Kimdir

İSHÂK BİN RÂHEVEYH KİMDİR? HAYATI VE ESERLERİ

Ebû Ya’kub İbn-i İbrahim b. Mahled el-Hanzalî el-Mervezî, büyük, âlim­lerdendir. (168) veya (161) târihinde doğmuş, bilâhare Irak’a, Hicaz’a Şam ile Yemen’e rıhlet etmiş, nihayet (238) târihinde Nisâbur’da vefat etmiştir. Babası Mekke-i Mükerreme yolunda doğmuş olduğu için (Râheveyh) adım almıştır.

Mevki-i   İlmîsi :

Merv ahâlîsinden olup Horasan’ın yegâne âlimi olan İbn-i Râheveyh, ge­rek muhaddisler ve gerek fakîhler arasında pek muhterem bir imam sayıl­maktadır. Kendisi hem pek kudretli bir âlim, hem de pek ziyâde ibâdet ve tâatle muttasıl bir zâhid idi. Kendisine (Şehinşâh-ı Hadîs) ünvanı verilmiş­tir. Hafızası bir hârika idi. Mahfûzâtı insana hayret verir; kitablarının bütün münderecâtı ezberinde idi. Hattâ kendisi derdi ki : “Ben her işittiğimi hıfzettim. Kİtablarımdaki yetmiş bin hadîse sanki gözümün önünde imiş gibi bakıyorum.”

İbn-i Râheveyh, hadîs cem’i için birçok beldeleri dolaşmış, birçok zeva­ta mülâkî olmuş, birçok eâzımdan ilim tahsil etmiştir. Ez-cümle Abdu’llah b. el-Mübârek, El-Fazlü’ş-Şeybânî, Cerîr b. el-Hamîd, Süfyân b, Uyeyne, Abdü’1-Azîz Ed-Derâverdı gibi Tâbiîn’den ve sâireden hadîs rivayet eder, ken­disinden de İmâm-ı Buhârî, İmâm-ı Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Neseî, İmâm-ı Ahmed b. Hanbel gibi yüksek muhaddisler, müctehidler hadîs rivayet etmişlerdir.

Ebû Dâvûd el-Haffâf diyor ki : “İshâk bize on bir bin hadîs, hıfzından rivayet ederek, yazdırdı sonra bunları bize ne bir harf ziyâde, ne de noksan olmaksızın tekrar okudu.”

Ahmed b. Seleme de demiştir ki : “Ben Ebû Hatim er-Râzî’ye dedim ki, İshak bize hafızasından tefsir okuyub yazdırdı. Ebû Hatim de dedi ki : Bu daha garîb. Çünkü ahâdîs-i müsnede’yi hıfzetmek, tefsîr’in esânîd ve elfâzını zabt ve hıfzetmekten daha kolay, daha hafiftir.”

İmâm-ı Ahmed b. Hanbel de demiş ki : “Horasan köprüsünden İshâk b. Râheveyh gibi bîr zât daha geçmemiştir.”

Sulehâdan bir zât olan Alî b. Seleme El-Kerâbîsî demiştir ki : “İshâk b. Râheveyh’in vefat ettiği gece, İshâk’ın mahallesinden bir kamerin semâya yükseldiğini, sonra aşağıya inerek onun defnedildiği yere düştüğünü, rü’yâda gördüm. Vefatından haberim yoktu. Sabahleyin kalktım, bîr de baktım ki, rü’yâda kamerin düştüğünü gördüğüm yerde İshâk için bir kabir kazılıyor.”

İshâk b. Râheveyh’in tefsiri ve bâzı müellefâtı vardır. El-Hâkim Ebû Abdi’llâh diyor ki: “İshâk b. Râheveyh ile İbnü’l-Mübârek ve Muhammed b. Yâhyâ  kitablarını  defnetmişlerdir.”

İshâk b. Râheveyh, nazm-ı celîli münâsebetiyle İmâm-ı Alî’den şöyle naklediyor : Bir kimse Hazret-i Alî’ye “Beytü’l-Ma’mûr nedir ” diye sormuş, O da : “Semâda bir beyttir; adına (Durâh) denilir. Mekke’nin hizâsındadır. Onun semâda hürmeti, Kâ’be-i Muazzama’nın yerdeki hürmeti gibidir. Onda hergün yetmiş bin melek, bir daha avdet etmemek üzere na­maz kılar.” demiştir,

İbn-i Râheveyh, Zührî’den de şöyle bir rivayette bulunmuştur   :

Uhud günü, “Muhammed katlolundu.” diye şeytan sayha etmişti. Kâ’b b. Mâlik demiştir ki : O gün Resûlu’llâh’ı ilk gorüb tanıyan ben olmuş idim. Miğferinin altından mübarek gözlerini gördüm, yüksek sesle : “İşte Resûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem!” diye nida ettim. Bunun üzerine Allahu Teâlâ : âyet-i kerîmesini inzal buyurdu.

Velhâsıl İbn-i Râheveyh, müfessir, muhaddis, fakîh, zâhid bir zâttır. Rahmetu’llâhi aleyh.

Me’hazlar:  Umdetü’l-Kaarî, Lübâbü’l-Menkul, Tabakaatü’s-Şâfüyye li’s-Sübkî,   EI-A’lâm,  Dürrü’l-Mensûr,

   KAYNAK: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi (Tabakatü’l-Müfessirin), Bilmen Yayınevi

İlgili Makaleler