Nedir ?

Berat Gecesi/Kandili Nedir, Önemi, Anlamı, Namazı, Hakkında Bilgi

Berat Gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi.

Berat Arapça berâe-berâet kelimesi­nin Türkçeleşmiş şeklidir. Berâet, “iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yüküm­lülüğünün bulunmaması” anlamına ge­lir. Şabanın on beşinci gecesinde müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umula­rak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Berat gecesi için Arapça eserlerde “şa­banın ortasındaki gece”, “mübarek ge­ce”, “rahmet gecesi” ve “sak (bel­ge) gecesi” mânalarına gelen terkipler kullanılmaktadır.

Berat gecesi müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla İbadet edilmesi âdet halini almıştır. Hz. Peygamber’in, “Allah Teâlâ -rahmetiyle- şabanın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb ka­bilesi koyunlarının kılları sayısından da­ha fazla kişiyi bağışlar” buyurduğu riva­yet edilmiştir. Diğer bir rivayete göre de Hz. Peygamber, “Şabanın orta­sında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden nzık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vere­yim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der” buyurmuştur. Ancak eserlerinde bu hadislere yer ve­ren Tirmizî ve İbn Mâce, bunların sened” yönünden zayıf olduğuna da işaret et­mektedirler. Bir kısım âlimlerin, kıble­nin Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan Mek­ke’deki Kabe İstikametine çevrilmesi­nin hicretin ikinci yılında Berat gecesin­de vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmakta­dır.

Bu rivayetlerle, Hz. Peygamber’in şa­ban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu İhya ettiğine dair diğer rivayetleri göz önüne alan bazı âlimler bu geceyi namaz kıla­rak, Kur’an okuyarak ve dua ederek ge­çirmenin sevaba vesile olacağını, bu ge­ceye mahsus olmak üzere belli bazı iba­det ve kutlama şekilleri ihdas edip âdet haline getirmenin ise dinde yeri bulun­madığını söylemişlerdir. Kaynakların be­lirttiğine göre Berat gecesine ait özel bir namaz yoktur. Gazzâlî, bu gece her rek’atında Fâtiha’dan sonra on bir İhlâs okunmak suretiyle kılınacak yüz rek’at veya her rek’atında Fâtiha’dan sonra yüz İhlâs okunan on rek’at namazın çok se­vap olduğuna dair bir rivayet nakletti­ği halde, îhyû’ü zulûmi’d-din’deki hadisleri tenkide tâbi tutan Zeynüddin el-Irâkl ile Nevevî bunun aslının olmadığını söyle­mişlerdir. Bu namazın bir bid’at oldu­ğunu kaydeden Nevevî, bu konuda Kütü’l-kulûb ve İhyâ-ü ulûmi’d-dîn’de geçen rivayete aldanılmaması gerektiği­ni söylemekte, Ali el-Karî de bu rivayetin uydurma olduğunu belirterek Berat gecesi namazının 400 (1010) yılından sonra Kudüs’te ortaya çıktığını kaydetmektedir. Bu namazın ilk defa 448 (1056) yılında Kudüs’te Mescid-i Aksâ’-da kılındığına ve zamanla yaygınlık ka­zanarak sünnet gibi telakki edildiğine dair bir rivayet de nakledilmektedir. Ancak Fâkihfnin (ö. 272/ 885’ten sonra) Mekkeliler’in bu geceyi Mescid-i Harâm’da ihya ettiklerine ve bazılarının 100 rek’atlı bir namaz kıldı­ğına dair rivayeti dikkate alınırsa bu namazın daha önceden de kılındığını söylemek müm­kündür.

Duhân sûresinde (44/3) Kur’an’ın “mü­barek bir gecede” nazil olduğu ifade edilmektedir. İslâm âlimlerinin çoğun­luğuna göre burada işaret edilen ge­ce Kadir gecesidir. Çünkü diğer âyetler­de Kur’an’ın ramazan ayında(Bakara 2/185) ve Kadir gecesinde(Kadr 97/1) indirildiği belirtilmektedir. İkrime b. Ebû Cehil’in de dahil olduğu bir grup âlim ise Duhân süresindeki âyet­le Berat gecesine işaret edildiği kanaatindedirler. Bu takdirde Kur’an’ın ta­mamının Berat gecesi levh-i mahfuz­dan dünya semasına indiği, Kadir ge­cesinde de âyetlerin peyderpey inmeye başladığı şeklinde bir yorum ortaya çık­maktadır. Nitekim bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir.

Berat gecesinin fazileti ve ihyası İle il­gili müstakil risaleler yazılmıştır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler