Kimdir

Celâl Sılay kimdir? Hayatı ve eserleri

Celâl Sılay kimdir? Hayatı ve eserleri: Bursa’da doğu (1914). Öğrenimini Bursa (askeri) ve İstiklâl liselerinde tamamladı (1934). Çeşitli gazetelerde sekreterlik, yazı işleri müdürlüğü, Ahmet Selâmi Sel takma adıyla fıkra yazarlığı yaptı. İşte (1944), Doğu-Batı (1952-56), Eski (1958), Yeni insan (1963-71) dergilerini çıkardı. 7 Eylül 1974’te öldü. 1932-38 yıllarında hece ölçüsüyle yazdığı ilk deneylerini altı kitapta toplayan Celâl Sılay’ın Yücel (1940), İnkılapçı Gençlik (1940-41) dergile­rinde yayımladığı şiirlerde ölçüden koparak genellikle 2. ve 4. dizeleri uya­ğa dayanan dörtlü kuruluşlara eğilim duyduğu görülür. Bu şiirler, duyarlı­ğını kendi iç çekişmelerinden alan içerikleriyle şaşırtıcıdırlar. Kendini ev, sokak, eşya sınırları içinde duyan insanın hesaplaşması, özgün buluşlarla zenginleşmekte, toplumsal yönü ağır bastığı zaman sarsıcı etkiler oluştur­maktadır:

Tıkandı düşüne düşüne âlemi Boğazıma kadar içim,

Harpsa harp, sulhsa sulh, insansa insan

Yeter

(Yeter)

Yıldızlar görseler bendeki güzelliğini Birer birer düşerler bendeki denize.

(Bana Gelirsin)

Nedir ki, bu iç çekişmelerinde, bu hesaplaşmada soru-yanıt çemberine girmek, şairi salt kendi dünyasına kapadıkça kavramlar ortasında umarsız bir çabalamaya sürüklemiştir. Tanrı düşünüsüne bağlanmak isterken usun egemenliğini kavradıkça kendine ve evrene içerleyen bir sarsılma ortamıdır bu. Böyle bir ortamda sordukça ferahlayacağını umar Celâl Sılay:

Çekerim yorganı burnumun ucuna kadar Her gece yatarım:

Açarım yorganı güneşe kadar,

Her sabah kalkarım:

(XII. Sonra)

Ben nasıl bulabilirim, nasıl Bu kadar fikir içinde kendimi.

(Hayret)

Kim yaşatıyor beni hâlâ Cevap isterim.

(Sual)

Soruların yanıtlarını bilir de insanlarla dalga mı şeçer; bu yanıtları bili­min inandırıcılığında aramamak mistikliğe mi götürür Celâl Sılay’ı? Yoksa sözcüklerin bilinen anlamlarına değişik yorumlar vermekten yorgun düşerek metafiziğe yuvarlanmak mıdır bu, bilinemez. Görünen, şiirlerine, gerçekten önlenmez bir iştahla yansıyan bu çıkmazda kalışın, bu umarsız geri çekili­şin, şairin bir yere kadar gücü, bir yerden sonra zayıflığı olarak belirmesidir.

Bu bunalımdan yakasını sıyırıp olağan insan durumuna geldiği zaman­larındaki dışa açılmalarında karşımıza çıkan Celâl Sılay, şiiri somut güzel­liklerin temelinden yakalar.

Söndü diyojenin feneri,

Ben kenar mahalle çocuğu, karanlıktayım.

Bakamam, acırım, müthiştir.

Seksen sekiz sene geçmiştir Çocuk yüzlü ihtiyara bakamam.

(XII. Sonra)

Ve bu, bizi daha ilgilendiren bir şiir düzeyidir. Kavram kargaşası olarak niteleyebileceğimiz bir düşünsel düzeyin çarpıntıları içindeki Celâl Sılay’dan kalanların, dünyaya, insanlara açık Celâl Sılay’ın verimlerine gölge düşürdü­ğü söylenemez.

ŞİİR KİTAPLARI:

Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatı 3, Cumhuriyet Dönemi 1, Şükran KURDAKUL, 1994, Evrensel Basım Yayın.

İlgili Makaleler