsküdar İskele Camii naziresinde bulunan türbesine defnedilmiştir.
İsmail Galib Bey, Abdüllatif Subhî Paşa’dan sonra Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük meskûkâtçıdır. Oluşturduğu meskukât koleksiyonu, geçici bir tutku olmaktan çıkarak bu ilmin ülkemizde tanınmasına ve tarihçiler için bir kaynak teşkil etmesine yol açmıştır. Antikite alanında derin bilgi sahibi olup bu konudaki Batı literatürünü de inceleyen İsmail Galib, topladığı sikkelerle ilgili malûmatı yakın ilişki kurduğu Batılı meskukâtlardan edindiği bilgilerle karşılaştırarak yeni sonuçlar elde etmiş, bu arada devrinin çeşitli kültür ve nümismatik kuruluşlarına üye seçilmiştir. Yayımladığı eserlerle, İslâmî-Türk sikkelerinin Batılı araştırmacılar tarafından bilinmesi ve mutlaka izlenmesi gereğini ortaya koymuştur. Hazırladığı koleksiyonlar, hem devrinde hem daha sonraki dönemlerde büyük önem Kazandığından tıpkıbasımları yapılmıştır. Kardeşi Halil Ethem, oğlu Mübarek Galib, Ah-med Tevhid ve Ahmed Ziya beyler gibi Türk nümismatlarının yazdıkları eserler onun araştırmalarına dayanır. Araştırmaları sadece Osmanlı sikkeleriyle sınırlı kalmayıp eski devirleri de içine alan pek çok konuya temas etmiştir. Erken ölümü İslâm meskûkâtçılığı için büyük bir kayıptır. Eserleri meskukât ilmine ilgi duyanların rehberi olmuş ve bir İsmail Galib geleneği oluşmuştur. Ölümünden sonra koleksiyonları Darphâne-i Âmire için satın alınmıştır.