Kimdir

Ali İhsan Bey kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Ali İhsan Bey kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: Ankara’da 1920’de Ahilik modelinde devlet kur­ma önerisinde bulanan bir siyasetçidir. İttihatçı kimliği öne çıkan bu Ali İhsan Bey, Kör Ali İh­san Bey olarak tanınmıştır. Onun Ahilikle ilgili teklifi, İttihat ve Terakki dönemindeki çalışma­larına dayanır. Zira II. Meşrutiyet döneminde, Osmanlı toplumuna yeni bir düzen kazandırma arayışında, hatırlanan kurumlardan birisi Ahi­liktir. Ahiliğin kültür, düşünce, inanç, iş ve üre­tim alanındaki tarihî birikiminden yararlanmak istenilir. Böylece Ahilik yeniden canlandırılacak, çağa uygun duruma getirilerek, topluma ka­zandırılacaktır. Ahilikle ilgili ekonomik, sosyal, siyasî düşünceleri, Hacı Süleyman Efendi, Ziya Gökalp, Baha Said Bey, M. Şevket (Esendal) gibi şahsiyetler dile getirir. Bunlar arasında Ali İhsan Bey de vardır. İttihat ve Terakki adına, 1917 yı­lında “Meslekî Temsil Programı” hazırlanır. Kapitalistleşme sürecine giren Osmanlı toplumunda varlığı tehlikeye düşen küçük girişimcileri koru­ma düşüncesine ait çalışmaları Kör Ali İhsan ve arkadaşları planlar.

İttihat ve Terakki içerisinde, Esnaf kesimi ve bir­likleriyle Ali İhsan Bey ilgilenir. Onun çevresinde parlamentoya, partiye ve bürokrasiye etki edebi­len, esnaf odalarına ve meslekî birliklere daya­nan bir grup oluşur. Bu grubun en etkin, önem­li ve güçlü kişisi esnaf odaları birliğini yöneten Memduh Şevket (Esendal) Bey’dir. Ali İhsan Bey, Ahi örgütünü ve özellikle I. Murad’dan önceki Ankara Ahilerini inceleyerek, o yönetime uygun devlet tipi tasarlar. Bu devlet, bir tür korporatif devlet tipidir. Ali İhsan Bey ve arkadaşları, İtti­hat ve Terakki’den ayrılarak kooperatifler kurup, buna dayalı bir siyasî örgütlenme eğilimindedir­ler. Birinci Dünya Harbi, tasarılarını suya düşü­rür. Grup savaş yıllarında, iaşe örgütünü ele ge­çirerek örgütlenmeye çalışır. Onun için bunlara İaşeciler denir. Savaş sonrasında Talat Paşa ekibi ülkeyi terk edince, Ali İhsan Bey ekibi, parti için­de etkili hale gelir. TBMM’nin kuruluş yıllarında ilgiyle karşılanan Meslekî Temsilcilik görüşü rağ­bet bulur. Çünkü lonca sistemi, II. Meşrutiyette çok partili parlamenter sistemin başarısızlığa uğ­raması, Rusya’daki Bolşevik denemesi, katılımcı toplum iradesini öne çıkaran Ahiliği hatırlatmış­tır. Bunun somut bir örneği, 23 Nisan 1920’de Ankara’da faaliyete başlayan TBMM’ndeki Halk Zümresi isimli oluşumdur. 1920 yaz sonunda örgütlenen Halk Zümresi, siyasî programını, dö­nemin gazetelerinden Anadolu’da Yeni Gün’de ya­yımlar. Zümre’nin teorisyenleri arasında İttihat ve Terakki’nin eski İstanbul murahhası Kör Ali İhsan Bey öne çıkar.

Ali İhsan Bey, Anadolu’da Yeni Gün gazetesinde yazdığı bir başka yazı ile Anadolu Selçukluları’nın sanat ve ticaret örgütü olan Ahiliğin özelliklerini, etkinliklerini, iş, üretim alanındaki önemini or­taya koymaya çalışır. Ankara merkezli, Sünni bir örgüt olarak değerlendirdiği Ahiliğin, Osmanlılar zamanında Bosna-Hersek’e kadar dal-budak sal­dığını belirtir. Ahi Birliği’nin yönetimine uygun bir devlet idaresi şeklini önerir. 1920’de oluştu­rulan Halk Zümresi, Ali İhsan Bey’den etkilen­miştir. Meslekî Temsilcilik olarak ortaya çıkan oluşumu, Ali İhsan Bey, M. Kemal’e telkine çalış­sa da başarılı olamaz. Yalnız, Ahilikten hareket eden Meslekî Temsil Sistemi, 1921’de Meclis’te gündeme getirilir. Milletvekilleri arasında ta­raftar bulur. Balıkesir Mebusu Vehbi Bey, Kas­tamonu Milletvekili Dr. Suat Bey, Adana Millet­vekili Zeki Bey, İzmir Milletvekili Mahmut Esat Bey, Kırşehir Milletvekili Yahya Galip Bey, Bursa Milletvekili Muhiddin Bey meslekî temsil siste­mini benimseyenlerden bazılarıdır. Tevfik Rüştü (Aras) gibi bazı milletvekilleri de Ahiliğin çöküp gitmiş bir toplumsal bir varlık olduğunu belir­terek, Ahilikten faydalanmayı uygun bulmazlar. Meclis, Ahilikten etkilenen Meslekî Temsil Siste­mini reddeder.

Ali İhsan Bey, Millî Mücadele’den sonra İttihat ve Terakki’den yakın bulduğu Cavit Bey ve ekibiyle anlaşmaya çalışır. Biri Millet Meclisi; öteki üretici güçlerin, yani meslekleri temsil eden meclis ol­mak üzere iki meclisli bir sistem üzerinde durur. Bu tasarı doğrultusunda Ali İhsan Bey’le Cavit Bey, bir siyasî parti kurma konusunda anlaşır­lar. Cavit Bey’in idamı, destek verenlerin Halk Partisi varken yeni bir partiye gerek olmadığını savunmaları üzerine siyasî oluşum düşüncesi gerçekleşmez.

Ali İhsan Bey’in İkinci Meşrutiyet ve Millî Müca­dele dönemlerinde Ahiliğe dikkat çekmesi, Ahili­ğin örgütlenme şeklinden etkilenerek demokra­tik bir düşünceye yönelmesi, Ahiliğe dikkatleri çekmiştir.

Caner ARABACI

Kaynak: Ahi Ansiklopedisi, 1. cilt, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ankara, 2014

İlgili Makaleler