Çelebizade Asım Efendi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Tarihi
Asım Efendi, Çelebizâde (ö. 1173/1760) Osmanlı şeyhülislâmı, vak’anüvis ve şair.
Daha çok babası Reîsülküttâb Mehmed Efendİ’nin sıfatına nisbetle Küçük-çelebizâde, bazan da sadece Çelebizâde olarak anılır. İstanbul’da doğdu ve iyi bir tahsil gördü. Özellikle devrinin ünlü şair, musikişinas ve hattatı Abdülbâki Arif Efendi’den faydalandı. İstanbul’da çeşitli medreselerde müderrislik, bazı yerlerde kadılık yaptı. 1723’de Damad İbrahim Paşa tarafından Râşid Mehmed Efendi’nin yerine vak’anüvisliğe tayin edildi; 1748’de İstanbul kadısı oldu. 1787’de Anadolu kazaskerliğine getirildiyse de kısa bir süre sonra azledildi. Bu arada kendisine Rumeli kazaskerliği payesi verilen İsmail Âsim Efendi, 1759’da Koca Râgıb Paşa’nın tavsiyesi üzerine şeyhülislâmlığa getirildi. Bu görevde iken 16 Şubat 1760 gecesi vefat etti. Mezarı, İkinci kayınpederi Hekimbaşı Kazasker Ömer Efendİ’nin İstanbul’da Molla Gürâni’de yaptırdığı medrese avlusundadır. Bu medreseyi mektep, çeşme ve kütüphane ilâvesiyle Âsim Efendi genişletmiş, hatta burası onun adıyla anılır olmuştur. Kütüphane 1310 (1892) zelzelesinde harap olduğundan buradaki kitaplar o devirde Kütüphane-i Umûmî adıyla anılan bugünkü Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ne nakledilmiştir.
Çelebizâde daha çok vak’anüvisliği ve bu sırada kaleme aldığı Tönh” ile ün yapmıştır. İbrahim Müteferrika tarafından (1153) ve ayrıca Matbaa-i Âmire’de Râşid Târihi’nin zeyli olarak basılan (1282) eser, 1722-1729 yılları arasındaki olayları anlatmaktadır. Âsim Efendi’nin de katıldığı Damad İbrahim Paşa’nın özel toplantıları, helva sohbetleri, Çırağan safaları, Sâdâbâd eğlenceleri ve Lâle Devri için birinci elden kaynak eserlerdendir. Muhtevasını tayinler, aziller, siyasî hadiseler, törenler ve İran olaylarının teşkil ettiği eserde beş hatt-ı hümâyun ve İran savaşlarıyla ilgili dört fetva sureti ile Batı İran’ın taksimine ait 1724 Osmanlı-Rus muahedesinin metni de vardır. Âsim Efendi vak’anüvis olduğu için iktidar mevkiindeki devlet büyüklerini tenkitten kaçınmış, eserinde bu dönemin hemen sadece parlak yönlerini aksettirmiştir. Üslûbu sade ve açıktır.
Âsim mahlasını kullanan Çelebizâde’-nin şiirleri, devrinin ünlü şairleri Nedim. Seyyid Vehbî ve Neylî gibi şairler yanında sönük kalır. Aslında pürüzsüz ve samimi bir ifadeye sahip olan şiirlerinin çoğu, histen çok fikrin hâkim olduğu Nâbî tarzındadır. Ancak o Nedim tarzında değerli bazı gazeller de söylemiştir.
Divanının 1268’de yapılan taş baskısı şiirlerinin tamamını ihtiva etmez. Aynı zamanda devrinin büyük münşilerinden olan Celebizâde Âsim Efendi Arapça ve Farsça da bilirdi. Nitekim Damad İbrahim Paşa tarafından Aynî’nin İkdü’l-cümdn’ını Türkçe’ye çevirmek için kurdurulan tercüme heyetinde o da bulunmuştur. Ayrıca İbrahim Paşa’nın emriyle Hoca Gıyâseddin Nakkaş’ın Acâ’ibü’l-letâ’if adlı Hıtay seyahatnamesini tercüme etmiştir. Bu tercüme Ali Emîrî tarafından yayımlanmıştır (1331). Âsim Efendi’nin ayrıca bir de Mevlid-i Şerif kaleme aldığı rivayet edilmektedir.
Hattat Abdülbâki Arif Efendi’den ders alan Celebizâde Âsim Efendi hatla da meşgul olmuş ve özellikle “Ta’lik kırması”nda şöhret yapmıştır. Kendi hattıyla olan divanı Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndedir. Çağdaşları tarafından dürüst, iyilik sever, hoşsohbet biri olarak nitelendirilen Celebizâde Âsim Efendi Mevlevi tarikatına mensuptu. Çeşitli kütüphanelerdeki bazı yazmalarda mührü bulunduğuna göre kitap toplamaya meraklı biri olduğu anlaşılmaktadır.
Diyanet İslam Ansiklopedisi