Kimdir

Luis Walter Alvarez kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Luis Walter Alvarez kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1911) ABD’lî fizikçi. Kabarcık odasından ve bilgi işleme tekniklerinden yararlana­rak, çok kısa ömürlü yeni temel par­çacıklar keşfetmiştir. 13 Haziran 1911’de San Francisco’da doğdu. Chicago Üniversitesinde fizik öğrenimini (1932) ve doktorasını (1936) tamamladıktan sonra, aynı yıl Berkeley’deki California Üniversitesi’nde araştırma görevlisi, 1945’te de profesör oldu. 1940-1943 arası Massachusetts Institute of Technology’nin radar araş­tırma ve geliştirme bölümünde çalışan Alvarez, 1944­1945 yıllarında Los Alamos Bilimsel Araştırma Laboratuvarı’nda ilk atom bombasının yapım çalışmalarına katıldı. II. Dünya Savaşı sonrasında, California Üniversitesi’ne bağlı Lawrence Radyasyon Laboratuvarı’nda deney çalışmalarını sürdürdü. Bu deneyleriyle 1968 Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı. Nobel’in yanı sıra birçok nişan ve madalyayla ödüllendirilmiş olan Luis Alvarez’e 1978’de California Üniversitesi Emeritus Profesör sanını verdi.

Alvarez, California Üniversitesi’ndeki araştırma­ları sırasında elektron yakalama yoluyla gerçekleşen yeni bir radyoaktiflik biçimi keşfetti (1937). Gözlem­lerine göre, kimi radyoaktif element atomlarında, en içteki K kabuğunun elektronu çekirdek tarafından yakalanıyor ve böylece çekirdekteki protonlardan biri nötrona dönüşüyor, dolayısıyla elementin atom ağır­lığında bir değişiklik olmamakla birlikte atom numa­rası bir tamsayı kadar eksiliyordu. Aynı yıl trityumu (hidrojen-3), helyumun radyoaktif izotopu olan helyum-3’e, yanı radyoaktif helyuma dönüştüren Alva­rez, Isidor Isaac Rabi’nin geliştirdiği manyetik rezo­nans yöntemini uygulayarak 1940’ta Felix Bloch ile birlikte nötronun manyetik momentini ölçmeyi ba­şardı.

Alvarez bütünüyle temel parçacıklar fiziğinde uzmanlaşmış olmasına karşın, II. Dünya Savaşı yılla­rında bir ara radarlar üzerinde çalışarak mikrodalga sinyallerini bulmuş, ardından çizgisel radar antenleri­ni geliştirmişti. 1943’te gerçekleştirdiği yerden kon­trollü yaklaşma-iniş sistemleri ise, bombardıman uçaklarının hedefe radarla yaklaşmasını sağlayan önemli bir yenilikti. Sonraki yıllarda, fizik alanındaki birikimini paleontoloji ve arkeoloji araştırmalarına da uygulayarak, Mısır piramitlerini ilk kez X ışınlarıyla inceledi. II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, Los Ala­mos Bilimsel Araştırma Laboratuvarı’nda plütonyu­mu parçalama denemelerine girişen Alvarez, sonunda ilk kez uranyumun dışında bir nükleer tepkimeyi gerçekleştirdi. Böylece, uranyum-235’in yanı sıra atom bombasında kullanılabilecek yeni bir tepkime bulunmuş oluyordu. 16 Haziran 1945’te, Alvarez’in de katıldığı bir ekip New Mexico’da ilk atom bombasını denedi. 6 Ağustos 1945’te atoıfl bombası­nın Hiroşima’ya atılışını uçaktan izleyen ekipte gene Alvarez vardı. Ardından ilk plütonyum-239 bombası Nagazaki’ye atıldı.

Savaş bittikten sonra Lawrence Radyasyon La­boratuvarı’nda yeniden deneylere girişen Alvarez, 1930’larda Cockcroft ve Walton’ın yaptığı parçacık hızlandırıcılarını incelemekle işe başladı. 1934’ten sonra bilim adamlarının bütün ilgisi dairesel hızlandı­rıcılar (siklotronlar) üzerinde yoğunlaştığı için, çizgi-sel hızlandırıcılar hemen hemen unutulmuştu. Bu konuya eğilen Alvarez, 1946’da, bakır gibi iyi bir elektrik iletkeninden yapılmış uzun bir silindirden oluşan ilk çizgisel proton hızlandırıcısını gerçekleştir­di. Ağır parçacıkların hızlandırılmasında bugün bile Alvarez’in geliştirdiği şemaya göre yapılmış çizgisel rezonans hızlandırıcıları kullanılır.

Alvarez hızlandırıcılar üzerinde çalışırken, ABD’li nükleer fizikçi Glaser de, 1952’de, nükleer tepkimeler sırasında açığa çıkan elektrik yüklü parça­cıkları izlemek için bir “kabarcık odası” geliştirmişti. Bu gelişmeyi izleyen Alvarez, o güne değin yapılma­mış büyüklükte, içi sıvı hidrojenle doldurulmuş bir kabarcık odası düzenledi. Bu kabarcık odasındaki hızlandırılmış parçacık çarpışmalarını “stereofotografi” tekniğiyle görüntüleyip verileri bilgisayarla anında değerlendirme yöntemini geliştiren Alvarez ve arka­daşları, 1960’ta, çok kısa ömürlü ilk üç parçacığı bulduklarını açıkladıkları an, temel parçacık fiziğinde yeni bir dönem açılıyordu.

Hızlandırılmış parçacık çarpışmaları sırasında açığa çıkan çok kısa ömürlü (bazıları için saniyenin milyonda biri düzeyinde) ve kararsız yeni parçacıkla­rın varlığı, nükleer teoride büyük gelişmelere yol açtı. Alvarez, bilinen temel parçacıkların “rezonansı” ya da maddenin uyarılmış enerji düzeyi olarak kabul edilen bu yeni parçacıkların yörüngesini, kabarcıklı odadaki sıvı hidrojen ortamından geçerken bıraktıkla­rı kabarcık dizisini fotoğrafla görüntüleyerek ve yüz binlerce klişeyi inceleyerek saptamıştı. Kısa bir süre sonra hidrojen kabarcık odasında çok kısa ömürlü pek çok yeni parçacık keşfedildi ve Alvarez’in çalış­malarını izleyen ilk on yıl içinde bilinen temel parçacıkların sayısı otuzdan yüze yükseldi.

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 14. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983

İlgili Makaleler