Reşat Şemsettin Sirer kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1903-1953) Sivas’ta doğdu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden mezun oldu. Liselerde ve îlköğretmen okullarında öğretmenlik yaptı. Pedagoji kitabını İstanbul Kız Öğretmen Okulu öğretmeni iken yazdı. Daha sonra Bakanlık Müfettişliği, İlköğretim ve Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğü yaptı. 1943’te Sivas’tan Milletvekili seçildi. 1946-1947’de Millî Eğitim Bakanlığı yaptı. Milletvekili iken bir trafik kazasında öldü. Ölümü üzerine, yakından tanıyanlar şunları yazmışlardır:
Reşat Şemsettin Sirer “her konuşmasında toplum içinde düzenliliği, gelenek ve göreneklerin yaşamasını ve korunmasını savunurdu.”
“Reşat Şemsettin Sirer, zengin ve sağlam bir kültüre, salim bir muhakeme ve sorunlara nüfuz edebilme gücüne, beliğ bir anlatma ve inandırma kudretine malikti. Bakanlık yaptığı yıllarda, en önemlileri de dahil olduğu halde, özel kalemden geçen bütün işlemleri not eder, ilgili dairelerdeki ilgili memurların yanlarına giderdi. Bir sandalyeye oturur, onlarla eşit şartlar içinde bir arkadaş gibi konuşur, lâtife yapar; huzur, emniyet dağıtır, işlerin sonuçlarını öğrenir, gerekirse direktif verir, telâşsız, sessiz, gösterişsiz ayrılırdı.
Tamamlanmamış olan ve yalnız birinci cildi çıkan Pedagoji kitabının konuları şunlardır:
Pedagojinin Tarihi, Pedagojinin Niteliği, Pedagojinin Kısımları, Pedagojiye Yardım Eden Bilimler, Eğitimin Niteliği ve Görevi, Eğitimin Önemi, Eğitimin Öğeleri ve Çeşitleri, Eğitimin Gücü, Sınırları ve Kalıtım, Çocuğun Oluşumuyla İlgili Çevresel Etkenler, Eğitimin Amaçlan, Amaçların Yere ve Zamana Göre değişmesi; Milliyet Dönemine Kadar Tarihin Çeşitli Dönemlerinde Karakteri ve Bu Dönemin Eğitim İdeali ve Son Olarak da Türkiye’de Eğitim Amaçlarının Değişmeleri ve Bugünkü Türkiye’nin Eğitim İdeali.
Kitabın son üç konusunda eğitim tarihine de yer verilmiştir. Bunlar, daha sonraki pedagoji kitaplarında yoktur. Özellikle, “Türkiye’de Eğitim Amaçlarının Değişmeleri ve Bugünkü Türkiye’nin Eğitim İdeali”, konusu, o sırada içine yeni girdiğimiz Cumhuriyet rejimini ve onun değerlerini Türk öğretmenine açıklamaya yönelikti. Bu kısımda:
1) Geçmişimize Egemen Olan Sultalar,
2) 19. Yüzyıla kadar süren dönem,
3) Enderun Mektebi,
4) Medresenin ulusal olmayan niteliği,
5) 19. yüzyıla kadar egemen olan düzen ve eğitimin sonuçları,
6) 19. yüzyılda başlayan dönem: Bu dönemde toplumsal düzenin değişmesi, eğitim yöntemlerinin değişimi, okulların açılması, mektep ve medrese kavgası,
7) Cumhuriyet ve laisizmin kurulması,
8) Eğitim yöntemi kavramlarında devrim.” konuları işlenmiştir.
Bu konuda , eski eğitimin, ahirete yönelik bir eğitim verdiği; saltanatın istediği adamı yetiştirmek istediği; yasaların, dayanağını dinden aldığı; medreselerde Arapça dil kullanıldığı; düşünmeye yönelik bir öğretim yapılmadığı; doğma ve batıl inançların öğretildiği; girişimcilik ve yaratıcılıktan yoksun bir eğitim uygulandığı; okulların amacının tüketici memurlar yetiştirmek olduğu vurgulanmıştır. Yenileşmiş olan Türkiye’de “ulusal yaşamın gerektirdiği niteliklerle donatılan milletperver adam yetiştirmek, bugünün ve yarının eğitim idealidir” denilmektedir.
“Milletperver adam” şöyle tanımlanmıştır: “Milletini seven, mefkûrelerini (ülkülerini) kendi vicdanında duyan, hukukî ilişkilerinde demokrat, siyasî hayatta cumhuriyetperver, itikadında (inanışında) hür ve vicdan hürriyetine hürmetkâr (saygılı), ahlâkta diğerkâm (özgeci) ve feragatkâr, İktisadî yönden müstahsil (üretici) ve faal, hayat anlayışında nikbin (iyimser) ve mesut adamdır.”
“Bugünkü Türkiye’nin eğitimcileri, tâlim ve terbiye müesseseleri, nazariye ve usulleri, bu vasıflarını söylediğimiz milliyetperver Türkü yetiştirmek vazifesini üzerine almış bulunuyorlar.”
Anlaşılmış olacağı üzere, bu kitap, daha önce Bakanlıkça yayımlanmış bulunan ve “Maarif Misakı” olarak bilinen genelgedeki görüş ve düşüncelerin, eğitim bilimleri açısından bir açıklaması niteliğindedir. Daha sonraki Pedagoji kitaplarında bu konular yoktur. Bu, eski dönemden yeni döneme geçişin bir gereği olarak, öğretmen adaylarını “Cumhuriyetçi” olarak yetiştirmek için yazılmış olabilir. Daha sonraları, Cumhuriyet rejimi yerleşince buna gerek kalmamıştır. Kitabın diğer kısımlarının yayımlanmamış olması bir eksikliktir.
Kaynak: Öğretmen Yetiştirme Açısından Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi Üzerine Bir Araştırma, Cavit BİNBAŞIOĞLU, Milli Eğitim Basımevi, 1995