Kimdir

ZEYD BİN EŞLEM KİMDİR? HAYATI VE ESERLERİ

Ebû Abdi’llâh (veya Ebû Üsâme) el-Umrî el-Medenî, Tâbiîn’in büyüklerindendir.  Hazret-i Ömer’in  oğlu Abdu’llâh’ın  âzadlısı idi.   (136)  târihinde Medîne-i Münevvere’de vefat etmiştir.

Mevki-i İlmîsi:

Zeyd b. Eşlem âlim, fakîh bir zâttır. Medine-i Münevvere’de yetişen müfessirlerin en meşhurudur. Mescid-i Nebevî’de ders okutur, birçok zâtlar kendisinden istifâdeye koşarlardı. Hattâ Alî b. el-Hüseyn Radiya’llâhu anhümâ da bu meclisin müdavimlerinden idi. Birgün kendisine :

Kendi kavmin meclislerini basıb geçiyor da Ömer” b. el-Hattâb’ın kölesine gidiyorsun.” denilmiş, o da :

İnsan kendisine dîni hususunda fâide verecek kimsenin yanına gider oturur.” diye cevap vermiştir.

Zeyd b. Eşlem, Abdu’llâh b. Ömer, Enes b. Mâlik, Seleme b. el-Ekva’ gi­bi zevattan rivayet eder. Kendisinden de Şeybetü’n-Naddâh kırâet ahzetmiş, İmâm-ı Mâlik, Hişâm b. Sa’d, Zühr4, Sevrî ve kendi oğulları Hassan, Abdu’llâh, Abdü’r-Rahmân ve şâire rivayette bulunmuşlardır.

Zeyd b. Eslem’in tefsîri, ahâdîs-i şerife ile Tâbiîn’in akvâlinden mütesekkildir. Bu tefsîri kendisinden oğlu Abdü’r-Rahmân rivayet eder. Bu zât hakkında Ubeydu’llâh İbn-i Ömer’in :

– Anda bir kusur bilmiyorum; şukadar var ki, Kur’ân’, re’yi ile tefsir ediyor ve bunu çok yapıyor.” dediğini Hammâd b. Zeyd nakletmiştir..

Zeyd b. Eslem  : âyet-i kerîmesi’nin sebeb-i nüzulünü şöyle anlatmıştır  :

Yahudilerden Şâs, b. Kays, birgün Evs ve Hazrec kabilelerinden bir ce­mâatin oturup ülfet ve sohbette bulunduklarını görünce hasedinden ölecek bir hâle gelmiş, yanında bulunan bir gence gidip yanlarında oturarak ken­dilerine “Yevmü Buâs”ı hatırlatmasını tenbîh etmişti. Genç de gitmiş, Evs ile Hazrec arasında vaktiyle zuhur etmiş olub Yevmü Buâs diye yâd olunan kanlı bir muharebe macerasını kendilerine hatırlatmış, bunun üzerine ara­larında münazaa çıkmış, biribirine karşı tefâhura başlamış, Evs kabilesin­den Evs b. Kurazî, Hazrec kabilesinden de Cebbar b. Sahr sıçrayıb kalkmış, gürültüyü artırmışlar;, nihayet her iki taife biribiri üzerine atılarak hemen hemen mukaateleye başlamak üzere bulunmuştu. Keyfiyetten haberdâr olan Resûl-i Ekrem, vak’a mahallini teşrif ederek kendilerine va’z etmiş, arala­rını ıslah buyurmuş,  onlar da mr-i Nebeviyi dinleyerek itaat eylemişlerdi.Bunun üzerine Evs ile Cebbar’ın ve anlar ile beraber bulunanların hakların­da :[56] Ayet-i kerîmesi nazil oldu. Velhâsıl : Zeyd b. Eşlem, mübarek bir zâttır. Pek müttekî, pek mehîb idi. İmâm-ı Mâlik, İbn-i Aclân’dan naklediyor; İbn-i Aclân demiş ki : “Ben Zeyd  b.  Eslem’den  duyduğum mehabeti hiçbir kimseden  duymadım.”

Muhammed b. Sa’d da demiştir ki : Resûl-i Ekrem Salla’llâhu aleyhi ve sellem’in Mescid-i Saâdet’inde Zeyd b. Eslem’in bir halka-i tedrisi var idi; sika idi, kesîrü’l-hadîs idi. Eimme-i Sitte Zeyd’in hadîslerini tahrîc etmiş­lerdir. Rahmetu’llâhi aleyh.

Me’hazlar:Umdetü’l-Kaarî,Tezkiretü’l-Huffâz,Kitâbü’l-Menkul fî Es-bâbi’n-Nüzûl, Mevzûâtü’i-Ulûm, Tehzîbü’l-Esmâ.[57]

KAYNAK: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi (Tabakatü’l-Müfessirin), Bilmen Yayınevi

İlgili Makaleler