DÖVİZ
DÖVİZ
1- Çeşitli Döviz Tanımları
Döviz piyasalarında
temel araç olan döviz, madeni ve kağıt para şeklindeki tüm yabancı ülke
paraları ile bu paralarla ödemeleri sağlayan her türlü hesap, belge ve
araçlardır. Böyle bir tanını dövizi geniş anlamda kullanmaktadır. Dar anlamda
döviz tanımına ise yalnızca yabancı ülke paralan cinsinden ödemeyi sağlayan
her türlü hesap, belge ve araçlar girer. Geniş anlamda döviz tanımında yer
alan unsurlardan dar anlamda döviz tanımı İçinde yer alan unsurlar
çıkartıldığında geriye “efektif döviz” kalır.
1. Efektif Döviz
Yerel döviz
kullanımına göre hemen hemen tüm bankalar müşterileri adına döviz alım ve satım
işleminde bulunurlar. Bankalar müşterilerinin muhtemel taleplerini karşılamak
için önemine ve yapılan tercihlere göre kasalarında efektif döviz
bulundururlar. Bunda mevsim ve konjonktürel faktörler de önemli rol oynarlar.
Örneğin ülkemizde bankalar Hac döneminde kasalarında başta Suudi Arabistan
Rİyalİ olmak üzere B. Alman Markı ve ABD Doları bulundurmak zorunluluğunu hissederler.
Hacca gidenlerin büyük bir kısmı yanlarında efektif döviz bulundurmak isterler.
2. Kaydi Döviz
Kaydi döviz bankalar
aracılığıyla gerek müşterilerden, gerekse bankaların yabancı ülkelerdeki
muhabirlerinden, şubelerinden, temsilciliklerinden alman emir üzerine hesaplan
hesaba yöntemi şeklinde yapılan işlemlerdeki dövizdir. Kaydi döviz İşlemleri
defter üzerinde kayıtlı işlemlerdir.
3. Majör ve Minör Dövizler
Dünyada hiçbir ülke
sattığı mal ya da hizmetler karşılığında kendi milli parasıyla yapılacak
ödemeleri reddedemez. Ancak bir ülkeye her zaman o ülkenin parasıyla ödemede
bulunmak imkânı olmayabilir, örneğin ülkemizin Japonya’dan yapacağı ithalatın
bedelini ödemek İçin elinde yeteri kadar Yen bulunmayabilir. Bu durumda
ödemenin Yen’den başka bir parayla yapılması gerekecektir. Şüphesiz bu para
uluslararası piyasalarda en çok aranan paralardan birisi olacaktır. Demek ki,
bir ülkenin uluslararası ödemelerini kolaylıkla yapabilmesi için önelikle
genel kabul gören yabancı paraları sağlaması zorunludur. Bu tür yabancı ülke
paralarına, uluslararası ticarette kullanılabilirlik ve konvmîbilue dereceleri
yüksek olduğu için majör paralar denilmektedir. Doları, B. Alman Markı, Japon
Yen’i, İngiliz Sterlini, Fransız Frankı, vb. majör dövizlere birer örnektir.
Dünyada enflasyon
oranı yüksek, ödemeler bilançosu sorunları olan birçok ülkenin paraları
uluslararası ticarette fazlaca aranan paralar değildir. Bunlara daha az
kullanılan kon-vertibilitesi sınırlı paralar olduklarından mİ-nor paralar
denilmekledir (Yunan Drahmisi, İspanyol Pezetası, Portekiz Eskudosu vb.).
11. Konveılibilite
Bir ulusal paranın
diğer paralara ve altına hiçbir kısıtlamaya bağlı olmaksızın
dönüştürü-lebilmesinc konvertibiliıc denir. Böyle bir konvertibilite tanımına
sadece pek az ülkenin parası girer. Günümüzde ayrıca tam olmayan konvertibilite
biçimleri de vardır. Şöyle ki:
i) Yalnızca
yabancıların ellerindeki ulusal paralara konvertibilite tanınabilir.
ii) Yalnızca belli bazı
hesaplardaki paralara konvertibilite tanınabilir’ Örneğin ülkeden sermaye
kaçışını Önlemek için hesaplara konvertibilite tanınmaz.
iü) Yalnızca bazı
paralara çevrilmeyi kabul etmek, diğerlerine kabul etmemek.
Konverlibil olan
paralar uluslararası ödeme niteliğine sahiptir. Parasına konvertibilite tanıyan
bir ülke dünya ticaretinde merkez bankası gibi rol oynar, sadece kağıt ve
mürekkep karşılığında para üretmek suretiyle kâr sağlar.
Kuşkusuz bir ülkenin
parasının konvertibili-te kazanması kolay değildir. Bunun için ödemeler
bilançosunun İstikrarlı olması ve ülkenin spekülatif eylemlere karşı koyacak
miktarda altın ve döviz rezervine sahip olması gerekir. Ayrıca sözkonusu
ülkenin izlediği ekonomi politikalarının istikrarlı olması gerekir.
///. Döviz Kimimin
Belirlenmesi
Döviz kurunun
belirlenmesi sorunu, bir zamanlar dünyada altın standardı geçerliyken o kadar
önemli değildi. Döviz kurunun belirlenmesi özellikle altına çevrilemeyen
krj£it para sisteminde önem kazanmıştır.
1. Alım Standardında
Döviz Kuru
Altın standardında
altın külçelerin çok cüzi bir parayla altın sikkeye dönüştürülmesi ya da
sikkelerin eritilip tekrar külçe haline dönüştürülmesi serbest olduğu için
paranın üzerinde yazılan değerleriyle özündeki külçe altının değeri aynı
olarak kalmaktaydı. Yani paraların özüyle sözü arasında tam bir doğruluk vardı.
Hal böyle olunca döviz kurlarının belirlenmesinde hiçbir güçlük yoktu. Çünkü
çeşitli ülkelerin paralarının birbirine göre değeri, ihtiva ettikleri ya da
temsil ettikleri altın miktarına göre kolayca tayin edilebiliyordu.
Altın standardında
döviz kurlarının sabitliğini altın noktaları çerçevesinde düşünmek zordur.
Altın standardında, döviz kurları altın noktaları denilen iki sınır arasında
değişmektedir. Altın noktalan altın giriş ve altın çıkış noktaları olarak iki
noktadır. Bunun nedeni İki ülke arasında altınla yapılan ödemelerde taşıma,
sigorta, darphane ve faiz masraflarının gözönünde bulundurulmasıdır.
2, Kağıt Para
Sisteminde Döviz Kuru ve Belirlenmesi
Uluslararası ödemeler
çoğu kez ulusal para-larınbirbîrleriyle değiştirilmesini gerektirmektedir.
İşte ulusal paraların birbirlerine çevrilmesi zorunluluğu bunun hangi oran
üzerinden olacağının saptanmasını gcrekıİrmektedir. Paraların bu mübadele
oranına döviz ya da kambiyo kuru (paritesi) denir. Örneğin 1 Dolar=2200TLyada 1
DM= 1130 TL gibi.
Bîr ülkenin döviz
kuru, o ülkenin ulusal para biriminin yabancı paralar cinsinden değerini
belirlediğinden (İngiltere dışında) döviz kurunun yükselmesi ulusal paranın
değerlenmesi, düşmesi ise ulusal paranın değer kaybetmesi demektir.
Görüldüğü gibi her
paranın diğer paralar karşısında bir kurunun olması gerekir. İki para arasında
doğrudan doğruya uygulanan kura düz kur (direk kotasyon) denir. Uygulamada
bazen Türk lirasıyla önce Sterlin, sonra bu Sterlinle Fransız Frankı ve Frankla
da Dolar satın alınabilir. Bu durumda Türk Lirasıyla dolar arasında bir kur
oluşmuş olur. Buna “Çapraz Kur” denir.
Aslında düz ve çapraz
kurlar arasında herhangi bir farkın oluşmaması gerekir. Ancak bazı ülkelerin
uyguladıkları döviz kontrolleri ve katlı kur sistemleri nedeniyle düz ve çapraz
kurlar arasında fark oluşmaktadır.
A. Satın Alma Gücü
Paritesi (ppp): İki ayrı ülkenin kağıt paralan arasındaki parkeyi belirlemek
için bunların satın alma güçlerinin dikkate alınması yolunda bir görüş vardır.
En basit şekliyle satın alma gücü paritesi, ülke paralarının ne satın
alabildiklerine göre değerlendirilmesidir. Bunun mantığı, bir Fransız cebindeki
Frankları Sterline çevirip İngiltere’de harcadığı takdirde, Fransa’da Frankla
satın alabileceği mallann aynısını İngiltereVe alıp alamadığıdır. Bu durumda
örneğin fiyatlar İtalya’da % 10, Almanya’da % 3, ABD’de % 5 artıyorsa, İtalyan
Lireti BAlman Markı’na karşı % 7, ABD Doları’na karşı da % 5 değer
kaybedecektir. Bu arada B.AIman Mark’» da Dolar’a karşı % 2’lik bir değer
artışı gösterecektir. Satın alma gücü parkesinde döviz kurunun en Önemli
belirleyicisi iki ülke arasındaki nisbi fiyat farklılığıdır.
Satın Alma gücü
paritesi görüşünü İsveçli İktisatçı Gustaw Cassel öne sürmüştür. I. Dünya Savaşından
sonra altın standardını terkeden dünyada, paralar arasındaki paritelerin
belirlenmesi için yapılan çalışmaların en eskisini satın alma gücü paritesi
oluşturur.
B.Aız ve Talebe Göre
Döviz Kimimin Belirlenmesi: Yabancı paraların fiyatları da herhangi bir malın
fiyatı gibi arz ve talebe göre oluşur. Örneğin Türkiye ile ABD olmak üzere iki
ülkeyi ele alalım. ABD çeşitli dış ödeme ihtiyaçları İçin piyasaya Dolar
arzeder. Türkler de ABD’dekİ çeşitli Ödemelerini karşılayabilmek İçin Dolar
talep eder. Bu durumda döviz piyasasında Dolar talebi Türk Lirası arzı demektir.
Çünkü dolar satın alabilmek İçin karşılığında Türk Lirası ödemek gerekir. Bu
durumda Türk Lirası talebi de Dolar arzına eşittir. O halde döviz piyasasını
ya Dolar arz ve talebi ya da TL arz ve talebi şeklinde inceleyebiliriz. Bİz
daha gerçekçi bir yaklaşımla açıklamalarımızda Dolar arz ve talebini gözönünde
tutalım. Bu durumda piyasa dengesi, döviz (Dolar) arzve talep eğrilerinin
kesiştiği noktada gerçekleşir. Denge kuru döviz arz ve talebini eşitleyen
döviz fiyatıdır.
Şekil de D eğrisi
Dolar talebini (TL. arzını) S eğrisi de Dolar arzını (TL. talebini) göstermektedir.
Bu durumda döviz (Doların Türk parası cinsinden fiyatı döviz kuru) Pe’dir. Bir
an için döviz kurunun daha yüksek düzeye, örneğin P.’e yükseldiğini
varsayalım. Bu döviz kurunda denge sağlanamaz. Çünkü Türk malları
ucuzlayacağğı İçin ABD’nİn ithalatı artar. Bu sırada ABD malları pahalılaşacağı
için Türkiye’nin ABD’den olan İthalatı azalır. İşte bu iki birbirine ters etki
nedeniyle Türkiye’de AP kadar bir döviz arzı fazlalığı ortaya çıkar. Bu
fazlalık Dolar fiyatı üzerinde baskı yaparak Doların fiyatının Pe düzeyin
inmesine neden olur. Benzer şekilde döviz fiyatının denge kurunun altına
düşmesi durumunda ABD Dolarına karşı Türk Lirası değer kazandığı İçin ABD Türk
mallarının pahalılaşması karşısında talebini kısar. Öte yandan ABD mallan
Türkiye açısından ucuzladığı için Türkiye’de ABD mallan tüketimi artar. Bu iki
etki karşısında HT miktarında Dolar talebi (döviz talebi) fazlası oluşur.
Bunun sonucu olarak ABD Dolarının Türk Lirası cinsinden değeri yükselir.
Kuşkusuz döviz arz ve
talebi sözkonusu paraların satın alma güçlerinin etkisi altındadır, örneğin
ABD’de iç fiyatlar düşerse Dolar talebi artar. Çünkü ABD dışındaki ülkeler
halkı aynı miktar kendi paralarıyla daha fazla miktar ABD malı satın
alabileceklerdir. Bununla birlikte ABD doları yalnızca ABD’den mal satın almak
için talep edilmez. ABD’ye sermaye yatırmak ya da borç ödemek için de, ABD Doları
talep edilebilir. Ancak sermaye hareketini fiyat düzeyinden daha çok faiz
oranına ve yatırımların karlılığına bağlıdır. Dolayısıyla döviz arz ve
talebinin yalnızca paraların satın alma güçlerine bağlı olduğunu söyleyemeyiz.
C. Peşin (Spot) ve
Vadeli (Forvvard) Döviz Kum: Spot döviz kuru, alışverişle İlgili anlaşmanın
yapıldığı günkü döviz kuruna denir. Spot alışverişlerde döviz kuru anlaşmasının
yapıldığı günü izleyen İki iş gününü kapsar. Cumartesi ve Pazar, İşgünü
olarak kabul edilmez. Dövizlerin gelecekte belirlenen bir tarihte
alışverişini öngören ve bugünden saptanan döviz kuruna vadeli (Forward) döviz
kuru denir. Bugünü takip eden İki iş gününden daha uzun bir süre sonra
üzerinde anlaşılan bir kur üzerinden döviz alışverişi yapılabilir. Süre hesabında
spot tarih (ikinci iş günü) başlangıç noktası alınır ve o tarihten İtibaren
genellikle 1 ay, 2 ay, 3 ay, 6 ve 12 ay sonra saptanan ve sabit tutulan kur
üzerinden döviz alışverişi yapılır.
IV. Başlıca Döviz Kuru Sistemleri
Attın para
standardında döviz kurları paraların içerdikleri ya da temsil ettikleri altın
miktarına göre belirlenirdi. Ancak günümüzde kağıt para sistemi geçerlidir.
Bunun sonucu olarak döviz kurları serbest piyasada arz ve talep koşullarına
göre oluşur ve değişir. Kağıt para sisteminde sabit ve esnek olmak üzere iki temel
döviz kuru sisteminden söz edilebilir.
I- Sabit Kur Sistemi
Dövizkurlarındakİdalgalanmaların
uluslararası ticaretle neden olduğu istikrarsızlıkları önlemek amacıyla
hükümetlerin döviz kurlarını sabit tutmaya ya da belli alt ve üst sınırlar
(bant) içinde kalmasına yönelik önlemler almaya yönelmektedir.
II. Dünya Savaşının
bitiminden 1973 yılma kadar dünyada adına “Bretton Woods” sistemi
denilen para sistemi sabit kur (sabit ayarlanabilir kur) sistemi çerçevesinde
işlemiştir.
Sabit kur sisteminde
döviz kurlarının istikrarı Merkez Bankası’nın döviz piyasasına alıcı ve satıcı
olarak mü dalı el eleriyle sağlanır. Bunun için Merkez Bankalarının ellerinde
yeterli miktarda altın ve yabancı döviz stokunun olması gerekir. Bu stoğa
döviz ya da kambiyo istikrar fonu adı verilmektedir. Örneğin döviz kurları
yükselmeye başladığı zaman Merkez Bankası piyasaya döviz sürer, tersine döviz
kurları düşmeye başladığı zaman da döviz satın alır. İşte bu şekilde Merkez
bankası tan-zîm alını satımları yaparak döviz kurlarını sabit
tutar.
2. Esnek Kar Sistemi
Bir ülke parasının
değerini tam bir serbesti içinde işleyen arz ve talep mekanizmasına bı-rakmışsa
esnek kur sistemini kabul etmiş demektir. Bu sistemde arzve talep şanlarına göre
döviz kurları her gün değişebilir. İlk bakışta normal olarak görülen böyle bir
durumun önemli bir sakıncası vardır. Çünkü fiyatı her hangi bir mal gibi
belirlenen şey, mal değil paradır. Para bizzat kendisi İçin değil er ya da geç
başka mal ve hizmetleri satın .almak İçin lalep edilir. Yabancı ülkelerdeki
malların fiyatları değişmediği halde paraların değerlerinin ikide bir
değişmesi aynı malın bir gün daha pahalıya, bir gün daha ucuza alınmasına neden
olur. Bu durum is. hayatında belirsizliklere neden olur.
İşte bu nedenle esnek
kur sisteminde de Merkez Bankaları paralarının dış değerinde aşırı
dalgalanmalar olduğunu görürse piyasaya müdahalede bulunurlar, örneğin Japon
Yeni önemli ölçüde ABD Doları karşısında değer kazanıyorsa, Japon Merkez
Bankası döviz piyasasında Yenle ABD Doları satın alarak Yenin bollaşmasına.
Doların kıtlaşmasına çaba gösterir. Böylece Yen-‘in gösterdiği değer artışını
frenlemeye çalışır. Esnek kur sisteminin günümüzde dünyada gözlenen bu türüne
“gözetimli” dalgalanma ya da “kirli” (dİrty floaıing)
dalgalanma sistemi denilmektedir.
3- Döviz Koııtro/ü
Döviz kontrolü esas
itibariyle maksimum bir etkinlikle ve bağımsız bir şekilde milli ekonomi
politikası izlemek için milli ekonomiyi dışardan tecrit etmek arzusundan
doğar.
Döviz kontrolü esas
olarak döviz gelirlerinin belli bir fonda toplanması ve döviz tahsislerinin
gene bu fondan, kamu otoritelerinin kararlarına göre yapılması demektir.
Böylece döviz arz ve talebinin kontrol edilerek döviz kurunun sabit bir düzeyde
tutulması imkân dahiline girmektedir. Bir diğer ifadeyle, bu sistemde döviz
kurları, talebin arzdan fazla olmasına izin verilmediği için istikrarlı bir
seviyede tutulabilmektedir.
Döviz kontrolü
sisteminde, artık döviz alış ve satısjarındaki serbestlik tamamen kaldırılmıştır.
Her ekonomik birim elde ettiği dövizleri belli bir süre içinde merkez
bankasına ya da yetkili kılınan bir bankaya satmak zorundadır. Bu zorunluluğa
uymayanlara ağır ceza verilir. Döviz satışları da hükümetin iznine bağlıdır.
Kamu otoriteleri gerek miktar, gerekse kullanılacağı yerler İtibariyle döviz
taleplerini kontrol eder ve tahsisleri ona göre yapar. Böylece ülke döviz
kontrol rejimini benimsemekle parasının konvertibilitesinden vazgeçmekte ve
yoğun bürokrasiye katlanmak zorunda kalmaktadır.
Döviz kontrolü
uygulamada basit bir İzin şeklinden bir hayli karışık ve kapsamlı şekillerine
kadar uygulanabilir. Örneğin katlı kur sistemi gibi. Katlı kur sisteminde bir
dövizin birden çok fiyatı vardır.
İlker PARASTZ Bk.
Finansal Piyasalar; Para.