Tarihi Eserler

Gök Medrese/Sahibiye Medresesi -Sivas- Tarihçesi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Gök Medrese. Sivas’ta Selçuklular dönemine ait medrese.

Sâhibiye Medresesi diye de bilinen ya­pı firûze renkli çinilerinden dolayı Gök-medrese adıyla tanınmaktadır. III. Gıyâseddin Keyhusrev devrinde vezir Fahreddin Ali b. Hüseyin Sâhib Ata tarafın­dan 1271 yılında yaptırılmıştır. Medre­senin Şaban 663(Haziran 1265) tarihin­de düzenlenen vakfiyesinin sureti Va­kıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bu­lunmaktadır. Taçkapı nişinin köşe­lerindeki sütunçelerin üstünde yer alan iki panodaki “amel-i üstâd Kalûyânü’l-Konevî” ibaresinden mimarın adının Kâ-lûyân olduğu öğrenilmektedir. İki katlı ve açık avlulu olarak dört eyvanlı plan düzenine göre kurulan medresenin taç-kapısı batı yönünde yer almaktadır. Cep­hede, taçkapının solunda kemeri yonca yaprağı şeklinde yapılmış üç lüleli ilginç bir kitâbeli çeşme, köşelerde de iki bö­lüm halinde geometrik ve bitkisel ka­bartma motiflerle bezeli iki dayanma kulesi bulunmaktadır.

Medresenin en gösterişli bölümü, üze­rindeki süslemelerle Selçuklu kapıları arasında önemli bir yere sahip olan taç-kapıdır. Yapıya âbidevî görünüşünü ve­ren taçkapının çoğunlukla stalaktit kav-saralı olan nişi önce yazı kuşağından olu­şan bir sivri kemer, sonra da dikdört­gen taş işçiliğine sahip bir bordürle ku­şatılmıştır. Yayvan kemerli kapı açıklığı­nın iki yanındaki nişler taçkapının birer küçük benzeri şeklinde yapılmıştır. Cep­he süslemesinde palmetler, lotuslar ve birbirini kesen geometrik kompozisyon­lar yer alır; ayrıca hayat ağacı, nar, şa­hin, kuş ve hayvan başı gibi figürler gö­ze çarpar. İkisi nişi çevreleyen sivri ke­merin altında, ikisi de üstünde olmak üzere dört adet yuvarlak boşluk bulun­makta ve bunlar buralarda oynak halde dört adet kabara olduğunu göstermek­tedir. Bu yuvarlak boşlukların üstünde ise kitabe yer almaktadır. Taçkapıyı üç taraftan çeviren ve dikdörtgen bordürü teşkil eden beş sıra friz geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir.

Cephede taçkapı üzerine inşa edilen iki minare, tabana kadar inen ve taçka­pı ile bütünleşen süslemeli kaideleriyte tam bir simetrik uyum içindedir. Yivli olan minarelerin yivlerinin arası, birkaç santimetre çapındaki yarım daire şek­linde firuze renkli sırlı tuğlaların üst üs­te sıralanmasıyla meydana getirilen ka­val silmelerle ayrılmıştır. Ayrıca minare­ler üzerine yine fîrûze çinilerle zikzak motifli süslemeler yapılmıştır. Minare­lerin kaideleri üzerinde sırayla üstten aşağı, tuğladan yapılan evreni temsil et­mesi muhtemel daire şeklinde bir mo­tif, onun altında bitkisel bir bezeme, son­ra bir kitabe ve kitabenin altında da geo­metrik yıldız motifleri yer almakta, da­ha aşağılarda ise hayat ağacı ile onun altında altıgen çerçeve içinde yine birer kitabe bulunmaktadır. Hayat ağacı üze­rinde kartal veya şahin gibi görünen çift başlı bir yırtıcı kuş resmedilmiştir; ayrıca hayat ağacı üzerinde bazı kuş tasvirleri ve meyvelerden nar görülmektedir. Med­resenin yayvan kemerli kapısının sol ta­rafında, bir yaprak üzerine sıralanmış çe­şitli hayvan başlarından oluşan bir süsle­me bulunmakta ve hayvan başlarının burç sembolleri oldukları sanılmaktadır.

Taçkapının açıldığı giriş eyvanı yıldız tonoz örtülüdür. Bu eyvanın iki yanında yer alan kapılardan sağdakiyle mesci­de, soldakiyle dârülkurrâya geçilir. Her iki mekân da kubbeli ve pencereli olup mescid dârülkurrâdan daha büyüktür ve kubbesine Türk üçgenleriyle geçiş sağ­lanmıştır; minarelerin merdivenlerine de bu odalardan çıkılmaktadır. Bu mekânların yanlarına rastlayan cephe kısmının iki köşesinde dikdörtgen iki salon bulu­nur. 14,50 X 24,25 m. ölçülerindeki ha­vuzlu avlunun iki yanında, çeşitli başlık­ların kullanıldığı değişik cinsten sütunlara oturan iki revak yer almakta ve bu revaklara cephenin köşelerindeki salon­lardan başka iki yan eyvanlarla onların iki yanında yer alan altışar oda açılmak­tadır; bu odalardan sağ diptekiler di­ğerlerinden daha büyüktür. Girişin kar­şısındaki büyük eyvanın lyazlık dershanel yanlarında ise doğrudan avluya açılan ve medresenin en büyük kapalı mekân­larını oluşturan iki salon (kışlık dersha­neler) yer almaktadır; sağdaki daha büyüktür. 1239 (1824) tarihli bir onarım kitabesi bulunan ve bugün bakımsız du­rumda kapalı tutulan yapının ahşap ka­pısı son zamanlarda kaldırılıp yerine de­mir bir şebeke yerleştirilmiştir. Eski kay­naklarda avlu çevresinde İki kat üzerine yirmi dört molla odasının bulunduğu bil­dirilen bina 1934-1967 yılları arasında müze olarak kullanılmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler