DENGE
Rasyonelinsan
müdahalelerine tanrısal özellik kazandırılmasının bir sonucu olarak ekonomistler
de koordinelî olmayan bireysel kararların ekonomik anarşi yaratıp
yaratmayacağı sorunuyla ilgilenmeye başlamışlardır. Serbest piyasa
ekonomilerindeki fiyat mekanizmasının yukardaki sorunu nasıl çözcceğiylc
ilgili tartışmalar ekonomik literatüre “denge” kavramını
kazandırmıştır.
Denge, sürekliliğini
engelleyecek güçlerin sözkonusu olmadığı İstikrarlı ekonomik durumu ifade
etmektedir. Ekonomik denge kavramı piyasa güçlerinin dengede olduğuna dayanmaktadır.
Bununla beraber, denge durumunun statik (durağan) bir özelliğe İşaret etmediği
de gözden kaçırılmamalıdır. Örneğin herhangi bir ekonomik değişkenin büyümesi,
uzun dönemli kalıplar içinde oluyorsa ve bu şekilde devam ediyorsa, sözkonusu
değişken İçin bir dengeden bahsedilebilir, öle yandan, statiklik özelliği
hiçbir şekilde herhangi bir değişmenin olmadığı durumu ifade etmektedir.
Denge kısmî ve genel
olmak üzere iki açıdan ele alınabilir. Kısmî dengede bir ya da birkaç
ekonomik biriminin, grubun veya mal ve hizmetlerin dengesi üzerinde
durulmaktadır. Bu yaklaşımda, ekonomiyi etkileyen tüm diğer güçlerin
değişmediği varsayılarak, sadece sözkonusu ekonomik birimin dengesi ya da mal
ve hizmet dengesi ve bunu etkileyen güçler irdelenmektedir. Daha açık bir
ifadeyle kısmi dengede ele alınan konu, ekonominin genel işleyişinden
soyutlanmaktadır. Arz-talep dengesi, firma dengesi, tüketici dengesi, belirli
varsayımlar altında mal ve hizmet, firma ve birey ile ilgili olduğundan kısmi
denge yaklaşımını ifade etmektedir.
Kısmi denge yaklaşımı
ayrıca kısa ve uzun dönem dengesi şekilde iki açıdan ele alınabilmektedir.
Ekonomik birimlerin ürerim veya tüketim sürecinde önemli olan bazı değişkenlerin
değerini etkilemeyi başaramadıkları döneme kısa dönem, bu şekilde oluşan
dengeye de kısa dönem dengesi denilmektedir. Öte yandan tüm değişkenlerin
etkilenebildiği dönem uzun dönem, bu dengede uzun dönem dengesidir.
Mİkro-ekonomİk analizdeki firma dengeleri bu açıdan son derece ilginç bir örnek
oluşturmaktadır.
Genel denge sistemi
temel ekonomik konularla İlgilidir. Değer dağılımı ve refah bunların en
önemlilerindendir. öte yandan genel denge yaklaşımı, ekonominin en teknik alanıdır
ve bu nedenle uzman olmayanlarca fazla rağbet görmemektedir. Kaldı ki, genel
ekonomik dengenin tanımını formüle etmek de son derece zordur.
Genel denge
yaklaşımlarının büyük bir kısmı, tam rekabetin ve özel mülkiyetin bulunduğu
piyasalara göre formüle edilmiştir. Maİ veya hizmet fiyatları setini dikkate
alarak, firmalar veri teknoloji durumunda kârlarını maksimize edecek üretim
planı hazırlarken, tüketiciler de veri bir servet durumunda faydalarını
maksimize edecek tüketim planı hazırlamaktadır. Bu nedenle, ancak üretici ve
tüketici planları karşılıklı tutarlılık İçinde olduklarında, ekonomik
sisteminin genel dengesinden bah-sedilebilecektir. Dolayısıyla genel denge
yaklaşımında ekonomideki tüm mal ve hizmetlerin fiyatları, miktarları üretim
faktörlerinin (e-mek, tabiat, sermaye, müteşebbis) gelirleri arasında son
derece karmaşık karşılıklı ilişkiler bulunmaktadır. Dengenin zorunlu koşulu
olan her malın arz ve talebi arasındaki eşitlik sağlanamadığında, fiyat ve
miktarlar değişme eğilimi kazanacaktır.
F. Quesnay (1766) ve
A.Smith (1776) ilk genel denge teorisyenlcri olarak ele alınmaktadır. Her İki
düşünür, tarımsal üretimin ağırlıkta olduğu bir ekonomide ve iş bölümüne
dayalı bireylerarası koordinasyonda karşılıklı bağımlılık üzerinde
durmuşlardır. Leon Walras (1874), günümüzdeki genel denge modellerinin esasını
oluşturan soyut bir genel denge modeli geliştirmiştir. F.Y. Edgewerth (1881) ve
V.Pareto (1809), Pareto etkinliği olarak bilinen refah kavramına dayalı denge
formülas-yonları oluşturmuşlardır. Pareto-etkinlİğinin genel denge şartlan
altında oluştuğunun ileri sürülmesi, A.Smith’İn kendi çıkarlarını ön planda
tutan kişilerin aynı zamanda toplum çıkarlarına da katkıda bulunacağı şeklinde
görüşüne anlamlı bir destek sağlamıştır. Daha sonraları KJ.Arrow G. Debrcu,
L.VV.McKenzie gibi ekonomistler genel denge konusuna değişik boyutlar
kazandırmıştır.
Nazım EKREN Bk.
Piyasa; Rekabet; Tekel.