Nedir ?

Celal Nedir, Ne Demek, İslamda, Tasavvufta Anlamı

Celâl, Allah’ın kahr ve gazabına delâlet eden isim ve sıfatları için kullanılan bir tasavvuf terimi.

Mutasavvıflar Allah’ın isim ve sıfat­larını celâl ve cemâl olmak üzere ikiye ayırır ve iki türlü zuhur ve tecellî’den bahsederler. Allah’ın kahr ve gazabına delâlet eden isim ve sıfatlarını celâl, lutuf ve rızâsına delâlet eden isim ve sı­fatlarını da cemâl tabiriyle ifade eder­ler. Kâşânî celâli. Hakk’ın mahiyetinin bilinemeyecek bir şekilde izzet perdesiyle gizli kalması, zâtim kendinden baş­ka kimsenin bilmemesi ve görmemesi şeklinde tarif eder. Perdelenme ve izzet celâlin özelliği olduğundan celâlde Hak açısından yücelik ve kahhâriyet, kul açı­sından boyun eğme ve heybet* hisset­me söz konusudur. Bu tür İsim ve sıfat­lara sahip olması itibariyle Allah’a celîl ismi verilmiştir. Celâl Allah’ın en yük­sek seviyede ululuğunu ifade eder; bu anlamdaki celâlin Allah’tan başka hiç­bir kimse tarafından bilinmesi müm­kün olmadığından celâl İle ilgili açıkla­malardan sadece cemâl (ilâhî güzellik) ve bu cemâlin celâli (celâlü’i-cemâl) yani gü­zelliğin aşkınlığı anlaşılır. Akıl Allah’ın mutlak celâlini kavrayamadığından celâl denilince mutlak değil izafî celâl yani cemâlin celâli anlaşılmalıdır. Fahreddin er-Râzî celâl kelimesinin Allah’ın selbî sıfatlarına delâlet ettiğini söyler.

Abdülkerîm el-Cîlî, Allah’ın celâlinin genelde O’nun yüce vasıflarını ve güzel isimlerini, özel olarak da lütuf ve kerem türünden vasıflarını ifade ettiğini söyler. Celâl ile cemâl sıfatları arasında bir yö­nüyle ilkine, diğer yönüyle ikincisine ben­zeyen rab ve rahman gibi sıfatlar da var­dır. Îbnü’d-Debbağ Allah’ın sıfatlarını celâl, cemâl ve kemâl olmak üzere üçe ayırır. Eğer Hak bir kimseye ihsan, lütuf, rahmet, iyi­lik, yakınlık, rızâ ve nûrâniyet, sevgi ve kerem gibi sıfatlarıyla tecelli ederse o kimse cemâl sıfatlarını temaşa halinde bulunur; izzet, kibriyâ, kahr, cebr, ga-zab ve kudret gibi heybet ve azamet sı­fatlarıyla tecelli ederse bu tecelliye mazhar olan kişi celâl sıfatlarını temaşa eder. İlim, kudret, halk ve kayyûmiyyet gibi Allah’a mahsus sıfatlan seven ve kâmil marifete özlem duyan bir kimse kemâl sıfatlarını temaşa halinde bulu­nur. Cemâl sıfatı neşelenme, celâl sıfatı fâni olma. kemâl sıfatı sevme sonucunu verir.

Celâl sıfatları sâlik üzerinde heybet, ce­mâl sıfatları üns tesiri meydana getirir. Celâlin sonucu korkma, sıkılma ve üzül­me, cemâlin sonucu ümitlenme, rahatla­ma ve sevinmedir. İbnü’l-Arabî Kur’an’-dan verdiği örneklerle âlemdeki her şeyin celâl ve cemâle bağlı olarak bir mü­tekabiliyet içinde olduğunu göstermeye çalışmıştır. Meselâ. “Allah’ın azabı şid­detlidir” âyeti(Bakara 2/ 165, 196, 211) celâli, “Allah tövbeleri kabul eder” âyeti ise(Şûrâ 42/25) cemâli ifade eder. “Allah’tan gereği gibi korkun”(Âl-i İmrân 3/50) celâl, “Gücünüz yettiğince Allah’­tan korkun”(Tegabün 64/16)cemâl içinde mütalaa edilir. “Allah’ın iki eli’nden maksat da bu­dur; Allah her şeyi bu “iki el” ile yani ce­lâl ve cemâl ile yapar.

Kâmil insanlarla velîler Allah’ın celâl ve cemâl tecellîlerini aynı derecede gö­nül rahatlığıyla karşılar, “Lutfun da hoş, kahrın da hoş” der, tam bir rızâ ve tes­limiyet hali içinde bulunurlar. Zira bun­ların ikisi de aynı kaynaktan ve özden gelir, zât mertebesinde hepsi birdir.

Mutasavvıflar genellikle İnsanların ka­rakterlerini celâl ve cemâl tecellîlerin­den aldıktan nasip miktarıyla açıklamış­lardır. Celâl sıfatlarının tecellîsine mazhar olan kişiler celâdetli ve heybetli ol­duğundan böylelerine “abdülcelîT. cemâl sıfatlannın tecellîsine mazhar olan ha­lim selim kişilere de “abdülcemâl” denil­miş, ilkine Hz. Ömer, ikincisine Hz. Ebû Bekir örnek gösterilmişti.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler