DSM-IV çogul eksenli sınıflamayı içermektedir; burada her birey beş boy^t yani eksende incelenmektedir. Çogul eksenli sınıflama her boyutta bireyin incelenmesini içerdigi için birçok alanda bilgi toplamayı zorunlu kılmaktadır. Ayrıca bireye bir tanının konulması beraberinde birçok dışlayıcı tanıyı içerdigi için tanı koyan kişiyi ayrıntılı degerlendirme yapmaya zorlamaktadır. DSM-IV’ün çok eksenli sınıflamasında Eksen I, kişilik bozuklukları ve zihinsel gerilik hariç (bunlar Eksen II’de sınıflanmıştır) bütün ruhsal bozuklukları kapsamaktadır. Eksen III herhangi bir tıbbi durumun bulunup bulunmadıgını, Eksen IV ise bireyin hayatındaki psikososyal ve çevresel sorunları içermektedir. Son olarak Eksen V ise bireyin normal hayat iş- levselliginin ne derece bozuldugunu degerlendirmektedir. Bu eksenlerde yer alan ruhsal bozukluklar aşagıdaki tabloda özetlenmiştir (APA, 1994, Davidson & Neale, 1997).
Psikosomatik Bozukluklar
Psikosomatik bozuklukta bireyin tıbbi olarak kanıtlanabilir fizyolıjik temelli bir rahatsızlığı vardır ancak bu rahatsızlığın nedeni büyük ölçüde stres ve kaygı gibi psikolojik bir faktördür. Örneğin, son dönemde işyerinde çok ciddi zorlamalar olan bir bireyin mide ülseri olması ve bu nedenle doktora gitmesi durumunda gözlen-
Somatoform Bozukluklar
Psikosomatik rahatsızlıklardan farklı olarak somatoform bozuklularında bireyin saptanabilir doجrudan fizyoloزik bir rahatsızlıجı olmaksızın sürekli sırt ağrısı, baş ağrısı, karın ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtilerle yakınması ve bunarlın giderilmesine yönelik sürekli tıbbi bir yardım arayışında bulunmasıdır. Ancak saptanabilir fizyolojik bir neden bulunmadığı için kişi uygulanan tedavilere cevap vermez ve yakınmaları devam eder (APA, 1994),
Duygu Durumu Bozuklukları
Duygu durum bozuklukları tıpkı adından da anlaşılacağı gibi, duygu durumunda¬ki rahatsızlıkları içermektedir. Her bireyin belirli ortamlarda ortamın beraberinde getirdiği koşullara bağlı olarak gösterdiği bir duygu yelpazesi vardır. Bazı ortam¬larda oldukça neşeli, bazı ortamlarda üzgün, bazı ortamlarda ise cesaretimiz kırıl¬mış ve korkmuş hissedebiliriz. Bu oldukça normal bir durumdur. Ancak duygu du¬rum bozukluklarında bu çeşitlilik belirgin bir ölçüde azalmış ve koşullardan ba-ğımsız olarak kutuplaşmış bir şekilde sürekli ya çok üzgün ya da aşırı mutlu (öfo- rik) duygu durumu gözlenmeye başlanmıştır. Bazı bireylerde ise öfori ve üzüntü uçları arasında sürekli gidip gelmeler görülür. Duygu durum bozuklukları, depreş- ,yon, mani ve iki uçlu bozukluk olmak üzere üç başlık altında incelenebilir
Kaygı Bozuklukları
Korku bütün diğer duygular gibi oldukça doğal ve yaşamsal fonksiyonu olan bir duygudur. Bizi tehlikeli bir durumda harekete geçirerek kendimizi koruyacak ön¬lemleri almamızı sağlar. Ancak kaygı bozukluklarında kişi ya korkusunun kayna¬ğını bilmez ya da hissetmiş olduğu kaygı durumla orantısız bir biçimde uygunsuz¬dur. Özgül fobi, sosyal fobi, açık alan fobisi, panik bozukluk, yaygın kaygı bozuk¬luğu ve obsesif-kompulsif bozukluk kaygı bozukluklarının en sık rastlanılan tanı gruplarını oluşturmaktadır.
Yeme Bozuklukları
Yeme bozukluklarında ya anoreksiya nervozada olduğu gibi kişi çok kilolu olduğunu düşünerek yemekten kaçınır ve ay¬rıca aşırı egzersiz yaparak kilo kaybetmeye devam etmek is¬ter ve aşırı kilo kaybeder ya da bulimiya nervozada olduğu gibi tıkanırcasına yemek yedikten sonra aşırı suçlu hissede¬rek kusma, aşırı spor yapma ve laksatif (yağların kana karış-madan vücuttan atılmasını sağlayan ilaç) kullanma gibi yöntemlerle kilosunu kontrol etmeye çalışır.
Anoreksiyada belirgin bir biçimde zayıf olmasına rağm e n bu nu kabul etmez.
Kişilik Bozukluklar؛
Kişilik bozuklukları, sürekli, degişmeyen, uyumsuz ve içselleştirilmiş davranış ve yaşantı örüntüleri olarak tanımlanmaktadır. DSM-IV’te kişilik bozuklukları A kümesi (tuhaf ya da bizar özellikler içeren kişilik özellikleri), B kümesi (dramatik, duygusal ve hızlı degişen özellikleri içeren kişilik özellikleri) ve C kümesi (kaygılı ya da korkulu, toplumsal izolasyonu ^ksek özellikleri içeren kişilik özellikleri) olmak üzere üç temel kategori grubu altında tanımlanmıştır (Davidson & Neale, 1997).
Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar
Şizofrenik bozukluklar aylarca hatta yıllarca süren genellikle genç yetişkinlik yıllarında yani 20’li yaşlarda ortaya çıkan düşünce, dil, algı ve dikkat, duygu ve davranış yapısındaki ağır bozulmalarla kendini gösteren bozukluktur. Diğer tanı kategorilerinin aksine şizofreni tanısı alan bireyler çok farklı yelpazede belirti gösterebilirler. Şizofrenisi olan kişiler sıklıkla varsanılar yaşarlar. Yani gerçekte olmayan sesleri duyma gibi hatalı duyusal algılardır. Varsanılara ek olarak şizofreni hastalarının sanrıları (hezeyanları) vardır. Sanrılar gerçek temeli olmayan yanlış inanışlardır. Sanrılar nedeniyle şizofreniler insanlarla kurmuş oldukları ilişkilerde karşısındaki kişinin söylediklerini ve yaptıklarını çarpıtarak algılarlar. Bazılarında konuşma içerik olarak bozulduğu için anlamlı bir bütün ifade etmez ve diğer insanlar ne söylediklerini anlayamazlar.
Şiizofreni hastalarının birbirinden çok farklı içerikte belirti göstermesine rağmen belirtileri üç temel kategori altında toplanabilir.