Kimdir

Pierre Bonnard kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Pierre Bonnard kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1867-1947) Fransız ressam. Son İzlenimcıler’den sayılmakla birlikte, anlatımının şiir­selliği, mekân ve ışık anlayışı, konu seçimiyle yeni bir atılımın öncüsü olmuştur. Ekim 1867’de Fontenal-aux-Roses’da doğdu. Ailesi hukukçu olmasını istediği için ortaöğrenimin­den sonra Hukuk I-akültesı’ndeki dersleri izledi, ama bir yandan da Julıan Akademisi’ne devam etti. Aka­demik resmin temsilcilerinden T.X.obert Fleury ve Bougreau’nun atölyesinde Vuıllard, Ker-Xavıer Ro- ussel (1867-1944), Maurıce Deniş (1870-1943), Paul Ranson (1864-1909) ve Felix Vallaton (1863-1925) ile tanıştı ve eğitimini onlarla birlikte yaptı. Ecole des Beaux-Arts’da bir yıl çalıştı. Hukuk eğitimini bitir­dikten sonra sicil memuru olmak için başvurduysa da sözlü sınavı başaramadı. Bu kez babasının isteğiyle savcılıkta çalışmaya başladı, ama zamanını desen çizerek geçiriyor, dosyalarla uğraşmıyordu. 1899’da kesinlikle ressam olmaya karar verdi. İmzasını taşıyan ilk profesyonel yapıtı, 1891 ’de renkli taşbaskısı tekni­ğiyle yaptığı ve 100 frank kazandığı France-Champagne adlı bir afişti.

Serusier’nin aracılığıyla Gauguin’in resimleriyle tanıştı. Onun yan yana sürülmüş parlak renklerinden çok etkilendi. Gauguin ve Serusier’nin düşüncelerini de benimsedi. Eski atölye arkadaşları Vuillard, Roussel, Deniş ve Ranson’un o günlerde kurdukları Nabiler grubuna katıldı. Hep birlikte 1891’de Le Barc de Boucteville ve 1892’de Salon des Independants galeri­lerinde yapıtlarını sergilediler. Bonnard bu arada Nabıler’m yayımladığı sembolist (simgeci) La Revue Blanche adlı dergide de çalıştı.

Çin ve Japon sanatına büyük bir hayranlık duyuyordu. Japon estamplarının izlerini taşıyan re­simler yaptı. Bu çalışmaları ona Japon Nabisi adının takılmasına neden oldu. 1893-1894’te bir dizi siyah- beyaz ve renkli taşbaskısı üstünde çalıştı; kurşunka­lem, mürekkepli kalem ve fırça kullanarak yaptığı desenlerinde Paris sokaklarını görüntüledi. Besteci Claude Terasse’ın (1867-1925) Le Solfege ve Scenes Famıliales adlı kitaplarını resimledi. La Revue Blanc­he, Mercure de France gibi dergilerde Henri de Regnier, Octave Mirbeau, (1848-1917) Jules Renard, (1864-1910) Alfred Jarry gibi ünlü yazarlarla tanıştı. Bu çevrede çalışmaktan çok hoşlanıyordu. Bu arada karma sergilere de katıldı. 1902’de Jarry’nin L’Alma- nach du Pere Ubu ve Longus’un Dafni ile Khloe adlı kitaplarına desenler ve taşbaskıları hazırladı.

Resimlerinde ev içi sahneleri, yemek odaları, banyolar gittikçe daha çok yer alıyordu. Bu tür konular desen çizimine, ışığı incelemesine, ayrıntıları araştırmasına, gölgeleri saptamasına yardımcı oluyor­du. 1904’te özellikle ışığı inceleme olanağı veren kadın desenlerinden oluşan tablolarını sergiledi. Daha önce­leri büyük bir ustalıkla ele aldığı gri tonları artık bütünüyle terk etmişti. Belçika, Hollanda, Romanya ve İngiltere’de, daha sonra Ispanya, Tunus ve Ceza­yir’de gezilere çıktı. Işığa ve renkli manzaralara olan hayranlığı nedeniyle bütün bir yazı La Roulotte’ta ışık oyunlarının resmini yapmakla geçirdi.

1914’te, sanatına ve geçirdiği gelişmeye eleştirel bir gözle baktığı uzun bir döneme girdi. Aralıksız desen çiziyordu. Bu desenler onu yeniden portre yapmaya yöneltti. Karısı Marthe de Molignv, bu dönemden başlayarak sürekli resmini yaptığı tek modeli oldu.

1928’de Rencır’la birlikte Groupe de la Jeune Peinture Française’in (Genç Fransız Resmi Grubu) onur başkanlığına seçildi. Tabloları Fransa, İngiltere, Hollanda, İsviçre, Almanya ve Sovvetler Birliği gibi ülkelerin müzeleri tarafından satın alındı. ABD’yi ziyaret etti, Amerika ve Avrupa’da birçok sergilere katıldı. Paris’te alçakgönüllü bir yaşam sürerken 1940’ta karısının ölümü üzerine Cannes yakınlarında Cannet’dekı villasında daha çok kalmaya başladı.

Burada yalnız yaşadıysa da Terasse, Vuillard, Natan- son gibi yakın arkadaşları hep yanında bulundular. Bonnard 23 Ocak 1947’de Cannet’de öldü. Aynı yılın ekim ayında Paris’te Orangerıe salonlarında yapıtla­rıyla büyük bir toplu sergi düzenlendi. Daha sonraki yıllarda bunu Londra, New York, Edınburgh, Zürıh, Rotterdam, Basel gibi kentlerde açılan toplu sergileri izledi.

Bonnard çok ve aralıksız çalışan bir ressamdı. Yaptıklarını yeterli bulmamış, resimlerini daha sonra birçok kez yeniden ele almıştır. Çok çeşitli teknikler denemiş, tutkallı boya ile panolar, hem karton hem tuval üstüne yağlıboya resimler, kurşunkalem ve suluboya desenler, afişler, taşbaskılar, gravürler yap­mıştır.

Sembolist anlayıştan ayrıldıktan sonra doğanın güzelliklerinin, açık havanın ve ışığın farkına daha çok varmıştır. Biçimlerini sınırlayan çizgileri, iki boyutlu biçimlerden kurulu kompozisyonları, resimlerini dol­duran atmosfer için terk etmiştir. Düz renk alanlarını kullanmayı bırakmış, nesneleri resim mekânı içinde ışıktan etkilendikleri durumda göstermiştir. St.Germain-en-Laye’e çekilerek geçirdiği savaş yıllarından sonra, dış dünyanın görüntülerini aktarmaktan çok, kendi duygulu ve çocuksu iç dünyasını anlatmaya yönelmiştir. Cannet’deki villasında yaptığı natür­mortlarında, manzaralarında, deniz görünümlerinde, çıplaklarında ve iç mekân resimlerinde renkler, zaman zaman zarif bir yumuşaklıkla gölgelenen büyük bir yoğunluk kazanmıştır.

Bonnard her zaman, hatta Japon estamplarının etkisindeyken ya da Nabiler’e katıldığı günlerde bile bir izlenimci olarak kalmıştır. Ama yaşamı şiirsellikle verişinde, resim mekânını duyumsayışında, hatta ışığı kavrayışında İzlenimciler’den ilerde olmuştur.

Resim:

Kitap resimleme:

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 18. cilt, Anadolu yayıncılık, 1984

İlgili Makaleler