Musa Merdanoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri
Musa Merdanoğlu kimdir? Hayatı ve eserleri: Âşık Musa Merdanoğlu hayat hikâyesini Feyzi Halıcı’ya şöyle anlatıyor: “1939 yılında Şarkışla’nın Kaymak köyünde doğdum. Askerliğe kadar çiftçilik yaptım, koyun kuzu da yaydım. Adana’da çeşitli fabrikalarda işçi olarak da çalıştım. Askere 1959 yılında gittim. Ben askerdeyken kardeşim ve amcamın çocukları köyümüzden birisini öldürmüşler. Ben askerden dönüşümde ölen tarafın adamları kiralık katil tutup beni iki yerimden mavzer ile vurdurdular… Allah beni öldürmedi. Bu hadiseden sonra köyümüzü terk ettik. Ankara’ya yerleştik. 1961 yılında T.B.M.M.’de hizmetli olarak göreve başladım. İlk ve ortaokulu dışardan bitirdim. Allah’ın verdiğine çok şükürler olsun.
12 yaşlarım arasında âşık oldum. Bir gün öküzleri otlatıyordum. Uyku gibi hayal mayal olan bir sırada, bir Aksakallı pir geldi. Bana, “Şu kızı iyi tanı, senin sevgilindir.” dedi. Elindeki bir bardaktaki “lokmayı” bana uzattı, ben içmedim. Nola da içeyidim, sonradan pişman oldum, iş işten geçti. Uyandığımda kimseyi yanımda göremedim. Dilim tutulur oldu. Kimseyinen birkaç gün konuşamadım. Babam hocalara gitmiş. Hocalar “peri yeli dokunmuş” diye babama söylemişler. İşte o günden bugüne kadar türküler söylemekteyim.
Âşık olduğum kızı köyümüzün karşısındaki Alaçayır köyünde nice yıllar sonra buldum. Ben onun için dağlarda bile yattım. Gurbet eli aylarca yıllarca dolaştım. Neticede yakınımızdaki Alaçayır köyünde Balkız’ımı buldum. Ne çare bulmam da bir fayda sağlamadı. Kızın anası da “bunların düşmanları var” diye bana Balkız’ı vermedi.
Balkız da benim gibi âşık olmuştu. Birbirimize çok türküler söyledik. Balkız da köyünü variyetini terk ederek Ankara’ya yerleşti. Onun da dört çocuğu varımış. Bir türlü kendisini bugüne kadar göremedim. Görsem de tanıyamaz bir hale düştüm. Onun aşkı beni perperişan etti. Bugüne kadar yazdığım şiirler ve türküler hep Balkız’dan gelmektedir.
OLUR
Herkes görevinde doğru çalışsa,
Ne vurguncu olur, ne talan olur.
Saygı duysa, adalete alışsa,
Ne hırsızlık olur ne çalan olur.
İnsanoğlu birbirinden bezmese,
Güçlü olan güçsüzleri ezmese,
Doğru konuşana kimse kızmasa,
Ne yalancı kalır, ne yalan olur.
Islâh olsa, doğru yoldan sapanlar,
Vatandan sürülse ayrım yapanlar,
İdama çekilse hampa kapanlar,
Ne rüşvet verirler, ne alan olur.
Ben iyiyim, sensin kötü, denmese,
Vicdanlar sızlansa haklar yenmese.
Amca dayı kayırmalar dönmese,
Ne ayıran olur, ne bölen olur.
Mutluluk olmaz mı böyle olunca?
Vatan kalkınmaz mı düzen bulunca?
Her tarafa fabrikalar dolunca,
Ne saldıran olur, ne salan olur.
Merdanoğlu, sözümüze uyulsa,
Bu teklifim her tarafa yayılsa,
İnsan haklanna saygı duyulsa,
Ne öldüren olur, ne ölen olur.
KAYNAK: TÜRK EDEBİYATI 4. CİLT, AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI, İSTANBUL