ADAK
ADAK
Tanrı’ya veya onun
yerine kabul edilen yüce bir güce saygı göstermek ve rızasını kazanmak amacıyla
bir fedakârlıkta bulunmak yahut bir ibadeti yapmak için verilen söze adak
denir. Farklı din ve anlayışlara göre, adağın niteliği değişmekledir. Eski
Yunan’da bazı doğal afetlerden, fırtınadan, salgın hastalıklardan adak
verilmekle kurt ulunacağına inanılırdı. Yine bazı anlayışlara göre; insanlar
tanrıların hoşnutluğunu kazanıp, onlardan gelecek gazaplardan korunmak için
fedakarlıklarda bulunmaları, bu nedenle de hayvan, insan ve halta öz evladın
kurban edilmesi gerekiyordu. Adağın felsefesinde bir dileğin Tanrı tarafından
yerine getirilmesini sağlamak veya yerine gelmesinden sonra ona şükran İfadesi
olmak yatar. Bazaıı bir yatır veya eren türbesine bir şeyin adanması da
sözkomısu olur. Buna göre yiyecek, kurban ve mum adanabilir.
Bu tür anlayışlarda
adak ile Tanrı’nin veya insanüstü bir gücün hoşnutluğu sağlanmak islenirken;
biryandan da adak sayesinde bazı isteklerin kabul edilebileceği inancı göze
çarpmaktadır. Yaratıcının insanların dünyevi bazı istek ve arzularını, onlarla
belirli bir alışveriş sonucu tayin etmesinin sözkonusıı olmadığı dikkatten uzak
tutulmaktadır.
İslam’ın konuya bakışı
diğer din ve anlayışlardan tamamen farklıdır. Öncelikle adak, dünyevi
maksatlar içici yapılmamakla; adağın yapılması, Allah’ın rızasını kazanmayı
hedef almaktadır. İslam’da adağın, kişinin dünyevi çıkarı ile bir ilgisi
bulunmamaktadır. Allah rızası için Kur’an okumayı, sadaka vermeyi veya bir
kurban kesmeyi kendi kendine adayan kişi bunu yapmak zorundadır. Adağın yapıldığı
şekilde yerine getirilmesi vaciptir. Ayrıca adak, günah olmayan bîr iş veya
davranış olmalıdır. Türbelere mum, tel vb. şeyler adamak, İslâm dininde haram
olan davranışlardandır. İslamî çerçeve içinde yer atan adakta, kişinin
Allah’ın rızasını kazanmak üzere kendinden bir fedakarlık yaptığı ve bunun
karşılığında ondan birşey bckleyemeyeceği anlaşılmaktadır. Bir işe bağlı
olarak yapılan adaklar varsa da, sırf Allah rızası için yapılanlar kadar
samimiyeti ifade etmezler. Kur’an-ı Kerim’dc adaktan Dehr; 7, Al-İ İmran, 35 ve
Hacc; 29 ayetlerinde söz edilir. İslâm’da adak kurban kesme şeklinde
olabileceği gibi, inzivaya çekilme, oruç tutma gibi daha değişik şekillerde de
olabilir. I şifimi açıdan adaktan adağı adayan kişinin yakınları
yararlanamazlar. Bu da adağın İslâmi bir toplumda yardımlaşma ve kardeşlik
duygularını pekiştiriei bir unsur olduğunu göstermektedir.
Adak tavrıyla
insanlar, adı ne olursa olsun; kendinden yüce olan bir varlığa sığınma ve onun
hoşnutluğunu kazanma gibi bir davranışın gerekliliğini farkctmİşlerdir. Aynı
zamanda, kendilerinden gelen bir fedakarlığın o yüce kudreti memnun edeceğini
de kavramışlardır. Bu haliyle adak, insandaki Allah inancının köklülüğünü
göstermektedir.
Sami ŞENER
Bk. İbadet; Allah; Din
Sosyolojisi; Kültür. [1]