Nedir ?

Basmacı Hareketi/Ayaklanması Nedir, Tarihi, Amacı, Hakkında Bilgi

Basmacı Hareketi, Rusya’da Türkistan’ın istiklâli için faaliyet gösterenlerin millî ayaklanmalarına verilen genel ad.

“Baskın yapan, hücum eden” mânası­na gelen bu tabir, Çarlık döneminde Rus­lar tarafından Türkmenistan, Başkırdistan ve Kırım’da faaliyet gösteren çete­ciler için kullanılmıştır. Basmacılar hal­ka dokunmazlar, sadece Rus memurları soyar, hazine mallarını yağmalar ve al­dıkları ganimetleri fakirlere dağıtırlardı.

1917 Bolşevik İhtilâli’nden sonra Tür­kistan’da faaliyet gösteren silâhlı mu­kavemet kuvvetlerine Basmacı denilme­sinin sebebi, bu kuruluşların başına ge­çenlerin bir kısmının ihtilâlden önceki yıllarda da Basmacılık yapmış olmaları­dır. 1917 ihtilâlinden önce ve sonra Ruslar’a karşı silâhlı mücadelede bulunan Türkistanlılar, kendilerini hiçbir zaman Ruslar’ın “haydut, çeteci” anlamında kul­landıkları ve dünyaya böyle göstermek istedikleri tarzda Basmacı olarak tanıt­mamışlar, İslâm askerleri, vatan müdafaacıları ve Türkistan azatlığının asker­leri olarak göstermişlerdir.

Basmacı hareketlerinin tek gayesi, “Türkistan Türkistanlılarındır” sloganın­da ifadesini bulan, Türkistan’ı Ruslar’dan kurtararak istiklâline kavuşturmaktı.

Basmacı Hareketi 1918’de Korbaşı Ergaş’ın liderliğinde Hokand şehrin­de başladı ve kısa zamanda diğer böl­gelere de yayıldı. Hokand’da üç gün için­de Ruslar tarafından 10.000’den fazla Türkistanlı öldürüldü. 1918’de kırktan fazla korbaşının (Türkistanlı lider) önder­liğinde yapılan mücadelelerde ayaklanmalar Fergana vadisine yayıldı. Bu böl­gede Ruslar’la birlikte hareket eden Er­meniler 180 köyü ateşe verdiler ve yak­laşık 20.000 kişiyi öldürdüler. 18 Ağus­tos 1919’da Rus orduları Türkistan cep­hesi kumandanlığına getirilen Frunze’nin belirttiği gibi Sovyetler’in amacı bü­tün Türkistan’ı işgal etmekti. Basmacı­lar ile Kızıl Ordu arasında çok kanlı sa­vaşlar oldu. Fergana vadisinde Mehmed Emin Beg, Şîr Muhammed Beg, Nur Muhammed Beg, Hal Hoca ve Korbaşı Parpi gibi liderlerin emri altındaki mücahidler zaman zaman Sovyet ordusuna kayıp­lar verdirdiler ve mücadelelerini 1921’e kadar sürdürdüler; hatta bölgenin lide­ri Mehmed Emin Beg 1919’da geçici bir Fergana hükümeti kurduysa da 7 Mart 1920’de Sovyetler’e teslim olmak zorun­da kaldı. Yerine geçen Şîr Muhammed Beg de Sovyetler’e boyun eğmedi, 3 Ma­yıs 1920’de geçici bir Türkistan hükü­meti kurarak komşu devletlerle müna­sebet kurmaya çalıştı. Bu arada 31 Ma-yıs’ta kardeşi Nur Muhammed’i Afganistan’a elçi olarak gönderdiyse de Kızıl Ordu Hîve Hanlığı’nı ve Buhara Emirli-ği’ni işgal etti. Sovyet Rusya’nın bura­larda merkeze bağlı halk cumhuriyetle­ri kurdurmasına rağmen halk millî mü­cadeleye devam etti.

Basmacı hareketlen Enver Paşa’nın 8 Kasım 1921’de Türkistan’a gelip başa geçmesiyle daha da şiddetlendi. Onun Türkistan’daki millî mücadelelerin baş­kumandanı olmasından sonra Ruslar önemli kayıplar verdiler ve 19 Nisan 1922’de barış istemek zorunda kaldılar. Fakat Enver Paşa, “Barış antlaşmasının ancak Türkistan topraklarındaki Sovyet askerlerinin çekilmesinden sonra söz ko­nusu olabileceğini belirterek” bu teklifi reddetti. Bu sıralarda Semerkant şehrin­de Türkistan Türk Müstakil İslâm Cum­huriyeti kurulmuştu. Yıllardır bütün Tür­kistan’ı ele geçirmek için savaşan ve Tür­kistan’dan çekilmek niyetinde olmayan Sovyetler daha şiddetli saldırılara baş­ladılar. 1922’de Sovyetler’in genel bir saldırıya geçmesi üzerine Basmacı li­derleri birbirlerinden ayrılmak zorun­da kaldılar ve geçici Türkistan hüküme­ti dağıldı. Şîr Muhammed Beg Afganis­tan’a geçti, diğer liderlerden Muhyiddin Beg öldürüldü, Canı Beg de teslim ol­du. 4 Ağustos 1922’de Belcuvan’a gi­ren bir Sovyet birliğine karşı bizzat ya­kın muharebeye katılan Enver Paşa on bir Rus’u öldürdü, fakat karşı tarafın makineli tüfek ateşi altında kendisi de şehid oldu.

Enver Paşa’nın Ölümüyle Basmacı ha­reketleri sona ermedi, fakat genellikle Ruslar’ın üstünlüğü ile devam etti. Kızıl Ordu Basmacılar’a karşı savaşını her yer­de sürdürdü. Mücahidlere yardım eden Türkler hapishanelere atıldı. Böylece Bas­macılığın birinci devri sona erdi. 1924’te başlayan Basmacılığın ikinci devresinde mücahidler silâh buldukça mücadeleye devam ettiler. Bu mücadeleler de 1935’e kadar sürdü ve bu tarihte Ruslar Bas­macılık harekâtına kesin olarak son ver­diler.

Basmacı harekâtının başarıya ulaşa­mamasının başlıca sebepleri arasında korbaşı denen Türkistanlı liderlerin kendi aralarında düzenli bir birlik ve mer­kezî bir kumandanlık kuramamaları, sa­vaşlarda tank, uçak, top ve zehirli gaz gibi silâhlar kullanan Ruslar’a karşı mü-cahidlerin makineli tüfeklerinin bile ol­mayışı ve nihayet dışarıdan yardım ala­mamaları zikredilebilir.

Ruslar Basmacılar’a karşı kazandıkları başarıları tarihlerinin kahramanlık say­faları olarak kabul ederler. Dışarıya kar­şı haydutluk olarak tanıttıkları bu hare­ketlerin birçok Sovyet kumandanı ve ay­dını tarafından bir millî mücadele oldu­ğu itiraf edilmiştir. Nitekim Sovyet or­dularının Türkistan cephesi kumandanı olan Frunze Basmacılığın çetecilik olma­dığını, eğer böyle olsaydı onların daha önceden ortadan kaldırılabileceğini ifa­de ederken Sovyet Rusya komiseri ola­rak savaşlara katılan Skalov, “Basmacı­lık Türkistan halkının yabancı hâkimiye­ti aleyhindeki millî isyanıdır” demekte­dir. Türkistan’da Sovyet hâkimiyetini ku­ran Valeriy Kuybesev ise bu hareketi sa­dece bir haydutluk kabul etmenin yan­lış olacağını, onun siyasî bir inkılâp ol­duğunu” söyler. Ginzburg ve Vasilewskiy adlı Sovyet komiserleri de, “Basmacılı­ğın gayesi, Türkistan’ı Rusya’dan kur­tarmak ve zulümsüz bir Türkistan kur­maktan ibarettir” derler. Sovyet edibi Boris Pilnyak ise, “Basmacılar isim ve şeref sahibidirler” demiştir.

Bununla birlikte Sovyetler Birliği’nde çıkan eserler bu konuda genellikle sübjektiftir. Nitekim Sovyetler Basmacılık meselesiyle ilgili arşiv belgelerinin yayımlanmasına henüz izin vermemiştir. Bu da Sovyet ideolojisinin bugün hâlâ Basmacılığın etkisinden kurtulamadığı­nı gösterir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler