Fudayl b. İyâz kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (ö. 187 / 803) Horasan’ın Fütüvvet ve melâmet anlayışının ilk temsilcilerinden biridir. Ailesi hakkındaki rivayetlerden Arap asıllı olduğu anlaşılmaktadır. Kaynakların verdiği bilgiye göre Fudayl gençliğinde Merv ile Ebîverd arasında eşkıyalık yapan bir çetenin reisiydi. Ancak basit şeylere tenezzül etmeyen mert bir kişiliğe sahipti. Âşık olduğu cariyenin evine girmek için duvara tırmandığı bir sırada içeride Kur’an okunuyordu. Bu arada duyduğu “İman edenlerin Allah’ı zikretme ve O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerine ürperme zamanı hâlâ gelmedi mi?” (el-Hadîd 57/16) meâlindeki âyetten çok etkilendi ve “Evet yâ rabbi, o an geldi” diyerek oradan ayrıldı. Yaptıklarına tövbe edip kendini tamamen ibadete verdi. Daha sonra memleketini terk ederek Kûfe’ye gitti; burada Ebû Hanîfe, Süfyân Sevrî ve A’meş gibi âlimlerin meclislerine devam etti; otuz yıl ilim ve ibadetle meşgul oldu. Muharrem 187 (Ocak 803) tarihinde Mekke’de vefat etti.
Fudayl’in bazı söz ve davranışları onun fütüvvet ve melâmet anlayışının ilk temsilcilerinden biri olduğunu göstermektedir. Affetmeyi ve dostların kusurunu görmemeyi fütüvvet olarak tanımlayan Fudayl’e göre doğru mümin çok çalışan, kendi elinin emeğiyle geçinen, az konuşan, sözünde hikmet, susmasında düşünce, bakışında ibret ve işinde iyilik bulanan kişidir. Âbid, zâhid ve âlimlerin devlet adamlarından uzak durması gerektiğini söyler. Kendisi de Halife Hârun Reşid ile görüşmek istememiş, halifenin ısrarı üzerine görüşmeyi kabul etmek zorunda kalınca doğru bildiğini çekinmeden söylemiş ve verdiği ihsanı da reddetmiştir. Bununla birlikte devlet adamlarının âdil ve dürüst olmaları için dua etmekten de geri durmamıştır.
İlk dönem zâhid ve sûfîleri arasında zühd ve tak-vasıyla öne çıkan Fudayl, âhiret korkusu, günah endişesi ve Allah’a kavuşma iştiyakının doğurduğu hüzün gibi duygulardan dolayı sürekli gözyaşı dökmesiyle tanınır. Çevresindekilere ölümü, kabir hallerini ve âhiret azabını göz önünde bulundurmalarını tavsiye etmesi, Kur’an’ı gözyaşları içinde hüzünlü bir şekilde ağır ağır okuması ve bazan Kur’an dinlerken kendinden geçmesi onun bu özelliğiyle ilgilidir. İlim öğrenmenin, zahidâne yaşamanın ve Kur’an’ı ezberlemenin önemini vurgulayan Fudayl’a göre âlimlerin ve hâfızların (kurrâ) sultanlar başta olmak üzere hiç kimseye muhtaç olmaması, aksine herkesin onlara ihtiyaç duyması gerekir. Böyle olmayan hâfız ve âlimden uzak durulmalıdır. Çünkü bunlar sevdiklerini över, sevmediklerine de iftira ederler.
Fazla yeme, uyuma ve konuşmanın kalbi katı-laştırdığını söyleyen Fudayl, çok namaz kılarak ve oruç tutarak değil, gönül zenginliği, temiz vicdan ve halka karşı beslenen samimiyetle Allah’a ulaşılabileceği kanaatindedir. Onun tasavvuf anlayışında ilahî inayet ve ihsan kavramları ön planda yer alır. Allah korkusuna ağırlık vermekle birlikte zaman zaman Allah sevgisinden de söz etmiştir.
Abdürrezzak TEK
Kaynak: Ahi Ansiklopedisi, 1. cilt, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ankara, 2014