TÜMEVARIM
TÜMEVARIM
insanın, Özellikle de
bilim adamlarının deney ve gözlem yoluyla yeni varsayımlara ulaşma metodu.
Tümevarım; tümden
gelim (Dedüksi-yon-ta’lil) ve Analoji (temsil) ile birlikte akıl yürütmenin üç
esaslı şeklinden birini teşkil eder ve özelden genele, ferdiden külliye varan
düşünme yöntemidir. Günlük dilde zan ve tahmine dayanan akıl yürütme anlamında
da kullanılır.
Mantık diliyle
söylendiğinde endüksiyon; zihni, olguların bilgisinden, bu olguları idare
eden yasaların bilgisine götüren işlemdir. Başka bir ifade ile, zihni özel
hallerden genel hale veya olaylardan yasa veya ilkelere yükselten akıl
yürütme şeklidir.
Endüksiyonun Formal ve
Gerçek diye iki şekli vardı: Formal tümevarım -buna tam tümevarım da denir- bir
bütünü meydana getiren parçaların hepsi hakkında ayn ayrı verilen hükümler
aracılığıyla, o bütün hakkında bir hükme varmaktır. Mesela; Pazartesi, Salı,
Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinin hepsi yirmi dörder
saattir. Bu günler haftanın bütün günleridir. Öyle ise haftanın günleri yirmi
dörder saattir. Aristoteles’in Organon’unda ele aldığı bu çeşit bir
tümevarımdır. Ba-con’un ortaya koyduğu ve S. Mill’in geliştirdiği gerçek veya
genişletici tümevarım -buna bilimsel tümevarım da denir- da ise, bir
bütünün bazı
parçalarından hareketle, o bütün hakkında genel ve kuşatıcı bir yasaya
ulaşılmaktır. Mesela: Demir, altın, Bakır ısı karşısında genleşir. Bunlar birer
madendir, öyle ise bütün madenler ısı karşısında genleşir. Burada görüyoruz ki
az sayıda maden üzerinde yapılan deneye dayanılarak bütün madenlere uygulanan
genel bir yasa ve hüküm ortaya konmuştur. Deneysel bilimlerin kullandığı akıl
yürütme şekli, gerçek endüksiyondur. Başka bir ifadeyle J.S. Mill’e göre
bilimsel araştırmanın gözlemn ile “deneysel gerçekleme” arasında
yeralan ikinci safhası tümevarımdır.
Kesin bilgi
verebilmesi için tümevarımda bazı önemli özelliklerin bulunması gerekir:
a) Genel
hüküm veya yasa veya ilke çıkarılacak konuda gözlem ya da deney ne kadar çok
olursa, tümevarım ile varılacak sonuç o nisbette kesinlik kazanacaktır.
b)
Tümevarım, yeni ortaya çıkan olayların tahmininde doğru sonuç verdiği nisbette
kesin olacaktır.
özetle Tümevarım,
aracılığıyla bir önermenin doğruluğunun, önermeyi doğrulayan kanıtın
artmasıyla çok daha muhtemel kılındığı bir süreçtir ki, bu işlem bilimsel ve
sosyolojik araştırmalarda çok yaygın biçimde kullanılan bir kuraldır. O, nihai
olarak geçerli değildir, çünkü her zaman teorinin aksine bir örneğin
karşımıza çıkması sözkonusudur. Doğrulamalar ne kadar ço-ğalırsa çoğalsın,
onlar bir teoriyi kanıtlamaya yetmez. Çünkü her an çıkabilecek bir aksi örnek
onu yanlışlayabilecektir. Bu görüş K. Popper’e ait olup yanlışlamacılık diye bilinir
ve geçerli sonuçların mantıksal olarak geçerli bir öncülden türetilebüeceği tümdengelimi
(deduetion) tümevarıma karşı savunmaktadır. Sosyolojik tezler, onlar Öyle
olduklarını iddia etseler bile, nadiren yapı bakımından tümevarımsaldıriar.
Necip TAYLAN Bk.
Tümdengelim