Bilişsel Gelişim Kuramı
Jean Piaget (1932, 1952), gelişim psikologu ve genetik epistemolog olarak kendini bilginin kökenini incelemeye adamıştır. Çalışmaları insanların nasıl düşündüğü, dünyaya nasıl baktığı ve nasıl algıladığına odaklanır. Piaget biyoloji, felsefe ve psikoloji bilimlerine temellendirdiği bilişsel gelişim kuramında, çocukların aktif şekilde etkileşerek ve bu etkileşimler üzerinde düşünerek dünya hakkındaki bilgileri nasıl yapılandırdığına dair önermelerde bulunmuştur.
Piaget, çocukların ne kadar bilip ne kadar düşündüklerinden çok, nasıl düşündükleriyle ilgilenir. Örneğin, çocuğun renkleri bilmesinden çok, onları açıktan koyuya doğru sıralaması önemlidir. Piaget, bir dönem kuramcısıdır ve gelişimi bir dizi değişmez sıra içinde açıklar. Bilişsel gelişim kuramında, gittikçe karmaşıklaşan düşünce sistemlerinin kazanılmasından söz eder. Çocuk deneyerek, keşfederek, manipüle ederek kendisi için anlamlı bir çevre yaratmaya ve bu süreç içinde daha zengin ve ileri yapılar oluşturarak bu yapılar sayesinde dünyayı anlamaya çalışır. Piaget, dönemlerin genetik koda bağlı olmadığını ancak biyolojik eğilimlere bağlı bir süreç içinde çocuk tarafından yapılandırıldığına inanır. Gelişme ne içsel olgunlaşmayla ne de dıştan, yetişkinlerden gelen öğretmelerle ortaya çıkar. Çocuk, gittikçe daha ayrıştırılmış ve daha karmaşık bilişsel yapıları kendi hareketleriyle organize ederek aktif bir yapılandırma süreci içinde gelişir.
Her ne kadar Piaget, çocukların sayı, uzay, zaman, nedensellik, mantık gibi kavramları nasıl geliştirdiklerine dair çalışmaları ile bilinse de ahlaki yargılama, iletişim, sosyal bilgi gelişimi ve akranların gelişimi besleyici rolleri konusunda da önemli incelemeleri ve önermeleri vardır. Piaget sosyal çatışma, oyun kuralları ve sosyal kurallar hakkındaki bilgiler, otorite, özerklik ve adalet kavramları gibi konularda çocuklarla kapsamlı görüşme ve gözlemler yapmıştır. Bu araştırmaları sonucunda ahlaki yargı kuramını geliştirmiştir. Bu kuramda Piaget, çocukların eşitlik ve hakçalık anlayışlarının ve sosyal dünyaya dair bilişlerinin akran etkileşimi yoluyla geliştiğini, akran çatışmasının çocuğun bakış açısı (perspektif alma, uzlaşı ve karşılıklı sosyal alış veriş için olanaklar sunduğunu savunur. Çocuğun özellikle erken yaşlardaki sosyal etkileşimi önemlidir; örneğin, hakçalığın ne olduğuyla ilgili muhakeme orta çocukluk dönemine kadar gelişir. Sosyal kararlarla (paylaşma, işbirliği, başkalarına zarar vermeden kaçınma, çatışma çözme strate^leri vb.) ilgili zihinsel şemalar ise 5-10 yaş arasında dramatik şekilde değişmektedir,
Piaget’nin kuramının temel yapısı, sosyal gelişimin evrensel olduğu yönündedir. Davranış (örn. paylaşma ve işbirliği) toplumlarda farklı şekillerde sergilenebilir ama temelleri aynıdır. Sosyal becerilerin kazanılmasıyla ilgili odak noktası, ye- tişkin-çocuk etkileşiminden ziyade akran-çocuk etkileşimidir. Yetişkin-çocuk etkileşimi bir kültürden diğerine bü^k çeşitlilik gösterebilir ancak akran-çocuk etkileşimi karşılıklılık ve işbirliğine dayanır ki bu hâliyle evrenseldir. Bilişsel gelişim kuramının bu önermesi farklı kültürlerde incelenmiş ve sosyal gelişime dair bilgimizi ileriye götüren araştırmaları tetiklemiştir