ORGANlZASYONEL PSİKOLOJİ
ORGANlZASYONEL PSİKOLOJİ
Organizasyonel
psikoloji, organizasyonlar ve organizasyon süreçlerini odak noktası alarak,
çalışanların iş başarısına ve tatminine elki eden tüm sosyal ve fiziki çevre
faktörleri ile bunların sonuçlarını olumlu yönde değiştirmede kullanılacak
yöntemlerin geliştirilmesini inceleyen bir bilim dalıdır. Hem tanımlayıcı,
hem de normatif bir özelliğe sahiptir. Uygulama ve temel araştırmaya dayalı
bir bilim dalıdır. Dolayısıyla organizasyonların davranışlarıyla ilgili teori
ve modelleri oluşturmaya çalıştığı kadar, organizasyonel uygulamaları da
iyileştirmeye çalışır. Organizasyonlara eleman seçme ve eğitim programlarının
etkililiğini arttırmak için yöntemler geliştirme, kullanılan yöntemlerin iş
davranışına nasıl etki edebileceğini inceleme, iş başarısı ve tatminine çevre
faktörlerinin etkisini belirleme, grupların oluşumu ve organizasyonel sonuçlar
üzerindeki etkilerini belirleme, kişi ve grupla örgüt arasındaki etkileşimi
analiz etme, motivasyon planları hazırlama, iş analizi, metod etüdü, iş
çözümlemesi, gürültü, monotonluk ve yabancılaşma gibi da-
ha bir çok konu,
organizasyonel psikolojinin temel araştırma ve uygulama alanım
oluşturmaktadır.
Organizasyonel
psikoloji başlıca dört disipline (bilim dalına) dayanmaktadır: Psikoloji,
sosyoloji, sosyal antropoloji, yönetim ve organizasyon. Psikoloji ve özellikle
sosyal psikoloji ile sanayi psikolojisi, organizasyonel psikolojinin en önemli
dayanağıdır. Bir insanın şuurlu bir şekilde çevresiyle ilişkide bulunması ve
bununla ilgili psişik süreçleri ele alması sebebiyle psikoloji bir grub
içinde, o grubun üyesi olarak insanı incelemesi sebebiyle de sosyal psikoloji,
organizasyonel psikolojiye önemli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca küçük veya
büyük sosyal grupları, bunların organizasyonunu, davranış süreçlerini ve
değişmelerini inceleyen sosyoloji, organizasyonel psikolojinin bir diğer
dayanağıdır. Sosyal Antropoloji ise toplum içindeki çeşitli kültürlerin kişi,
grup ve organizasyonlar üzerinde oynadığı rolü araştırması ve sosyal yapı
içinde her toplumun kendine has davranışlarını, alışkanlık ve adetlerini
incelemesi sebebiyle organizasyonel psikolojiye katkıda bulunmaktadır. Bu
bilim dalı, odak noktası olarak organizasyonu ve organizasyon süreçlerini
aldığı için, Özellikle organizasyon teorileriyle de ilgili bulunmaktadır.
Gerçekte bu bilim
dalı, başlangıçta sanayi psikolojisi olarak ortaya çıkmış, organizasyonel
psikoloji olarak gelişmiş, daha sonra “Organizasyonel Davranış” adı
altında daha bütünleştirici bir nitelik kazanmıştır.
Bu bilim dalı alanında
ilk çalışmaların 1895-1900 yılları arasında Walter Dili Scott ve Hugo
Muensterberg tarafından yapıldığı bilinmektedir. Ancak konuyla ilgili ilk ciddi
adım Birinci Dünya Savaşında atılmıştır. ABD Birinci Dünya Savaşında çok
sayıda insanı askere alma durumunda kalmış ve bunlardan bazılarını subay
yapabilmek için seçmek ve eğitmek problemiyle karşılaşmıştı. Bu sebeple
askerlerini en etkili bir şekilde kullanabilmek amacıyla bazı ölçme teknikleri
(ilki Army Alpha tekniğidir) ile personel sınıflandırma ve değerlendirme
yöntemleri geliştirildi.
Ordudaki psikolojik
yerleştirme programlarının başarılı olmasından sonra, Birinci Dünya Savaşı’nı
izleyen yıllarda psikoloji, endüstriyel ve organizasyonel problemlere
uygulanmaya başladı. Yavaş yavaş konuyla ilgili danışmanlık firmaları (Wal-ter
Dili Scott) ve yayınlar (The Journal of Applied Psychology) çıkmaya başladı. Ancak
bu dönemde konuyla genellikle psikologlar ilgileniyorlardı ve kendilerine
sanayi psikologu deniliyordu. Bu dönemde ayrı bir bilimden bahsetmek sözkonusu
değildi. Psikolojiye bağlı bîr sanayi psikolojisi doğmuştu. Temel ilgi alanı
da personel seçme ve eğitmeye yönelik yöntemler geliştirme veya mevcut
yöntemlerin iş davranışı üzerine etkilerini araştırmaydı. Bu sebeple bir
anlamda da personel psikolojisi niteliğini taşıyordu.
Bu arada 1920’li
yılların sonunda sanayi psikolojisini önemli ölçüde etkileyen Organizasyon
teorileri içinde “Beşeri ilişkiler Yaklaşımı” ortaya çıktı. The
Westem Electric Company’in Chicago dışındaki Hawt-horne fabrikalarında yapılan
araştırmalar sonunda ortaya çıkan Beşeri İlişkiler Yaklaşımı, organizasyon
içindeki insanın Önemini ortaya çıkarmıştır. Buna göre organizasyonlarda
sonucu önemli ölçüde etkile-
yen, yapıyla ve işle
ilgili unsurlar değil, insanların oluşturduğu gruplardı. Organizasyon
içindeki küçük gruplar, bunların oluşumu, davranış süreçleri, gruptaki
değişmelerin üyeler üzerindeki etkileri, basan ve tatminde oldukça Önemli bir
yer tutuyordu. Elton Mayo ve arkadaşı Roethisberger’in bu konudaki bulguları
organizasyonel psikolojiyle ilgilenenleri cesaretlendirmişti. Bu dönemde
liderlik, kararlara katılmaya motivasyon gibi konular gündeme gelmeye başladı.
1930’lu yıllarda büyük
ekonomik krizin etkisiyle biraz durgunlaşan sanayi psikolojisi, ikinci Dünya
Savaşıyla birlikte tekrar ön plana çıkmaya başlamıştır. Özellikle orduya
yönelik çalışmalar yanında savaş sonrası, savaştan olumsuz yönde etkilenen askerlerin
uyum problemlerine yönelik olarak yapılan çalışmalar, sonraki safhalarda
sanayide de kullanılmaya başlandı. Ohio State ve Minnesota Üniversitesİ’nde
açılan bölümler, düzenlenen kurs ve seminerler Massachuussetts Instıtute of
Techonology (MTT) de Kurt Lewin’in çalışmaları, sanayi psikolojisini
organizasyonel psikoloji olarak uygulamalı bir disiplin haline getirmiştir.
1950’lerin ikinci
yansı ve 1960’Iarın birinci yarısında organizasyonel psikoloji, gerek amaç ve
fonksiyonları açısından, gerekse uygulamadaki sonuçlan bakımından şiddeüe
eleştirilmeye başlandı. Esas olarak psikologların, psikoloji biliminin
sonuçla-nnı, profesyonel yönetimin uygulamalarına teknik bir yardımcı olarak
sattıkları düşünülüyordu. Aynca uygulamadaki yararlılığı, değişen şartlarla
ilgili olarak tartışma konusu yapılıyordu. Bu eleştirilerin sonucu olarak
organizasyonel psikoloji bir kendi
kendini değerlendirme,
temel Özellik ve muhtevasını tetkik etme döneminden geçmiş oldu. Özellikle
organizasyon ve organi-zasyonel süreçler üzerinde yoğunlaşan Do-uglas Mc Gregor
Chris Argyris, Rensis Li-kert, Peter Dnıcker, Warren Bennis, Harold Leavitt
gibi bilim adamlannın çalışma ve araştırmalarıyla yeni bir çerçeveye oturan
organizasyonel psikoloji “Organizasyonel Davranış” adı altında ele
alınmaya başlamıştır.
Ömer DİNÇER
Bk. Davranış
Bilimleri, İşletme Yönetimi, Organizasyon