Nedir ?

Ahmed/Ahmet İsminin Anlamı, Özellikleri, Ahmet İsminin Hikayesi

Ahmed.Hz. Peygamber’in isimlerinden biri.

Ahmed, hamd kökünden ism-i tafdil olup “Herkesten daha çok öven (hamdeden) ve herkesten daha çok övülen” an­lamlarına gelir. Bazı İslâm âlimleri, baş­ka hiç kimseye nasip olmayan bir ma­kamda ve sadece kendine mahsus ifa­delerle herkesten daha fazla Allah’a hamdettiği, Cenâb-ı Hakk’ın da onu bü­tün insanlardan daha çok övdüğü için Hz. Peygamber’e Ahmed adının verildi­ğini söylerler. Ahmed, aynı kökten türe­miş olmakla beraber onun diğer adları olan Muhammed ve Mahmud’dan daha anlamlı ve daha beliğdir. Çünkü her iki­si de yalnızca “Övülmüş olma”yı ifade et­tikleri halde ahmedde hem “Övülme”, hem de “Övme” anlamı vardır. Hz. Peygamber’in adı olarak Ahmed Kur’ân-ı Kerim’de bir defa geçmektedir: “Hatır­la ki Meryem oğlu İsa, ‘Ey İsrâiloğulları! Ben. daha önce gönderilen Tevrat’ı tas­dik etmek ve benden sonra gelecek Ah­med adlı bir peygamberi müjdelemek üzere Allah’ın size gönderdiği peygam­berim’ demişti”

Ahmed kelimesinin Hz. Peygamber’den önce isim olarak kullanılıp kullanıl­madığı hususu ihtilaflıdır. Kaynaklardan anlaşıldığına göre, Resûlullah’ın doğdu­ğu yıllarda Ahmed adını taşıyan hiç kim­se bulunmadığı gibi hicrî I. yüzyılın ikinci yarısının ortalarına gelinceye kadar da bu adı alan hiçbir şahsa rastlanmamış­tır. Konuyla ilgilenen İslâm âlimlerinin çoğu bu kanaati belirtmişlerdir. Her ne kadar Câhiliye devrinde Ahmed b. Sümâme et-Tâî, Ahmed b. Zeyd es-Seksekî gibi şahıslara ve Benî Ahmed gibi kabi­le adlarına rastlanılmakta ise de bunlar uzun yıllar önce yaşamış oldukları için unutulmuşlardı. İslâmî devirde bu adla anıldığı bilinen ilk şahıs, meşhur Arap dil bilgini Halil’in (ö. 170/786 veya 175,791) babası Ahmed b. Amr el-Ferâhîdi’dir.

Hz. Peygamber çeşitli hadislerde isim­lerinden birinin de Ahmed olduğunu hiç­bir te’vile yer bırakmayacak şekilde ifa­de etmiştir. İslâmî kaynaklarda, annesi Âmine’ye doğacak çocuğuna Ahmed adını koy­ması emrolunduğu kaydedilmektedir. Şair sahâbîlerden Hassan b. Sabit, Kâ’b b. Mâlik, Amr b. Cemüh ve Abdullah b. Ziba’râ da Hz. Peygamberin Ahmed adını şiirlerinde birçok defa zikretmişlerdir. Bazı müs­teşrikler bu gerçeği kısmen inkâr ede­rek, kısmen de değişik şekillerde yo­rumlayarak İncil’de Ahmed adlı bir pey­gamberden bahsedilmediğini, müslümanların bu ismi, Hz. Peygamber’in İn­cil’de ge­çen Paraklit ile özdeşleştirilmesinden sonra ve en erken tarihle 125 (742-43) yılından itibaren kullanmaya başladıklarını Ahmed kelimesinin isim değil sıfat ol­duğunu ve hatta Kur’an’a sonradan da­hil edildiğini iddia ederler. Bu son id­dia, üzerinde durmaya değmeyecek kadar basittir ve iftiradan ibarettir. Diğer iddiaya gelince. Hz. İsa İncil’de ken­disinden sonra Ahmed adlı bir peygam­berin geleceğini haber vermiştir. Müs­lümanların bir müddet çocuklarına Ah­med adını koymadıkları ise doğrudur. Ancak bu, müsteşriklerin ileri sürdük­leri sebeplerden değil, bilakis Hz. Peygamber’e olan saygılarından dolayıdır. Nitekim aynı sebeple Hz. Ömer de hali­feliği sırasında Muhammed adlı şahısla­rı toplayıp günlük hayatta ortaya çıkan bazı mahzurlar yüzünden onlardan isim­lerini değiştirmelerini istemiştir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler