Edebi Şahsiyetler

Hakim Ata Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Hakîm Atâ (ö. 582/1186) Ahmed Yesevi’nin halifelerinden Türkistanlı mutasavvıf şair.

Hârizm’de doğdu. Asıl adı Süleyman’­dır. Daha sonra yerleştiği yer dolayısıyla Bâkırgânî nisbesini aldı. Hayatı hakkın­daki bilgiler, yazarı bilinmeyen Hakîm Atâ Kitabı (Kazan 1846) adlı menâkıbnâmeye dayanmaktadır. Bu esere göre derse giderken arkadaşları gibi Kur’ân-ı Kerîm’i boynuna asmayıp başının üstün­de taşıması Ahmed Yesevi’nin dikkatini çekmiş, ailesi ve hocasının iznini alarak onunla ilgilenmeye başlamıştır. Ahmed Yesevî bir gün müridlerini tekkeye odun getirmek için ormana gönderir, hava yağmurlu olduğundan müridlerin getir­diği odunlar yanmaz, sadece elbiselerini çıkarıp odunlara örten Hakîm Ata’nm ta­şıdığı odunlar tutuşur, Ahmed Yesevî bu davranışından dolayı genç müridine “Ha­kîm” adını vermiştir. Rivayete göre Hakîm Ata’nın hikmetler söylemeye başlaması bu olaydan sonra­dır. Bir müddet sonra şeyhinden icazet­name alan Hakîm Ata irşad için Türkistan’ın güneyine doğru devesiyle yola çı­kar, Bînevâ beldesine ulaşınca deve yü­rüyemez olur, bütün gayretlere rağmen tek adım bile atmayan deve sadece ba­ğırmaktadır. Bundan dolayı daha sonra bu beldeye “Bakırgan” (bağıran) adının verildiği rivayet edilir. Çobanlar, Buğra Han’a ait hayvanların otlağı olan bu yö­reden Hakîm Ata’yı çıkaramaymca duru­mu Buğra Han’a bildirirler, ancak Buğra Han, Hakîm Ata’nın Ahmed Yesevî’nin müridi olduğunu öğrenince tavır değişti­rir, Anber adlı kızını ona nikahladığı gibi kendisi de müridi olur. Hakîm Ata İrşad hizmetlerine devam ettiği Bakırgan’da vefat etmiş, Akkurgan’a defnedilmiştir. Bugünkü Kongrat şehrinin yakınlarında bulunan kabri meşhur ziyaret yerlerin­den biridir. Hakîm Ata’nın Muhammed Hoca. Asgar Hoca ve Hubbî Hoca adlı üç oğlu olmuştur. Özellikle yaşlı kadınlar ta­rafından çok ziyaret edilen Hubbî Hoca ile ilgili Hakîm Atâ Kitâbı’nüa nakledi­len bilgi ve menkıbeler “Hikâye-i Hubbî Hoca” adıyla ayrı bir risale haline getiril­miştir.

Hakîm Ata, Ahmed Yesevî’nin Türkler arasındaki en meşhur halifesidir. Ali Şîr Nevâi’nin ifadesiyle, “Onun fevâyidi etrâk arasında meşhurdur”. Ahmed Yesevî tarzında sûfiyâne hikmetler yazmak Yesevîliğin bir esası olduğundan Hakîm Ata edebi­yat ve sanat bakımından da şeyhine uy­muş, onu taklide çalışmıştır. Hakîm Ata, mürşidi kadar olmasa da söylediği hik­metlerle İslâm dinine yeni ısınan Türkler’in dinî-ahlâkî anlayışlarının ilk mimar­larından biri sayılır. “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil” hikmeti ona ait olduğu gibi, tevazu için söylenen en güzel söz­lerden biri olan, “Başkası buğday biz sa­man, başkası yahşi biz yaman” sözü de onundur. Hakîm Ata’nın halk diliyle söylediği hik­metler Türkler’i dinî-ahlâkî konularda ay­dınlatmış, Allah ve Peygamber sevgisini aşılamıştır. 122 beyitlik manzum mi’râciyyesi bu alanın ilk Türkçe örneklerindendir.

Hakîm Ata’nın Nakşibendiyye kültü­ründe de önemli bir yeri vardır. Nakşiben-diyye’yi Yeseviyye’nin bir kolu olarak de­ğerlendirenler, Nakşî silsilesindeki sûfîlerle Ahmed Yesevî ve Hakîm Ata arasın­daki bağa dikkat çekmektedirler. Hakîm Ata’nın en meşhur halifesi Zengî Ata’dır.

İlgili Makaleler