Ahmed el-Gazzali Kimdir, Hayatı, İmam Gazzali’nin Kardeşi
Mecdüddîn Ebü’l-Fütûh Ahmed b. Muhammed el-Gazzâlî (ö. 520/1126) İmam Gazzâlî’nin kardeşi, vaiz ve mutasavvıf.
Tûs’ta doğdu. İlk tahsilini burada yaptı. Babasıyla birlikte sûfflerin semâ meclislerine katıldı. Şafiî fıkhı tahsil etti. Bağdat’a giderek Nizamiye Medresesi müderrisliğini bırakıp halvete çekilen İmam Gazzâlfye vekâleten bu medresede dersler verdi. Ancak daha sonra tasavvuf sevgisi ağır bastığından inziva ve halvet yolunu seçti. Çeşitli yerleri gezdi ve sûfîlere hizmet etti. Ebü’l-Kâsım el-Cürcân’nin müridlerinden Ebü Bekir en-Nessâc’ın sohbetlerine katıldı. Kazvinde vefat etti.
Ahmed el-Gazzâlî, tasavvufta ağabeyi İmam Gazzâl’den farklı bir yol tutmuştur. İmam Gazzâlî ilim. marifet, şer’î hükümler ve ahlâkî kaidelere öncelik tanıyan bir tasavvuf anlayışını hâkim kılmaya uğraşırken, o aşk ve vecde önem veren bir tasavvuf anlayışını yaymaya çalıştı ve aşk üzerine yazdığı Sevânihu’l-cuşşâk adlı Farsça eseri ile bu vadide çığır açtı. Onun bu eserindeki görüşleri Senâî, Rüzbihân-ı Baklî, Attâr. Fahreddîn-i Irâki gibi büyük mutasavvıflar üzerinde müessir oldu. Talebesi Aynülkudât el-Hemedânî, Temhîdât ve Leva’ih, irâki de Leme’ât isimli eserlerinde Sevdnih’i örnek almışlardır. Ahmed el-Gazzâli’nin bu tasavvuf anlayışı, Celâleddîn-i Rûmî ve İbn Fâriz’de en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Tasavvufî hayatın esasını semâ. aşk. vecd. cezbe ve şevkten İbaret görenler, Ahmed el-Gazzâl’yi İmam Gazzâirden üstün tutarlar. Rivayete göre İmam Gazzâlî, kardeşine, “Şeriata daha çok bağiı kalmak için gayret göstermesini” tavsiye etmiş, kardeşi de ona “Hakikat hususunda marifet sahibi olmaya daha çok önem vermesi gerektiğini” söylemiştir. İmam Gazzâlfnin tasavvufa kardeşinin tesiriyle girdiği ve “Biz aradık, o buldu” dediği rivayet edilir.
Âlemde olan her şeyi aşkla açıklayan Ahmed el-Gazzâlî, ilâhî güzelliklerin “Gözle görülür güzeller” şeklinde tecellî ettiğine inanır. Bu konudaki düşünceleri onu, Hallâc’dan itibaren çeşitli şekillerde kendini gösteren İblis’i mazur, hatta haklı görme fikrine götürmüştür. O, İblis’in Âdem’e secde etmemesini, ebedî bedbahtlığı göze alarak yüce maşuku Allah’tan başkasına secde etmeme şeklinde açıklar. Onun anlayışına göre İblis. Allah’a o kadar büyük bir aşkla bağlı idi ki cehennemde ebedî olarak azap görme pahasına bile olsa, O’ndan başkasına secde etmedi ve gerçek bir muvahhid olduğunu böylece İspat etti. Sevdnih’te, “İblis’teki aşkın konusu, sıfatları yüce olan maşuktur” diyen Ahmed el-Gazzâli’nin “İblis’ten tevhid dersi almayan zındıktır” dediği nakledilir. Bu görüşlerinden dolayı Yûsuf el-Hemedânî, İbnü’l-Cevzî ve Şiî âlim İbn Ebü’l-Hadîd’in şiddetli tenkidine uğramıştır. İbnü’l-Cevzî, “Ahmed el-Gazzâlî’nin hikmet ve nükteleri bulunmakla beraber sözlerinin çoğunun saçma sapan şeyler olduğunu, uydurma hadisler, düzme hikâyeler ve çarpık sözler naklettiğini, uyanıkken Hz. Peygamber’le görüşerek müşkillerini hallettiğini ileri sürdüğünü, İblis’i mazur görerek aleyhinde kimseye söz söyletmediğini” anlatır. İbn Hacer, Yûsuf el-Hemedânfnin onun hakkında, “Tasavvuf yolunu ifsat etti. Bir kere konuşmasını dinledim, sözü ateş gibiydi. Ama kaynağı rabbânî değil, şeytanî idi. Semâ meclisinde baş aşağı, ayaklan havada deveran ettiğini gördüm” dediğini nakleder. Ebü’l-Hadîd İse. “Kıssacı bir vaiz olan Ahmed el-Gazzâlî yanlış yola girmişti” der. Onu iyi tanıyan bir arkadaşı kendisini “Yalancılıkta ve verdiği vaazlarla mal mülk sahibi olmada Allah’ın yarattığı harikalardan biri” olarak tanıtır. Bununla birlikte birçok âlim onu övmüş, özellikle İbnü’l-Esîr onu İbnü’l-Cevzi’ye karşı savunmuştur.
Ahmed el-Gazzâl’nin en önemli eseri, konusu aşk olan Sevâmhu’l-Cuşşâk’tir. İmam Gazzâli’nin İhyâ’ü culûmi’d-dîn’in Lübâ-bü’l’İhyâ adıyla ilk defa o özetlemiş, semânın haram olduğunu iddia edenlerin görüşlerini reddetmek için Bevâri-ku’1ilmö’1 adlı eserini kaleme almıştır. Eser J. Robson tarafından Tracts on Listening to music (London 1938) adıyla İngilizce’ye tercüme edilmiştir. et-Tecrid fî tercemeti’t-tevhîd İsimli eseri et-Tefrid lî tercemeti’t-Tecrîd adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir. Diğer eserleri ez-Zahîre fî’ilmi’l-başîre, Sırru’l-esrâr ve teşkîlü’l-envâr, Havâşşü’t-tevhîdöli. Bu son eser, talebesi Saîd b. Fâris el-Lübbânînin onun vaaz meclislerinde tuttuğu notlardan derlenmiştir.
DİA