Edebi Şahsiyetler

Abdürrezzak Bahşı Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Abdürrezzak Bahşı. XV. Yüzyılda Fâtih Sultan Mehmed ile oğlu II. Bayezid’in sarayında yaşayan kâtip (bahsi). XV. yüzyılın ikinci yansında Doğu Türkleri’ne gönderilen mektup (bitig) ve fermanları (yarlıg) Uygur ve Arap harfleriyle ve Doğu Türkçesi (Çağatay­ca) ile yazan Abdürrezzak Bahşı hak­kında doğu (Çağatay) ve batı (Osmanlı) Türk kaynaklarında herhangi bir bilgiye rastlanmadığından, doğum ve ölüm ta­rihleri de bilinmemektedir. Adı, istinsah ettiği eserlerin ketebe kayıtlarında ve okuduğu eserlerde Abdürrezzak Şeyhzade Bahşı ve Şeyhzade Abdürrezzak Bahşı şekillerinde, Uygur harfli tuyuğlarının sonundaki Arap harfli bir beytin ilk mısraında ise sadece Abdürrezzak olarak geçmektedir. İmzası, Uygur harf­leriyle istif edilmiş bir mühür şeklinde olup üç yerde geçer ve ancak yukarıdan aşağıya “Şeyhzade çın belgüm” (şeyhza­de gerçek işaretim), aşağıdan yukarıya ise “Çın belgüm şeyhzade” (gerçek işa­retim şeyhzade) okunur. Bu imzalardan biri, Kutadgu Biiig’m Uygur harfli Herat yazmasının 190. sayfasında, altında Arap harfleriyle “Bahşı belgüsi” açıkla­ması ile de geçmektedir. Manzumelerindeki mahlasları ise Bahşı, Bahşı Kul ve Türkistan? Bahşı şekillerindedir. Anadolu’ya Semerkanftan geldiğinden bazan Türkistânî Bahşı mahlasını da kul­lanmıştır.

Arap harfleri yanında Uygur harfleri­ni de yazan ve Farsça bilen Abdürrez­zak Bahşı, çeşitli gazel ve kasideleriyle devrin sultanından ilgi beklemiş ve yar­dım istemiştir. Bunlar bazan, Arap harf­li dokuz beyitlik bir gazelinde istediği, “Saray ahırındaki sakat bir atın pastır­ma yapılmak üzere kendisine verilmesi, çünkü Semerkant ehlinin at etini sevdi­ği”; bazan, Farsça yazılmış bir dilekçe­sindeki “Sağ kol gariblerinin mansıbı” [Gurebâyi yemîn mansıbı] şeklinde; bazan, Uygur ve Arap harfleriyle yazdığı on beş beyit­lik bir kasidesinde yer alan, “Yaz mev­siminde sultanın kendisini Karaman’a göndermesi”; bazan da Uygur ve Arap harfleriyle yazdığı on yedi beyitlik bir kasidesinde belirtildiği gibi “Yanında ahırı olan bir ev” şeklindeki talepleri­dir. Bu son isteği kabul edilmiş olma­lı ki Arap harfleriyle yazdığı yedi beyitlik bir kıtasında, “On yedi at ve katırı­nın arpa yemesinden dolayı harçlıksız kaldığını” sultana manzum olarak arzettiği görülmektedir.

Abdürrezzak Bahşı’dan bugüne inti­kal eden metinler, kendi manzumele­ri ile istinsah ettiği metinlerdir. Kendi manzumeleri yirmi parçadır. Bunlardan beş tuyuğ Uygur harfleri ile. üç kaside ve iki gazel üstte Uygur, altta Arap harfleri olmak üzere çift alfabe ile. bir kaside, yedi gazel, bir kıta ve bir man­zum ve mensur bahâriyye Arap harf­leriyle yazılmıştır. İstinsah ettiği yirmi bir parça eser ise. üstte Uygur ve altta Arap harfleriyle olmak üzere, Edib Ahmed’in Atabetü”l-hakâyık’ı. Mîr Hay­dar Tilbe’nin Mahzenü’l-esrâr’i, Lutfinin on. Sekkâkînin üç gazeli, Arap harf­leriyle de Lutfi ve Nevâfnin ikişer gazeli ile Lutfi’nin iki tuyuğudur. Bu metinle­re, üstte Uygur altta Arap harfleriyle istinsah ettiği Fâtih Sultan Mehmed Yarlığım da ekleyebiliriz. Böylece Ab­dürrezzak Bahşı’nın yirmi iki parçası is­tinsah, yirmi parçası telif olmak üzere çeşitli hacim ve türlerde kırk İki parça metni bugüne ulaşmıştır. Bu metinler Viyana Milli Kütüphanesi. Süleymaniye Kütüphanesi ve Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde bulunmaktadır. Bazı kaside ve gazelleri ile Fâtih Sultan Mehmed Yarhğı, Türkistan tarzında “Rulo” şek­lindedir. Atabetü’l-hakâyık ve Mahzenü’l-esrâr gibi eserler ise kitap şek­linde hazırlanmıştır. Bu metinlerden Fâ­tih Sultan Mehmed Yarlığı, R. Rahme­ti Arat tarafından Türkçe ve Fransızca olarak, Arap ve Uygur harfli metinler­den bazıları ise Osman F. Sertkaya ta­rafından Türkçe ve İngilizce olarak ya­yımlanmıştır. Abdürrezzak Bahşı’nın ha­yatı, eserleri, bütün metinlerin trans­kripsiyonları ve Türkiye Türkçesi’ne çevirileriyle sözlüğü, metinlerin fotoğraf­ları ile birlikte Osman F. Sertkaya tara­fından yayıma hazırlanmıştır.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler