. DÜNYA SAĞLIK TEŞKİLATI(WHO)
Bir merkezden izlenen,
düzenlenen, süreklilik arzeden, bir çok ülkenin ilgilendiği sağlık
meselelerinde uzmanlaşan ve Bİrleşm işMillci-ler Sisteıni’ne bağlı bulunan bir
organizasyon. Dünya Sağlık Teşkilatı, 1948’de Cenevre’de kuruldu. Teşkilâtın
günümüzdeki üye sayısı 165’c ulaştı. En yüksek organı, izlenecek politikayı
ana hatlarıyla belirleyen Dünya Sağlık Kurukı’dur ki, bülün üyelerin
temsilcilerinin oluşur. İkinci organı, 30 uzmandan olu-•n Yürütme Kurulu’dur.
Bir diğer organı da
Sckretarya’dır.
Çalışmalarım 6 büyük bölge içinde yürütmeye çalışır; bu bölgeler Afrika, Kuzey
ve Güney Amerika, Doğu Akdeniz, Avrupa, Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik’tir.
Merkezi Cenevre’de bulunan WHO’nun kaynaklarını, üye ülkelerin ödedikleri
aidatlar, bağışlar ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı fonları
oluşturur. 1974’tc ABD’nin verdiği aidat % 26, Sovyet Rusya’nın % 13, öteki
ülkelerime % 10 civarındadır. Teşkilâtın 1980,1981 bütçesi 1.1 milyar ABD
doları tutarı ndaydı.
Dünya Sağlık
Teşkilâtı’nın, kuruluş tüzüğüne göre temel amacı, “herkesi en yüksek sağlık
düzeyine ulaştırmaktır. “2000 yılında herkes için sağlık”, 1970’li
yıllarda daha özel bir amaç şeklînde belirtildi. WHO’nun en önemli etkinlik
alanı, “yoksul ülkelerdeki millî sağlık teşkilatlarıyla teknik işbirliğini
sağlamak, sağlık hizmetinde görev alacakları eğitmek” şeklinde çizildi.
Teşkilât ayrıca “sıtma, cüzam, bil-harziya, uyku hastalığı ve çiçek
hastalığı” gibi hastalıklarla uğraşmayı ve bunları ortadan kaldırmayı
ilke edindi. Bunların yanı sıra, “millî sağlık programlarının
geliştirilmesi, afet yardımı, ilaç konırolu, tıbbî araştırmaların teşviki,
yeni bilgilerin elde edilmesi ve yayılması” konularında da etkili olmayı
amaç haline getirdiğini belirtti.
Ne var ki, Dünya
Sağlık Teşkilâtı, bülün bu amaçlarına rağmen tifo, kolera, zührevî hastalıklar,
sarı humma, verem, çiçek hastalığı ve özellikle sıtma gibi salgın hastalıkları
Afrika, Asya (Pakistan, Hindistan, Bangladeş Sri Lanka), Lâtin Amerika
ülkelerinde hâlâ önleyebilmiş değildir. Bunun da başlıca sebebi, bu teşkilâtın
bölgesel, global veya fonksiyonel bütünleşme organı niteliği taşıyıp, politik
biçimlendirmelerin fiilen etkisinde kalmış olmasıdır. Milletlerarası her
organizasyonda olduğu gibi, bu organizasyonda da kuvvetler dengesi rol oynadı
ve teşkilât büyük devletlerin telkinlerine boyun eğdi. Çünkü, “veto”
mekanizmasının İşlediği Birleşmiş Milletler Sistemi’ndc, güçlü devletler
kimilerinin belirttiği gibi “patron” konumunda kaldı sürekli.
Patronların gücü, organizasyonu,
kendi çıkarlarını kendi araçlarıyla yürütmekten alıkoydu.
Ayrıca, patron ülkelerin parasıyla yaşaması, milletlerarası bürokrasinin de
etkisi altında kalması, teşkilâtın tarafsızlığını ortadan kaldırarak, belirlediği
amaçlar doğrultusunda ilerlemesini engelledi.
1980’li yılların
bağından itibaren örgülün en önemli üyesi olan ABD ile yoksul ülkelerin
arasındaki farkın sürekli arttığı gözlendi. ABD ve diğer Batılı devletlerin
ağırlıkları sonucu. Dünya Sağlık Teşkilatı, genellikle sağlık denetimlerinin
az olduğu bir çok yoksul ülkeye yıllarca Batıda kullanılmayan besinlerin,
ilaçların gönderilmesine seyirci kaldı. Hatta alkollü içki üreticilerinin,
içkilerini ilaç yerine satmalarına, son derece tehlikeli ilaçları yeterli
bilgiyi vermeden dağıtmalarına göz yumdu. Kuşkusuz bu olumsuz tavırların ortaya
çıkmasında, patron devletlerin emperyalist güdülerinin .rolü büyüklü. Halen
de görünen o ki, bu emperyalist güdülerin devamı durumunda, WHO’nun çalışmaları
duraklayacak, yoksul ülkelerdeki sağlık atılımları engellenecek; WHO içinde
Güney (yoksul) ülkeleri, salgın hastalıklara boyun eğmeye devam edecek; WHO da
tüzüğünde belirttiği amaçları gerçekleştirmekten gittikçe uzaklaşacaktır.
AdemKANDEMİR Bkz.
Biıieşmiş Milletler.