Psikoloji

Ergenlik, Ergenlik Dönemi Nedir? Tanımı, Aşamaları (Psikoloji)

İnsanın gelişiminde çocuklukla erişkinlik arasında geçen dönemini ifade eden bir kavram. Ergenlik için genellikle 12 ila 21 yaşları sınır kabul edilir. Bu gün ergenlik döneminin bir geçiş dönemi olmakla birlikte, çocukluktan ve erişkinlikten tamamen farklı özellikleri bulunan bir dönem olduğu kabul edilmektedir. Bu, ergenlik döneminin kendine özgü fiziksel ve psiko-sosyal bir yapısı olduğu anlamına gelmektedir.

Ergenlik genellikle cinsel uyanış (erinlik, puberte) ile başlatılır. Hipofizdcn salgılanan gonadotropik hormon, bilinmeyen bir nedenle 12-14 yaşlar arasında artmakta, yumurtalıklar ve testisler bu hormona duyarlılaşmaktadır. Bu hormona! değişiklikler bir yandan seks karakterlerinin gelişimini sağlarken bir yandan da insan bedeninde tam anlamıyla biyolojik bir deprem olmaktadır. Boy uzamakta, yüz yapısı, kas gelişimi ve yağ dağılımında cinsiyete ve kişiye özgü değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Bu değişikliklerin meydana gelme hızı her bireyde farklıdır; bunlar ortalama üç ay ile dört yıl arasında tamamlanır. Ergenin, bedeninde olup bilen bütün bu değişikliklere tepkisi, bu olayların başlama zamanına ve tamamla­nış süresine göre farklılıklar gösterir. Çoğu ergen bu biyolojik depremden, her sabah kendilerini daha değişik görmekten hoşnut olmaz­lar. Bedenlerini tanıyamaz hale gelirler. Ergenler bedenleriyle ilgili bir çok kaygıya kapılırlar; küçük bir sivilce onların kendilerini ağır bir hastalığa yakalanmış sanma lan için yeterlidir. Akranlara göre daha uzun veya kısa, daha şişman veya zayıf olmak onları günlerce uykusuz bırakabilir. Bİr seferinde beden yapılarına hayran olurlar, diğer bir seferde dünyanın en çirkin insanı onlardır. Cinsel uyanışın kızlarda erkeklerden iki yıl daha önce olması kızların kaygılarını bir kat daha artırır.

Ergenlik döneminin psikolojik karakteristikleri ‘Fırtına ve Stres’ terimleriyle anlatılır. İç dünyalarında tam bir kargaşa hakimdir. Son hızda giderken birden frene basıverirler. Neyi, nasıl, ne zaman ve ne kadar yapıp sürdürecekleri bilinemez. Bağımsızlıklarına çok düşkündürler, ama ailelerine çocuksu bağlılıklarını da sürdürürler. İdealisttirler, büyüklerin nasıl olup da dünyayı bu kadar berbat bir hale getirdiklerine akıl erdiremezler. Onlara göre dünyayı hemen değiştirmemek için hiçbir neden yoktur. Bağımsızlıklarına düşkünlükleri saç biçimlerinden giyimlerine ve sıralıklarına kadar bir çok tutumlarına yansır. Dost canlısı ve fedakârdırlar, ama aynı zamanda bencil ve alıngandırlar. Ergenlik dönemi,bütün gürültüsüne rağmen insanın sevgiye en çok değer verdiği dönemdir.

Ergenlik döneminin sosyal olarak en belirgin yanı, gruplaşma eğilimidir. Grup, ergenin kimliğini aradığı, erişkin rolünü sınadığı, kendini gerçekten başkalarıyla eşit sandığı tek yerdir. Bu nedenle ergenler bir araya gelerek bir sosyal model oluşturmaya çok yatkındırlar, sanki bu onların tabiatlarında vardır. Ergen grupları, ergene bir kimlik kazandırmalarının yanışım, onların aileye ve topluma karşı duydukları öfkenin emildiği, çok yönlü olumlu işlevlere sahip olan yapılardır. Zaten ergenler de akranlarına ve gruplarına çok değer vererek bunu ispat ederler. Ancak ergen gruplaşmaları nedense aile ve toplum tarafından olumsuzmıış, gibi görülürler. Bağımsızlaşmaktaıı korkan yalnızca ergen değildir.

Ergenlik, erişkin olma çabalarının pahalıya ödendiği, fiziksel, psikolojik ve sosyal alt üst oluşlarıyla insan hayatının en hızlı ve en sıkıntılı çağıdır. Son yapılan antropolojik ve tarihî araştırmalar ergenlik durumunun modern Batı toplumlarına özgü olduğunu ortaya koymuştur. Antropolog ve tarihçiler, çocukluk döneminden doğrudan doğruya yetişkinliğe geçildiği toplumların varlığını tesbit etmişlerdir. Büyük bir ihtimalle, diğer pek çok sosyal bilim terimi gibi ergenlik de modern kültürün insana Kartezyen-proiestan bir bilgi anlayışıyla yaklaşmasının ürünü olarak gözükmektedir. Modern toplumlar tüketimi teşvik eden eğitim süresini uzatan, iş bölümü ve uzmanlaşmayı artıran özellikleriyle geleneksel toplumlarda kısa bir geçiş döneminden ibaret olan ergenlik dönemini uzatmışlardır. Modern toplumlarda, evlenmelerinde, iş bulmalarında, sosyal kimlik sahibi olmalarında biyolojik olarak hiç bir sakıncaları olmadığı halde güçlükler bulunan bîr gençlik sınıfı türemiştir. Gençlik, kendine özgü bir de kültür üreterek modern hayatta yerini sağlamlaştırma yolundadır. Toplumu zıt ve aykırı çıkışları, başlangıçta öyle görünseler bile, bir sonraki kuşağın normal hayal standartları olmaktadır. Bu haliyle gençlik adeta modern toplumların motoru konumundadır. Çünkü, birey haline gelinecek, meslekî ve cinsel kimlikler kazanılacak, zıtlık ve aykırılığın yerini benzeşme ve uyumluluk alacaktır.

(SBA)

ERGENLİK ÇAĞI

İlgili Makaleler