Alain Fournier kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi
Alain Fournier kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1886-1914) Fransız romancı ve şair. Algılanan yaşamla düşselliğin iç içe geliştiği tek romanı ile çağdaş edebiyatın öncüleri arasında yer almıştır. 30 Ekim 1886’da La Chapelle d’Angillon’da doğdu. Asıl adı Henri Alban Fournier’dir. Köylü kökenli bir öğretmen ailesinin çocuğuydu. Kent merkezine uzak bu köyde, mutlu bir çocukluk yaşadı, ilköğrenimini burada tamamladı. Çocukluk yılları ve anıları, onu edebiyata yönelten başlıca etken olarak gösterilir. Öğrenimini Brest ve Bourğes’da sürdürdü. Okulda, daha sonra kızkardeşiyle evlenecek olan Jacques Riviere ile tanıştı. Edebiyata ilgi duyan Riviere ile Fournier’nin arkadaşlıkları sürekli birbirlerini etkileyerek sürdü. Liseyi bitirince yüksek öğretmen okulu sınavlarına girdi; ama başarılı olamadı ve öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Paris’e gelerek çeşitli gazetelerde çalıştı. Gazete ve edebiyat dergilerinde yayımlanan makale, kısa öykü ve şiirleriyle tanındı. Daha önce askerliğini yapmış olmasına karşın, I. Dünya Savaşı’na gönüllü olarak katıldı, ilk çarpışmalar sırasında, Verdun bölgesi yakınındaki Saint-Remy ormanında düşman safları arasında kaldı. Önce kaybolduğu, sonra öldüğü duyuruldu.
Lise yıllarında, sembolist yazar Henri de Regnier’ nin şiirlerini ve romanlarını okuyan Fournier, onun melânkolık-nostaljik konularından etkilendi ve sembolizme ilgi duymaya başladı. Öte yandan, Francis James, Maurice Maeterlinck ve Jules Laforgue’un da, Fournier’nin özellikle şiirleri üzerinde etkileri olmuştur. Fournier, Paris’e geldiği yıllarda felsefeyle ilgilendi. Fransız düşünür Henri Bergson’dan etkilendi. Rimbaud, Baudelaire ve Paul Claudel’in şiirlerine duyduğu yakınlık onun düş dünyasını daha da geliştirdi. Claudel’in etkisiyle Katolik inancına yöneldi. Ama, bu dmin benliğin etkisini azaltıcı, kişiyi razı olmaya yöneltici kurallarıyla hiçbir zaman uyum sağlayamadı. Kendi gizlerinin peşindeki yazarın düşünce ve duygu dünyası büyük alt üst oluşlar geçiriyordu. Şiirleri ve on bir öyküsü Paris’teki yaşamını ve bu karmaşık, çelişik duygu dünyasını konu edinir.
Fournier, şiirlerinde sembolik bir anlatım içinde birey psikolojisinin derinliklerine indi. Savaş öncesi Fransız edebiyatında, yeni yönelişler arayan, idealist ve spiritualist eğilimler taşıyan 1910 kuşağı içerisinde seçkin bir yer edinmeye başladı. Ama, asıl ününü 1913’te yayımlanan Le Grand Meaulnes (Adsız Ülke) adlı romanıyla yaptı. Romanın kahramanı gerçeğe benzemeyen bir şatodaki eğlentide tanıdığı ve ilk görüşte âşık olduğu bir genç kızı aramaktadır. Olayın anlatıcısı olan arkadaşıyla birlikte tüm çabalarına karşın, kızın yaşadığı şatoyu bulamaz. Bu arayış sırasında da çocukluk anılarını özlemle yeniden yaşar. Sonunda aradığı kızı bulur ve evlenir. Ancak bir süre sonra kendisi evi terkedip gidecektir, insanın tükenmek bilmeyen mutlak kusursuzluğa olan tutkusunu konu edinen roman, anlatım tekniğiyle de büyük ilgi topladı. Alain-Fournier’nin masalsı dili, akıl yerine duyguların egemenliğini öne geçiren atmosferi, olay örgüsünü gen plana itişi, 20. yy yazarlarının çoğunu derinden etkiledi ve çağdaş edebiyatın öncüleri arasında değerlendirilmesine yol açtı.
YAPITLAR:
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 4. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983