Miskinler Tekkesi -Üsküdar- Nedir, Tarihçesi, Hakkında Bilgi
Miskinler Tekkesi. Cüzzamlılann tecrit edildiği mekân, cüzzamhâne; Üsküdar Cüzzamhânesi.
Sözlükte “âciz, zavallı, yoksul; tepkisiz, hareketsiz” anlamlarına gelen miskîn sıfatı cüzzamlıların niteliklerine uyduğu için bu hastalığa isim olmuş ve halktan ayrı tutulan cüzzamlılann barındırıldığı müstakil binalara (Ieprosarium) miskinhane, miskinler tekkesi, miskinler dergâhı ve meczûmîn zaviyesi gibi isimler verilmiştir. Bunlara tekke, zaviye veya dergâh denilmesinin sebebi, genellikle tarikat pîrinin türbesi yanında bulunan ve insanların müstakil bir grup halinde yaşamalarına elverişli olan tekkelere benzetilmesi, cüzzamlıların da topluma karışmayarak tekke sakinleri gibi münzevî bir ömür sürdürmelerinden ileri gelmektedir. Bu adlandırmada -Avrupalılar’ın yakın çağlara kadar lânetli saymalarının aksine- cüzzamlılann hoşlanmayacakları bir isimle gururlarının kırılmaması da söz konusu olsa gerektir; nitekim idarecilerine de “şeyh” deniliyordu. Ayrıca halkın tekke ve dergâh dervişlerine yardım ettiği bilindiğinden miskinler tekkesi adı cüzzamlılara sadaka verilmesine vesile oluyordu. Ancak hiçbir aktivite göstermeyen uyuşuk ve tembel insanlara da miskin denildiği için sonraları miskinler tekkesi tabiri “tembelhane” anlamını kazanmış, aynı şekilde topluca uyuşturucu kullanılan yerlere de “esrar tekkesi” denilmiştir.
İslâm dünyasında Emevî Halifesi Velîd b. Abdülmelik’in Dımaşk’ta kurduğu ilk bîmâristanda (88/707) cüzzamlılar için de bir bölüm ayrılmıştı. Fas’ta şehrin dış mahallelerinde tutulan cüzzamlılar XIII. yüzyılın ilk yansında Bâbüşşerîa’nın dışındaki mağaralara nakledilmişti; Endülüs’te ise şehirlerin dışına yapılan özel mekânlarda kalıyorlardı. Bunlar, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de aynı şekilde şehirlerin dış mahallelerinde veya tamamen dışında barındırılıyordu. İlk Osmanlı cüzzamhâ-nesi Edirne’nin kenar semti Kirişhâne’de hizmete girmiş (XV. yüzyıl], bunu Üsküdar, Bursa. Lefkoşe, Kandiye ve Sakız’da açılanlar takip etmiştir.