DÜRTÜ
Genellikle
organizmayı, biyolojik bir ihtiyacı karşılama amacına yönelik bir davranışa
iten iç güç anlamında kullanılan bir kavram. Anlam benzerlikleri nedeniyle
güdü ve içgüdü kavramlarıyla karıştırılır veya birbirlerinin yerine
kullanılırlar. Biyolojik ihtiyaçlar, organizma için vazgeçilemez bir öneme
sahip olduklarından bunları karşılamaya yönelik güçler de birincil (primary)
güdüler diye adlandırılırlar. Dürtüler, birincil güdülere karşılık gelirler.
Dürtünün onaya
çıkabilmesi için organizmayı faaliyete geçiren veya organizmanın faaliyetini
arttıran fizyolojik bir ihtiyaç olmalıdır. Canlıların yaşayabilmesi için
ogmnizmada beden ısısı.su, oksijen, kan elemanları gibi fizyolojik unsurların
belirli sınırlar ve oranlar İçinde kalmaları zorunludur. Bu sınırlar ve oranlarda
fazlalık veya eksiklik şeklinde bir değişme ortaya çıkarsa hayatın
sürdürülmesi tehlikeye düşer. Fakat organizma bir yandan da sürekli olarak
sıcaklık, basınç, nem gibi unsurları değişme gösteren çevre şartlarında yaşamaktadır.
Dolayısıyla değişen çevre şartları organizmayı etkilemektedir. Organizmanın
değişen çevre şartlarına rağmen varlığını sürdürebilmek İçin iç dengesini
koruyucu bir tabiî kontrol mekanizması vardır. Bu mekanizmaya
“homeostasis” denir.
Organizmadaki
fizyolojik unsurların sınırlarının ve oranlarının değişmesi homeostasisin
bozulması demektir. Bozulan homeostasis bir gerginlik ve hoşnutsuzluk hali
meydana getirir. Organizmanın eski halini alabilmesi için bir ihtiyaç ortaya
çıkmıştır. Bu ihtiyacı gidermek, gerginliği yok ederek doyum sağlamak amacıyla
organizmayı harekete geçiren güç, dürtüdür.
Açlık, susuzluk,
cinsellik ve ağrıdan kaçma dürtüleri bilinen biyolojik dürtülerdir. Dürtüler
organizmadaki biyokimyasal, fizyolojik, hormonal şartların etkisi altında
oldukları halde bunlar, lek başlarına bir amaca dürtülen-meyi açıklamakla
yetersiz kalırlar. Dürtüleri karşılamaya yönelik davranışlar aynı zamanda birer
öğrenme sürecidirler. Örneğin cinsel dürtüler cinsellik hormonlarının kontrolü
altındadırlar. Fakat özellikle İnsanda bu hormonların olmadığı durumlarda
bile cinsel dürtüler ortaya çıkabilmektedir.
(SBA) Bkz.: Güdü;
ihtiyaç.