YANSITMA
YANSITMA
Bireyin bilinçdışından gelen rahatsız edici
dürtülerini, sanki onlar dışarıdan geli-yorlarmış, başkaları tarafından
kendisine
yönelüliyorlarmış gibi algılayarak bu dürtülerin
baskısından kurtulma çabasına yansıtma denir. Yansıtma, yani bireyin kendisinde
görmek istemediği özelliklen başkasına yüklemesi önemli ve ilkel bir savunma
mekanizmasıdır. Ayrıca kendimizde görmek istemediğimiz, kendimize yakıştıramadığımız
Özelliklerimizi değiştirmek, onlarla baş etmeye çalışmaktansa onları başkalarına
yansıtmak çok daha kolayımıza gelir.
Yansıtma, insanların gündelik hayatlarında çok sık
başvurdukları bir savunma mekanizmasıdır. Bunun en belirgin örneği bireylerin
başarısızlık durumlarıdır. Sınavını verememiş bir öğrenci öğretmene, iyi şut
atamayan futbolcu suçu topa yansıtarak başarısızlığın sıkıntısından kendilerini
kurtarırlar. Bu mekanizmanın sık kullanılmasının başka bir göstergesi de
deyimlere ve sözlere girmiş olmasıdır. Hatta zaman zaman dini inanç
motifleriymiş gibi kullanılan suçu şansa, talihe, kısmete atma ya da
sorumluluğu alınyazısına ve feleğe yükleme tutumunun altında da bu mekanizma
kendisini gösterir.
Yansıtma mekanizması sık kullanılmasına rağmen olgun
bir mekanizma değildir. Çoğu zaman insan ilişkilerinde sorunlarla ve nevrotik
yakınmalarla birliktedir, örneğin kararsız, çelişkili duygu ve düşünceler
içinde bulunan birisi, bu özelliklerini yakın bir ilişki kişisine, diyelim
eşine yüklediğinde her ikisi de birbirlerini karşılıklı olarak anlaşılmamış
olarak hissedeceklerdir. Yine Örneğin kendini güvensiz ve çaresiz hisseden ve
kendine karşı düşmanca duygular besleyen bir kimse bu duygularını başkalarına
yüklediğinde, onların kendisine karşı olan tüm tutumlarını bu olumsuz
perspek-tiften değerlendirecektir. Sonuçta insan ilişkilerinde önemli bir engel
olan alıngan bir yapı gelişecektir.
Yansıtma savunması kimi zaman bireyin henüz gerçekle
bağlantısının kopmadığı nevrotik düzeyi aşarak gerçeğin değerlendirilemediği
psikotik düzeyde kullanılır. Bu durumda paranoid bozukluklar ortaya çıkar.
Paranoid bozukluklarda yansıtma mekanizmasının kullanılması en çok, kişinin
başkalarının kendisine bir kötülük yapacağını sandığı ve patolojik kıskanmanın
olduğu durumlarda sözkonusudur.
Örneğin eşcinsel eğilimleri nedeniyle suçluluk duygusu
duyan ve eşcinsel dürtülerini bilinçdışına itmeyi başaramayan bir birey, bu
suçluluk duygusunun sıkıntısından içindeki dürtüyü başkalarına mal ederek
kurtulmaya çalışır. Yansıtma mekanizmasının devreye girmesiyle sorun başkalarının
ona karşı eşcinsel duygular taşıdıkları ve onların saldırmasından korktuğu
biçimine bürünür. Ya da eşinden başka birinden hoşlandığını farkeden, ama
vicdanının ağır baskısını hisseden birisi, başkasından hoşlanma duygusunu
eşine yükleyerek onu suçlamaya başlar. Ortaya çözülmesi mümkün olmayan ve
gerçekle ilişkisi olmayan bir kıskanma sorunu çıkar.
Psikotik bir belirti olan halüsinasyonla-nn kişiyi
tehdit eder biçimde algılanan türlerinde de yansıtma mekanizması yürürlüktedir.
Yansıtmanın da ana unsurlarından olduğu bir başka
savunma mekanizması ise konuyla ilgilenenlerin yeni dikkatini çekmektedir.
Çocukların anne ve babalan için geliştirdikleri özellikleri onlara yansıtarak
bu gerçeğe değil de, çocuğun idealine uyan anne-baba figürleriyle
özdeşleştikleri mekanizmaya yansıtmalı özdeşleşme adı verilmekledir.
Erol GÖKA