Kimdir

Plotinos ve Kurtuluş Kuramı hakkında bilgi

Plotinos ve Kurtuluş Kuramı hakkında bilgi: Plotinos, tıpkı diğer Yunan filozofları gibi, insan varlığının biri ruh, diğeri beden olmak üzere,  iki öğe  ya  da  bileşenden  meydana  geldiğini  öne  sürer.  Bu  anlamda,  o  düalist  bir  filozoftur.  Bununla birlikte,  Plotinos  söz  konusu  iki  gerçeklikten, maddi  ve  tinsel  gerçeklikten  ya  da  beden  ve  ruhtan, yalnızca ruhun özsel ve Tanrısal olduğunu, bedenin ölüp gittiği yerde, ruhun ölümsüzlüğüne inandığı, yani ikisini aynı düzey ve değerde olan bileşenler olarak görmediği için radikal bir düalisttir. Söz konusu  iki bileşenden  insan ruhu, Dünya-Ruhunun bir parçasıdır, Dünya-Ruhundan çıkmıştır. İnsan ruhu, Plotinos ’a göre, bileşik insan varlığını meydana getirmek üzere, bir beden içine girmezden önce,  gizemli  bir  sezgi  faaliyetiyle,  ezeli-ebedi  olan Nousu  temaşa  etmekteydi. Dünya-Ruhunun  bir parçası  olan  insan  ruhu  şu  halde,  başlangıçta maddenin  kirinden  bağımsız  olarak,  bedenden  ayrı  bir biçimde  varolmakta  olup,  varlık  kaynağına  yönelmiş  durumdaydı.  Bununla  birlikte,  o  daha  sonra, kısmen Dünya-Ruhunun maddeye  biçim  ve  düzen  verme  arzusunun,  kısmen  de maddenin,  duyusal yaşamın kaçınılmaz etki ve çekiciliğinin bir sonucu olarak, duyusal-dünyaya, özüne aykırı düşen maddi varlık  alanına  düşmüştür.  Başka  bir  deyişle,  Plotinos  için  bireysel  ruhun  düşüşü,  bedenin  Ruhun yaşamına  katılması  anlamında,  bedenle  Ruhun  birleşmesidir.  Bu,  Ruhun  faaliyetinin  sınırlanması anlamına geldiği, onun etkinliğinin evrensel olmaktan çıkarak, salt kendisine katılan bir bedenle ilişkisi demek  olacağı  için  kötü  bir  şeydir. Bu  nedenle  bireysel  ruha  düşen,  entelektüel  yükseliş, maddeyle değil de Tanrıyla birleşmedir.

Plotinos, tıpkı Platon gibi, kendisine nihai ve en yüksek hedef olarak Tanrıyla birleşmeyi gösterdiği ruhun,  üç  parçalı  olduğunu  söyler.  Başka  bir  deyişle,  o  ruhta,  biri Nous’u  temaşa  etmeye  yönelen, diğeri  bedenle  ilişkili  olan  ve  bir  diğeri  de  ikisi  arasında  aracı  rolünü  üstlenen  üç  kısım  ayırt  eder. Ruhtaki  bu  kısımlardan  yukarıya  yönelmiş kısım  tinselliğe, bu dünyadaki  şeylerle  ilişkili  olan kısım irrasyonelliğe  ve  nihayet,  ikisi  arasındaki  ara  zemine  yerleşmiş  olan  kısım  da  rasyonaliteye  karşılık gelir.  İnsan,  ruhun  bu  ilk  kısmı  sayesinde,  İdeaları,  akılla  anlaşılabilir  gerçeklikleri  temaşa  edebilir. Ruhun bu en yüksek kısmı, ortadaki rasyonel ruhu, rasyonel ruh ise ruhun akıldışı aydınlatır. Ruhun  bu  üç  kısmına  bağlı  olarak,  rasyonel  ya  da  irrasyonel  insan  türünden,  farklı  yapı  ya  da karakterde  insanlar  ortaya  çıkar.  Buna  göre,  bazı  insanlar  en  aşağı  düzey  vasıtasıyla  eyler,  bazıları ikinciden, bazıları ise birinciden de pay alır. Bu çerçeve içinde, insanın kendisinin, kendi etkinlik türü ya da  ilkesiyle  belirlendiği  söylenebilir. Başka  bir  deyişle,  her  insan,  ruhun  söz  konusu üç kısmının belirlediği  varoluş  cetvelindeki  seçimine  uygun  bir  tarz  ya  da  düzeyde  yaşayacaktır.  Yani,  insan duyulara dayalı, maddeye düşkünlük gösteren, bedensel hazlarla belirlenen bir yaşam sürebildiği gibi, diskürsif  çalışan  aklıyla  uyum  içinde  de  yaşayabilir;  nihayet,  insan  saf  düşünce  faaliyeti  içinde, Nous’un  hayatını  da  sürebilir.  Plotinos ’a  göre,  insanın  manevi  durumu,  onun  ruhunun  rasyonel kısmının, eşdeyişle orta kısmının ruhun aşağı ya da yukarı kısmı tarafından çekimlenmesine bağlıdır.

Plotinos,  bu  şekilde  tanımladığı  ruhun  kurtuluşuyla  ilgili  bir  öğreti  geliştirmiştir;  söz  konusu öğretisinde,  insan  ruhunun Tanrıyla  birleşmeye  yükselişinin  güç  ve  zahmetli  bir  iş  olduğunu  söyler. Ona göre ruh için kurtuluş, onun bedenin, maddenin kirinden kurtularak saflaşması, kendisinin ve tüm varlıkların yüce ve  ilk kaynağına yükselmesi ve Tanrıyla birleşmesidir. Bu yükseliş kişinin ahlaki ve entelektüel  erdemler  geliştirmesini  gerektirir.  Burada  önemli  olan,  duyusal  dünyadaki  şeylerin  ve bedenin, ruhun daha yüksek amaçlarını gerçekleştirmesine engel olmasını önlemektir. Plotinos ’a göre, ruhun felsefedeki entelektüel faaliyete yükselebilmesi için önce dünyadan ve onun maddi değerlerinden vazgeçilir. Kişi, öncelikle kendisini sağlam ve doğru düşünme bakımından disipline etmelidir. Bu  tür bir düşünme, kişiyi bireyselliğinin üstüne yükseltir ve varlıklara ilişkin bilgi yoluyla, insanın kendisini, dünya düzeninin kavramasını ve her şeyin Tanrının eseri olduğunu görmesini sağlar. Başka bir deyişle, ruhun kurtuluşuna, Tanrıya yükselişi ve Bir’le birleşmesine giden yolda, ahlaki erdemler kadar  teorik ya da entelektüel değer ve erdemler önemli bir yer  tutar. Hatta Plotinos, bu yükseliş sürecinde, ahlaki öğe  ve  uygulamanın,  kuramsal  ya  da  entelektüel  öğeye  tabi  olduğunu  söylemiştir. Bununla  birlikte, Tanrıyla birleşme yolunda, ruhu harekete geçiren ilk ve temel güç, aşktır. Buna göre, tinsel aşk, akılcı aşk  ve  irrasyonel  aşk  olmak  üzere,  ruhun  üç  kısmına  uygun  düşen,  üç  ayrı  aşk  vardır.  Bunlardan örneğin irrasyonel aşk insanı duyusallığa gömerken, tinsel aşk tanrılaştırabilir. Plotinos ’a göre, yükseliş yolunda, aşkın  itkisiyle atılan ilk adım, katharsistir; insan ya da insan ruhu, burada, kendisini bedenin baskısından ve duyuların etkisinden kurtaran bir arınma süreci  içine girer ve çileyle düzene giren bir yaşam sürerek, dört temel erdemi hayata geçirir.

Bundan  sonraki  aşama  olan  ikinci  aşamada,  ruh  duyu  algısından  tümüyle  uzaklaşır,  diskürsif düşünce  faaliyeti  içinde bilim  ve  felsefeyle  uğraşarak, yüzünü Nousa döner. Bundan  sonraki  aşama, ruhu bilim ve felsefenin, diskürsif düşüncenin ötesine, Nousla birleşmeye götürür. Bununla birlikte, bu sonuncu aşama bile, burada ruh halâ ben bilincini koruduğundan dolayı, nihai ve en yüksek aşama için bir  hazırlık  olmaktan  öteye  geçemez.  Sonuncu  ve  en  yüksek  aşamada  ise  ruh,  her  türlü  ayrılık  ve ikiliğin ortadan kalktığı bir birlik, mistik bir vecd hali içinde, Tanrıyla birleşir.

Kaynak: Felsefe Tarihi, Ahmet Cevizci

İlgili Makaleler