BİYOLOJİZM
BİYOLOJİZM
Sosyal ve psikolojik
olguların genetik, nörolojik ve biyokimyasal maddi süreçlere indirgenmesini
ifade eden bir kavram. Kavram, geçen yüzyılda üzerinde Darwinci evrim teorisinden
etkiler taşıyan düşünce sistemleri için kullanılırken, günümüzde daha ziyade
yukardaki anlama gelmektedir. Bunun nedeni sosyobiyo-
loji, biyolojik
psikiyatri ve ekoloji gibi bilim dallarının ortaya çıkmasıdır.
Danvinci evrim teorisi
ileri sürüldükten sonra, başta Danvin olmak üzere Herbert Spen-cer, hatta
Friedrich Nietzsche gibi düşünürler teoriyi sosyal olgulara ve insanlık
tarihine uyarlamaya çalıştıkları gerekçesiyle biyolo-jizmle, ırkçılıkla ve
Sosyal Darvincilikle suçlanmışlardır. Sosyal Danvincilik suçlanan, rağbet
görmeyen bir düşünce olarak kalırken, ondan türeyen üerlemecilik anlayışı
günümüz insanının dünya görüşünde köklü bir yer edinmiştir.
Geçen yüzyılda düşünce
sistemleri için yan-lızca bir model olabilen biyolojik yaklaşım, farklı
biçimlerde de olsa günümüzde sosyal olguları ve İnsan davranışlarını
açıklamaya girişmiştir.
Sosyo-biyoloji, her
davranışın bir genetik karşılığı olduğundan hareket eden gen merkezli bir
evrim teorisidir. Hayvan topluluklarını bu bakışa göre incelemekte, elde
ettiği sonuçlardan insan toplulukları için de tezler üretmektedir. Örneğin
aile içi cinsel ilişki (in-cest) yasağı antropolog Claude Lğvİ Strauss’a göre
sosyal düzenlerin meydana gelmesini sağlar. Sosyo-biyoloji aynı olguyu insanın
genetik yapısıyla İzah eder ve insana genetik olarak yakın oldukları düşünülen
maymunlar ve memelilerde de benzeri bir durumla karşılaşılmasını delil olarak
gösterir.
Bazı ekolojistler İse,
ekolojinin temeli olan denge ve uyum kavramını, örneğin nüfus artışı gibi
sosyal olgulara da uygularlar; doğal afetleri ve savaşları artan nüfusun
bozduğu denge ile açıklamaya çalışırlar.
Biyolojik yaklaşımın
en çok kabul gördüğü alan ise bazı insanların hastalıklı sayılan düşünce ve
davranışlarıdır. Biyolojik psikiyatri, psikolojik rahatsızlıkların temelinde
genetik, nörolojik ve/veya biyokimyasal anormallikler olduğundan hareket
etmekte, bu rahatsızlıkları tedavi etmek için psikofarmakolojik ilaçlar
verilmesi ve elektroşok yapılması gibi yöntemlere başvurmaktadır.
Sosyobiyolojik ve
ekolojinin sosyal olguları açıklamakta kullanılması bilim çevrelerinde
büyük tepkilere yol
açarken, biyolojik psikiyatri uygulamalarının kabul ve destek görmesi çelişik,
ama şimdilik üzerinde çok durulmayan bir durumdur.
ErolGÖKA
B.M. bk. Birieşm İş
Milletler Örgütü