Kimdir

Nebi Hazrî Babaoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri

Nebi Hazrî Babaoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri: 1924 yılında Baku’ya yakın Hırdalan köyünde çiftçi bir aileden gelen Nebi Hazrî 1947’ye kadar Bakû’da gazetecilik yapmıştır. Aynı zamanda Azerbaycan Radyosu’nda ça­lışan Hazrî 1947’de girdiği Edebiyat Fakültesi’nden geçtiği Maksim Gorki Edebi­yat Enstitüsü’nü 1952’de bitirmiştir. 1958’de “Yazarlar Birliği Sekreterliği”ne getirilen Nebi Hazrî, 1965’te TV Dai­resi başkanlığına atanmış, uzun süre milletvekili olmuş. Kültür Bakanı yardımcı­lığı da yaptıktan sonra 1974’ten bu yana: Azerbaycan’ın Yabancı Ülkelerde Dost­luk ve Kültür İlişkileri Konseyi’nin başkanı bulunmaktadır.

Görülüyor ki Nebi Hazrî, Sovyet Rejimi ile iyi geçinmiş ve genellikle üst ma­kamlarda dolaşmıştır. Bu tutumu, ona şiir alanında da geniş imkânlar sağlamış­tır. Daha ilk şiirleri, 1944’te Rusça başta olmak üzre “bütün Sovyet halklarının dil­lerine” hatta Fransızca, İngilizce ve Bulgarcaya da çevrilerek yayınlanmıştır. Bu sayede, çağdaşı usta şairler arasında, çabucak sivrilmenin yolunu bulmuştur.

67 kitabı olduğu söylenen Nebi Hazrî’nin çok gayretli bir kimse olduğu şüphe­sizdir. Bunlardan 15 adedi Rus dilindedir.

Serbest vezinli ve kırık heceli şiirlerinde Nâzım Hikmet etkisi apaçık görünen Nebi Hazrî’yi Türkiye’de ilk tanıtan Dr. Ali Yavuz Akpınar, hakkında bilgi vermiş ve ondan yaptığı seçmeleri “Azerî Türkçesi ile Seçilmiş Şiirler” (1st. 1976) adıyla yayımlamıştır. Daha sonra İ.Ünver Nasraddinoğlu “Azerbaycanlı Şair Nebi Hazrî’ (1988) kitabında, eserlerini ayrıntılı olarak vermiş ve şiirlerinden parçalar yayım­lamıştır. Prof. Dr. Sadık Kemal Tural “Zamanın Elinden Tutmak’ (1982)’ta (s. 199- 207) “Yuhuda” şiirinin tahlilini yapmıştır.

Şair Hazrî’yi de Azerbaycan şiirinin (yukarıda sayılan) genel temaları içinde, lirizmden daha çok bilgi vermeğe… Olayları az çok acıklı yönünden terennüme, yurduna güzellemeler yapmaya ve “ölüm” etrafında geniş bir düşünce trajedisi yapmaya yatkın görünmektedir. Nâzım etkisi, bu şairde, kelimeler, isimlere ve hatta eserlerinin başlıklarına kadar sinmiştir. Tevfik Fikret’in imaj ve kelimeleri­ni de kullanan Hazrî kendi şiir anlayışını ve “şair” kavramını aşağıda aldığımız güzel bir parça ile, şairce açıklamıştır.

Birçok kereler İstanbul’a da gelen Nebi Hazrî’nin de halk şairi Elesger’in hay­ranı olduğu, onun tarzında koşmalar da yazdığı, Hazer Denizi’ni en güzel öven şa­irlerden olduğu görülüyor. Zülfü yare dokunur korkusu ile sosyal memleket şiir­leri yazmaktan sakınan Hazrî aşk, tabiat, hüzün şiirleri yazmakta ısrarlıdır. Yavuz

Akpınar onun: “Sumyagıt Sahifeleri, Yürek, Küçük Tepe, Ana, Güneşin Bacısı, İki Hazer, İlk Görüş” adlı “poema” (uzun şiir)’larında başarılı olduğunu yazmıştır.

ŞİİR

Her şi’ir ele bil Mene gardaşdır.

Onlarsız sevincden kalbde iz olmaz.

Her şi’r ele bil bir vatandaşdır Şi’r de dünyada vatansız olmaz.

Asıl kahramandır Asıl şair ki

Ömrü de halkının ömrüyle birdir.

Şair ad-san üçün yaşamayırki Şairin en böyük adı şairdir.

“Sen’et bir hünerdir, beli bir hüner,

Ayağın koy alsın gücünü yerden.

Aksaya-aksaya şi’re gelenler Yıkıla-yıkıla geder şi’rden. ”

Yanmçık sevmeyi sevmeyir sen’et,

İlk sözü, son sözü samimiyetdir.

İlhama heyânet, şi’re heyânet Belke de en böyük bt heyânetdir.

İlhamın yollan dumanlı olsa Ey sevgim Ey şi’rim

goşa geçin siz!

Eger kanadımın biri kırılsa Zirve mensiz kalar Men de zirvesiz.

ele bil: öyle bil, beli: evet

*

AĞ ÇİÇEK

Seher çağı Göy meşeden

derdik seni, ağ çiçek.

Beyaz beyaz

varaklara

serdik seni, ağ çiçek!

Birdenbire Ağ ellerde

tazeleşdin, ağ çiçek.

Ağ ellerde Ele bil ki,

ağ ateşdin, ağ çiçek.

Gördem seni

Bugün başka

bir çemende, ağ çiçek.

Ağ ellerin Harareti

yok mu sende, ağ çiçek? Soğuk soğuk Boylanırsan

söyle neçin, ağ çiçek?

De, sen de mi?

Hasretlisen

ağ ellerçin, ağ çiçek?

(1967)

göy: gök, mavi

AY HEZER

Açıb sene üreyimi Danışaram men,

Eşgim kimi coşub, daşan Hezer’sen, Hezer!

Neğmen ile yer üzünü Dolaşaram men,

Neğmem ile yer üzünü Gezersen, Hezer!

Sen mehriban Hezer’imsen,

Gan ad indir ağ lepeler,

Mavi gözlü gözelimsen,

Ay Hezer.

Gördüm seni hayatımın tik seherinde,

Her dalğanda min üreyin Sözleri vardır.

Hezer, senin gizil gumlu Sahillerinde

Sevgilimin bozulmayan izleri vardır.

Sen mehriban Hezer’imsen,

Ganadmdır ağ lepeler.

Mavi gözlü gözelimsen AyHezer.

Çağla de ki, unutmayag Eşgi, hörmeti,

Açsın yene hatireler Gol-ganad, Hezer.

Çağla, çağla, çohdan susmuş

Birmehebbeti Aşıb-daşan dalgalarda Sen yaşat, Hezer.

Sen mehriban Hezer’imsen,

Ganadmdır ağ lepeler.

Mavi gözlü gözelimsen AyHezer.

ürek yürek, eşg. gözyaşı, mehriban:

sevgili, ağ lepeler: ak dalgalar

ULDUZUM MENİM

Keçirgusse,

Keçirgem,

Süzülür gelbime nur.

Bundan sonra demerem:

Ulduzlar soyug olur!

Ömrüme nann-nann Ahan şefeglerindir.

Sahilsiz arzuların Sonsuz üfüglerindir.

Menim soyugda, garda,

Ateşli ulduzumsan.

Ömür adlı diyarda

Güneşli ulduzumsan.

Nurunu görmüş cakan,

Parlag ulduzum menim.

Sen ne geder yahmsan Uzag ulduzum menim.

keçirgusse: geçer gam, ulduz yıldız, cahan: -cihan, geder, kadar

KAYNAK: TÜRK EDEBİYATI 4. CİLT, AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI, İSTANBUL

İlgili Makaleler