Enver Gökçe kimdir? Hayatı ve eserleri: Kemaliye’de doğdu (1920). Öğrenimini Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı (1948). Ceza Yasası’nın 141. maddesine aykırı eylemde bulunma savı ile tutuklandı (1951). Yedi yıla hüküm giydi. Cezaevinden çıktıktan sonra yaşamını bağımsız yazarlık yaparak sürdürdü. 19 Kasım 1981’de öldü.
Enver Gökçe’nin Dost Dost İlle Kavga (I. bas. 1973) adlı tek yapıtı çoğunluğu 1946-48 tarihlerini taşıyan 20 şiir ve bir destanın elde kaldığı belirtilen 150 dizelik bölümünden oluşmuştur. Çoğu ilk kez “Gün”, “Ant”, “Söz” (1945-46) dergilerinde yayımlanan bu şiirlerde genç kavga adamının yürekli dizeleriyle karşılaşırız. Belirgin özellikleri yüksek düzeydeki ses güçleridir. Haykırı öğelerine dayanmadığı zaman, şiirin gelişim süreci içinde doğallığından bir şey yitirmez bu ses. Geleneksel halk şiirimizin toprağı, devranı, sevgiyi, acıyı, direnmeyi simgeleyen sözcüklerinden kaynaklanma becerisini koruduğu zaman da özgün renkler kazanır.
Bütün içinde bağımsız görünen parçalarda yer yer ölçüden ve uyaktan çekinmez Enver Gökçe. Kendini geniş ölçüde bildiriyle yükümlü tuttuğu için her olanağı kullanarak şiirselin dışına düşmemeye çalışır. Bu dengeyi yitirdiği yerdeyse 46’ların ortak söyleyiş, ortak dize yapısı, ortak bildiri havasının dışına çıkamaz. Bu evrenin ürünleri arasında “Dost”, “Mürettip Haşan”, “Oy Beni” gibileri temalara egemenliği, yapıları, iki üç sözcükle kurulan dizelerdeki etki güçleriyle en erişkin düzeyde olanlarıdır. Şairler- Yazarlar Sözlüğü’nde belirttiğimiz gibi, halk şiirini dil olanaklarını ustaca bileşimlere ulaştırma becerisi hem özgün yanını, hem kendisinden sonra gelen güçlü bir şair, Ahmed Arif üzerindeki etkisini ortaya koyar. Duyarlık ve coşku, inandığı öğretiyle birleştiği için de genellikle geçmiş-yaşanan-gelecek sürenin birbirini tamamlayan öğeleri olarak işlenmiştir. Ve ince simgelerle,
anımsamalarla, çağrışımlarla verilir. Bu nedenle tanımlamaların sakatladığı dizeler, güçlü yapılara oranla (hele adlarım belirttiğimiz parçalarda) azınlıkta kalır. Nedir ki, öykü ağır basınca (İbrahim’in özellikle ilk bölümü) Rıfat İlgaz’ın dize yapısını benimseyen şairin, coşkuya kapılınca (39 Harbi’nin özellikle son bölümünde) bu yetkinliği koruduğu söylenemez. 1950’den sonraki şiirlerinden Yusuf ile Balaban’ı oluşturan parçalardaysa 25 yaş evresinin doğal sayılacak kusurlarından kurtulmuş, bilinçlenme aşamasındaki insanı özgün dizelerle yansıtmayı başarmıştır.
ŞİİR KİTAPLARI
Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatı 3, Cumhuriyet Dönemi 1, Şükran KURDAKUL, 1994, Evrensel Basım Yayın.