Çanakkale muharebeleri Türk edebiyatında çok sayıda şiir, makale ve hâtıra türünde yazılar yanında müstakil eserlerde de dile getirilmiştir. Bunlann başında. Mehmed Akif Ersoy’un Safahat ‘inin altıncı kitabı olan Âsım’da yer alan şiiri gelmektedir (s. 411-413). İlk olarak 10 Temmuz 1924’te Sebîlürreşâd dergisinde “Âsım’dan Bir Parça” adıyla yayımlanan, Çanakkale şehid ve gazilerine hitap ettiği için “Çanakkale Şehidlerine” adıyla tanınan şiir, gerek kuruluş gerekse muhteva bakımından bu savaşı, Mehmetçiğin kahramanlıklarını realist tablolar halinde, çok heyecanlı, coşkun ve duygulu bir ifade ile tasvir etmiştir. Mehmed Akif bundan başka daha 1915’te, savaşın devam ettiği sıralarda görevli olarak bulunduğu Berlin’den Çanakkale Savaşı’nı günü gününe takip ederek “Berlin Hâtıralarımın sonunda (322-325), “Beş altı pençe bir olmuş boğazlamakta bizi / Silindi gitti hilâlin şu anda belki izi” şeklinde başlayıp seksen mısra kadar devam eden ilk şiirini yazmıştı. Burada, Çanakkale’de ölüme meydan okurcasına arslanlar gibi dövüşen Mehmetçiğe dayanmasını tavsiye eder ve onun şaire verdiği, “Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz” cevabıyla şiir sona erer.
Çanakkale muharebeleri için yazılan en tanınmış şiirlerden biri de dönemin padişahı Sultan V. Mehmed Reşad’ın beş beyitlik gazelidir. Şair Safî Efendi tarafından manzum olarak Arapça’ya da çevrilen bu şiire o yıllarda birçok tahmis ve nazire yazılmıştır. Bunlann arasında bilhassa Yahya Kemal’in tahmisini çok beğenen padişahın ona bir altın saat hediye ettiği rivayet edilir. “Tahmîs-i Ga-zel-i Hümâyun” başlığını taşıyan şiirin ilk bendi şöyledir: “Cepheden toplan ejder gibi bârû-efken / Arkasından gemiler bir sürü dîv-i âhen / Gökte tayyarelerinden saçarak nâr-ı fiten / Savlet etmişti Çanakkala’ya bahr ü berden Ehl-i İslâm’ın iki hasm-ı kavîsi birden”.
Abdülhak Hâmid de düşman kuvvetlerinin Çanakkale’den çekilmesi üzerine padişahın isteğine uyarak “İlhâm-ı Nusret” adıyla yetmiş mısralık bir şiir yazmış, ayrıca bu vesile ile kaleme aldığı “Millî Tekbir” isimli diğer bir şiiri Rauf Yekta Bey tarafından bestelen mistir. Ziya Gökalp da hece vezniyle 15 kıtalık “Çanakkale” adlı hamasî bir şiir yazmıştır. Ayrıca Ahmed Nedim’in “Çanakkalenin Ölmez Hatıralarından” üst başlığı ile yayınlanan ve ateş altında süngüsünden kurduğu mihrap önünde namazını kılarak Kanlışırt’taki nöbetine koşan eri tasvir eden “Namaz” adlı uzun şiiri bir iman ve vatan destanı olarak kabul edilmiş ve büyük rağbet görmüştür. İdris Sabih’in Çanakkale muharebelerinde şehid olan kardeşi için hece vezniyle ve samimi duygularla yazdığı “Kardeşime” adlı dramatik şiiri de o yıllarda çok beğenilmiştir. Aslında İstiklâl Savaşı için yazılmış olan, fakat Çanakkale cephesinde gösterilen kahramanlıkları da kuvvetle ifade eden, belki de bu sebeple Çanakkale tepelerine yazıldığı için Çanakkale ile âdeta özdeşleşen Necmettin Halil Onan’ın “Bir Yolcuya” adlı epik şiiri de hafızalarda yer etmiş bir manzumedir.
Muharebeler devam ederken başkumandanlığın daveti üzerine 11 Temmuz 1915’te Çanakkale’ye giden Ağaoğlu Ahmet, Orhan Seyfi (Orhon), Enis Behiç (Koryürek). Celâl Sahir (Erozan), Hıfzı Tevfik (Gönensay). Hakkı Süha (Gezgin), Hamdullah Suphi (Tannöver). ressam Çallı İbrahim, ressam Nazmi Ziya. Selahaddin, Ali Canip (Yöntem), Ömer Seyfeddin, Mehmed Emin (Yurdakul), Muhiddin, musikişinas Rauf (Yekta), Yusuf Râzî Bey gibi sanatkâr ve edebiyatçılar savaşın cereyan ettiği yerlerde incelemelerde bulunmuşlar, dönüşlerinde savaşla ilgili duygu, düşünce ve gözlemlerini çeşitli şiir ve yazılarla dile getirmişlerdir. Enis Behiç “Çanakkale Şehidliğinde” adlı şiirinde hissiyatını ortaya koymuş, aynı toplulukta yer alan İbrahim Alâeddin (Gövsa) bu ziyaretteki hissiyatının ifadesi olan şiirlerini Çanakkale İzleri adıyla kaleme aldığı eserinde toplamıştır. Faik Âli de (Ozansoy) “Kal’a-i Sultâniyye Müdâfîlerine” adlı bir şiir yazmıştır. Zaferin hemen arkasından hazırlanan Yeni Mecmua’nın Çanakkale özel sayısı, birçok yazar ve devlet adamıyla yapılan mülakatları, çeşitli şiir ve yazılan ihtiva etmektedir. Aynı yıllarda çıkan Donanma Mecmuası ile Harb Mecmuası’nüa Çanakkale savaşlarıyla ilgili kahramanlık şiirleri yayımlanmıştır. Bunların bir kısmı Çanakkale Savaşları Kahramanlık Şiirleri Antolojisi adlı derlemede yer almıştır. Bunlardan başka Yahya Saim’in (Ozanoğlu) Hilâlin Gölgesinde: Çanakkale-Kütü’l-emâre Zafer Destanı ile Mithat Cemal’in (Kuntay) 28 Kânûn-ı Evvel Çanakkale Hakkında Manzum Tiyatro adlı eserleri de konu İle ilgili diğer bazı kitaplardır.
Ömer adlı bir yazarın kaleme aldığı Seddûlbahir’de Sağ Cenahta Birinci Fırkamn Şehitler Sırtı Destanı adlı küçük risale de hadiseyi sıcağı sıcağına dile getiren bir eserdir.
Çanakkale zaferi İle ilgili eserler arasında Nihal Atsız ve sekiz arkadaşının 3 Ağustos 1933 tarihinde Çanakkale’ye yaptıkları gezinin anlatıldığı Çanakkale’ye Yürüyüş adlı eserin bazı aşın taraftan dışında Çanakkale şe-hidlerinin bütün yurt sathında ve resmi törenlerle her yıl anılması gerektiğini gündeme getirmesi bakımından ayrı bir yeri vardır. O yıllara kadar vapurla Sed-dülbahlr veya Anburnu önlerine gidilerek kıyıya dahi çıkılmadan, bazan mevlit okunarak bazan da çeşitli eğlenceler düzenlenip nutuklar verilerek yapılan bu mahallî anma faaliyeti sonraki yıllarda her 18 Mart’ta nadiren bazı cumhurbaşkanı ve başbakanların da katılımıyla Çanakkale’de ve bütün yurt çapında zaferin ve şehidlerinin şanına uygun anma törenleri düzenlenmeye başlamıştır. Çanakkale’ye bir şehidler âbidesi dikmek için gençliği harekete geçirmek maksadıyla kaleme alınan Çanakkale Âbidesi adındaki küçük kitap da neticesi itibariyle önemlidir. Halûk Nihat Pepeyi Çanakkale savaşlarını Çanakkale Destanı adlı kitabında işlemiştir. Galip Çaka 18 Mart 1915 Çanakkale Destanı (Hasan-Meusuf) adlı manzum kitapçıkta Dardanos bataryası kumandanı Hasan İle takım subayı Mevsuf’un şahadetlerini destanlaştırmıştır. Oğuz Ermumcu aynı konuda Çanakkale Destanı adlı bir eser hazırlamıştır. Sadri Karakoyunlu. Türk Askeri İçin Savaş Şiirlerinden Seçmeler 1914-1918 adını verdiği antolojisinde Çanakkale için yazılmış birçok şiire yer vermiştir. Ruşen Eşref Onaydın, Çanakkale muharebelerine katılmış yedi gaziyîe yaptığı mülâkatlan Çanakkale’de Savaşanlar Dediler ki adıyla kitap halinde yayımlamış, Çanakkale muharebelerini onlan yaşayan-lann ağzından çok canlı şekilde gözler önüne sermiştir. Mustafa Necati Sepetçioğlu, “Çanakkale İçinde Bir Dolu Desti” ismiyle Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu için hazırladığı senaryoyu daha sonra … Ve Çanakkale- Geldiler, … Ve Çanakkale-Gördüler, … Ve Çanakkale-Döndüler adıyla üç ciltlik bir roman serisinde ele almıştır.
Anadolu’nun hemen her yöresinde o yörenin amatör yazarlan tarafından tiyatro oyunu haline getirilen ve okullarda temsil edilen Çanakkale muharebeleri halk edebiyatı mahsulleri içinde de yer almıştır. Bilhassa. “Çanakkale İçinde sıra selviler / Binbaşılar oturmuş asker öğütler” mısralanyla başlayan ve günümüzde de çok yaygın olan halk türküsü, Çanakkale muharebelerindeki millî vicdanın hüzün dolu anonim ifadesidir. Bu türkü ayrıca Osmanlı İmparatorluğu sınırlan içinde yaşayan diğer halkların edebiyatlarına da geçmiş olup bugün özellikle Balkanlar’da yaşayan Türkler ve Arnavutlar arasında şekil, muhteva ve ezgi açısından bazı değişikliklere uğramış olarak yaşamaktadır. Yetmiş beş yıldan beri millî hafızayı tazeleyen bu türkü marş, destan ve ağıt gibi eserlerin ortak özelliklerini taşımaktadır.
Halk edebiyatı mahsulleri arasında, Çanakkale’de şehid olanlar için bazan onlann ağzından yazılmış çeşitli destanlara da rastlanır. Bunlann içinde, Boyabatlı Ömer oğlu Mustafa adlı bir şehidin üstünden çıkan kendisine ait “Çanakkale Destanı” en tanınmış olanıdır. Eyüplü Mustafa Şükrü’nün Çanakkale Bombardımanı ve Şanlı Askerler Destanı (İstanbul, ts), Çanakkale Şarkısı ile Çanakkale Kabatepe Muzafferiyat Destanı adlarını taşıyan üç destanı yanında Abdülgaffar Kemâli’nin Çanakkale Önünde Düşmana Kan Kusduran Arslan Yürekli Kahraman Mehmed Çavuşun Müdaiaa-i Vatan Destanı ve nazımı meçhul Çanakkale Destanı tesbit edilebilen diğer destanlardır. Behçet Kemal Çağlar’in “Ankaralı Aşık Ömer” takma adıyla yazdığı Çanakkale destanı da daha sonraki yıllarda yazılmış güzel örneklerden biridir.
Çanakkale muharebeleri birçok şair ve yazara ilham kaynağı olduğu gibi çok sayıda Türk ve yabancı devlet adamının hâtıraları içinde de yer almıştır.
Diyanet İslam Ansiklopedisi