Ana Sayfa Kimdir Max Beckmann kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Max Beckmann kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

0

Max Beckmann kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1884-1950) Alman ressam. Kendine özgü bir Dışavurumculuk içinde düşünsel ya­nı ağır basan bir resim anlayışı geliş­tirmiştir. Leipzig’te doğdu. 1900-1902 arasında tutucu nitelikteki Weimar Akademisi’nde resim eğitimi gör­dü. Sanatsal ufkunu genişletmek için 1903’te Paris’e gitti. Özellikle Fransız ve italyan Primitifleri ile ilgilenerek bu sanatçılardan çeşitli kopyalar yaptı. 1905’tc Berlin’e döndü. Burada tutuculara karşı em­presyonist ve post-empresyonist(izlenimci ve izlenim­ci sonrası) nitelikteki resimlerin müzelere alınmasını savunan Sezession hareketine katıldı. 1910’da bu topluluğun yönetim kurulu üyesi oldu. 1914’te ordu­nun sıhhiye hizmetleri bölümüne girdi. Savaşın şidde­tini, açtığı maddi ve manevi yaraları yakından göz­lemlemek olanağını buldu. 1915’te sürekli hastalığı yüzünden terhis edildi. Frankfurt’a yerleşerek iki yıl boyunca hastanede bakım gördü. 1933’ten başlayarak gittikçe artan Nazi baskısı yüzünden 1937’de daha az göze batacağını umduğu Berlin’e geçti. Ancak baskı­ların sürüp gitmesi nedeniyle aynı yıl Amsterdam’a, oradan da New York’a kaçtı. New York’ta öldü.

Beckmann’ın resmi Weimar’daki eğitim dönemi ve hemen sonrasında, Rönesans figürlerini abartılmış bir gösterişle işleyen Hans von Maraes’in idealizmi­nin etkisi altındadır. Aynı zamanda dramatik ve felsefi konulan anıtsal bir görkemlilikle ele alan Piero della Francesca ve Luca Signorelli’nin yalın biçimcili­ği ve kaba gerçekçiliğinden de etkilenmiştir. 1906­1914 arasında kendi duyguları ve felsefi ilgi alanlarını da yansıtmakla birlikte, daha çok —L. Corinth dışavu­rumculuğundan (ekspresyonizm) kaynaklanan bir anlayışla— dinsel ve yazınsal konuları işlemiştir. I. Dünya Savaşı sırasında yaşadığı kötü deneyim­lerin etkileri Beckmann’ın üslubunun değişmesine yol açmıştır. Renkleri daha kuvvetli vc parlak, biçimleri ise daha köşeli bir nitelik kazanmıştır. Figürleri belli bireyleri temsil eden biçimler olmaktan çıkarak sanat­çının düşüncelerinin ve daha çok da duygularının anlatım aracı haline gelmiştir. Bu resimlerinde yakınlaştırılmış bir bakış açısından ele aldığı ve dikey yönde düzenlediği bir mekân içinde sıkışıp kalmış figürleri gerilimli, rahatsız edici bir hava uyandırmak­tadır. Görüntü olarak işkencecileri, tehdit eden ve edilenleri, acı çekenleri betimleyen Gece, Aile Resmi, Düş gibi yapıtları gerçekte savaş sonrası insanının umutsuzluğunu yansıtmaktadır. 1923-1933 arasında Beckmann kendi portrelerini yapmıştır. Bunlarda geçmişe oranla daha yumuşak ve iyimser bir bakış açısı geliştirdiği görülür. Ancak 1930’ların başında üslubu ikinci kez büyük bir değişim geçirmiş, yapıtları özellikle Amerika’ya göç­tükten sonra iyice arınmış, yalınlaşmıştır. Bu değişim 1933’te yaptığı Ayrılış adlı yapıtından sonra sürekli yinelediği üçlü resimlerde daha da belirginleşmiştir. Renkleri daha gelişigüzel ve uyum dışı bir görünüşe bürünürken, biçimleri de daha dolu vc yapısal bir boyut kazanmıştır. Beckmann çeşitli açılar içinde kırılan, Gotik kökenli bir mekân anlayışı ile anıtsal olmaya yönelik bir biçimselliğin uyum içinde birleşti­ği Kral, Körebe, Aktörler ve Akrobatlar gibi yapıtla­rında, resim değerlerini göz ardı etmeden, yazınsal bir anlatımla dolu, bireysel, simgesel bir dünya yaratma­yı başarmıştır. Ama mekân ve biçimi (eda etmediği gibi simgesel ve entelektüel bir anlatım içinde de boğulmamıştır. Sanatla insancıl duygu arasında bir bağ kurmayı amaçlamış, çağdaş toplumun kötülükle­rine ve akıldışı eylemlerine karşı güçlü bir biçimde direnmiş, düşünsel, hatta duygusal bir tepki göster­mekten çekinmemiştir.

YAPITLAR (başlıca):

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 14. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983