KÜLTÜREL ANTROPOLOJİ
Kültürel antropoloji
terimi, sosyal bir varlık olarak insanla ve genetik yolla değil öğrenme yoluyla
aktarılan davranış formlarıyla ilgilenen antropoloji dalını tanımlamak
amacıyla, özellikle ABD’de kullanılmaktadır. Bazı yazarlar etnoloji terimini
kullanmayı tercih etmektedir. Her iki durumda da kavram, sosyal organizasyonu
kapsamaktaysa da, Amerikan geleneğin-
de vurgu daha çok
teknoloji, .dil, efsane (mit), tarih ve din üzerindedir.
F.Boas ve pek çok
öğrencisi kültüre di-füzyonist, tarihsel bir yaklaşım getirmiş, daha sonra
gelen M.Mead ve başkaları “kültür” ve “kişilik” arasındaki
ilişkiyi ele alan bir yaklaşım geliştirmişlerdir. Bazı yazarlar ise teknoloji
ve çevre arasındaki karşılıklı ilişki üzerinde durarak kültürün maddi temelini
vurguladılar. R. Benedict gibi bazı bilim adamlarına göre kültür, bir bütün
olup kapalı bir sistemdir; başkalarına göre ise, o daha çok tarihsel olaylardan
etkilenen gevşek biçimde bütünleşmiş bir davranış dizisidir. Ne kadar değişirse
değişsin, tüm bu yazarların görüşleri şu temel varsayımı paylaşmaktadır: Kültür,
davranışların başlıca belirleyicisidir. Bu düşüncenin doğal sonucu, insanın kolaylıkla
yoğurulabüen bir şey olduğu fikridir. Kültürel uyarlanma ödünç alma, yenir
Iik, ya da bireysel öğrenme yoluyla mümkün, hatta normaldir.
Küllürlerarası değer
yargılarının ortadan kaldırılmasının güç olduğu ve gorecer likçi (relativist)
bir ahlaki tutumun, qen azından geniş şuurlar içinde haklı olduğu hususunda
genel olarak anlaşma sağlanmıştır. Kültürel antropolojiye ait bu düşüncelerin
çeşitli ırktan insanların ve kültürlerin Amerikanlaştığı Birleşik Devletlerin
liberal anlayışıyla ilişkili obuası anlamlıdır.
Son nesil içinde T.
Parsons’un eserlerinin etkisiyle “kültür”, Amerika antropolojisinde
“toplumMan farklı bir inceleme alam olarak belirmiştir. Bu bağlamda kültür
bir semboller sistemi olarak tanımlanmıştır. Parsonsçu kültürel antropologların
en etkilileri olan C.Geertz ve D. Sch-neider, kültürel sistemlerin sosyal
sistemlerden ayırd edilmesi ve kendi içinde tutarh bütünler olarak analiz
edilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir. Bu iki bilim adamının çalışmaları
zamanla hermenö-tik ve semîyoloji yönüne kaymış ve kültür-lerarası
karşılaştırmalardan uzaklaşmıştır. Kültürel antropolojinin bu türü zaman
zaman “sembolik antropoloji” ya da bilişsel antropoloji olarak
adlandırılır.
(SBA) Bk. Antropoloji;
Kültür.